Gezi Parkı’nın açılmasının ardından çıkan olaylarda gözaltına alınan ve sevk edildikleri mahkemece serbest bırakılan Taksim Dayanışması üyelerinden Mücella Yapıcı’nın da aralarında bulunduğu 12 şüphelinin mahkemedeki ifadeleri ortaya çıktı. Taksim Dayanışma Sekretaryası ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı ifadesinde dosyaya ibraz edilen fezlekenin maddi hatalarla dolu olduğunu belirterek, "Taksim Dayanışması fezlekede platform olarak adlandırılmıştır. Böyle bir platform yoktur. Taksim Dayanışması, dernekler, örgütler, sendikalar, siyasi partiler, mahalle dernekleri ve meslek odalarından oluşmaktadır. Herhangi bir şekilde oylama yapılmaz. Bir başkan ve yöneticisi de bulunmamaktadır. Mesleğim gereği afet komisyonu yürütücüsü olmam nedeniyle Beyoğlu ilçesinde herhangi bir deprem halinde çadır kurulabilecek tek alan olarak Taksim alanı olduğunu bilmekteyim. Bu nedenle Taksim’le ilgili çalışmalarımız devam etmektedir” dedi.

Gezi Parkı’nın valilikçe halka açıldığını duyunca kızıyla birlikte odadan arkadaşlarıyla parka gitmek için yola çıktığını anlatan Yapıcı, Sıraselviler Caddesi’nde polisle karşılaştıklarını ve kendilerine engel olunduğunu söyledi. Polislerin kızını almaya çalıştığını ifade eden Yapıcı, kızını kurtarmaya çalıştığını söyledi. Ezilme tehlikesi geçirdiğini, polisle herhangi bir mukavemetinin olmadığını da belirten Yapıcı, “Ben polise sadece arkamı döndüm. Eğer arkamı dönmekle mukavemet ediyorsam bunu kabul ediyorum” dedi.

Gözaltındayken kendisine kötü davranıldığını iddia eden Yapıcı “Örgüt kurmak ve örgüt üyesi olmakla suçlanmayı ilk kez burada duydum. Ben suç örgütü değil, hukuksuzluğa karşı savaşan bir örgütün çalışanıyım. Ben gözaltındayken evimde arama yapılmış, defterimden notlar bulunduğu belirtilmektedir. Savcılıkta bana gösterilen belgedeki yazı bana ait değildir. Ait olsa dahi suç unsuru da bulunmamaktadır” dedi.

‘TAKSİM DAYANIŞMASI SUÇ ÖRGÜTÜ OLARAK GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR’

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu da polise herhangi bir mukavemeti olmadığını belirterek, “Üyesi olduğum Tabipler odası yönetim kurulu kararıyla en az 3 platformla çalışma kararı almıştır. Benim bu platformlarda çalışmam şahsi değil, görevim gereğidir. Ayrıca bu platformlara yönetim kurulu içinde kim uygunsa dönem dönem onlar katılmaktadır. Bu nedenle suç işlemek için örgüt kurma suçunu kabul etmiyorum. Herhangi bir kimseyi de suç işlemek için kışkırtmadım. Taksim Dayanışması suç örgütü olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Suçsuzum” dedi.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen piyasa araştırmacısı Haluk Ağabeyoğlu ise “Üzerime Taksim Dayanışma önlüğünü giydim. Bu önlüğü yaklaşık 4 haftadır giymekteyim. Herhangi bir şekilde grupları yönlendirme, organize etme gibi bir eylemim olmamıştır. Sadece önlüğü düzen sağlaması amaçlı giydim. Hiçbir arkadaşımın suç işlemiş olduğuna inanmıyorum. Burada bulunduğu olay günü m için hiç pişman değilim” dedi. Şüpheli Erdem Ateş, elektronik işiyle uğraştığını belirterek, “Olay günü malzeme almak için oraya gittim. Ancak geri dönerken polis tarafından gözaltına alındım. Neden gözaltına alındığımı sorduğumda karakolda öğrenirsin dediler. Neden gözaltına sorduğum için kötü muameleye maruz kaldım. Polis bana akıllı ol seni buradan çıkarmayız dedi. Daha sonra bir çanta ortaya çıktı. O çantada sapan, bilye ve kask olduğunu söylediler. Bu malzemeler bana ait değildir” diye konuştu.