Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 5. duruşmaya Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil ve avukatı Yurdakun Yıldız ile tanık ve mağdur avukatları katıldı. Duruşmada mahkeme heyeti davaya katılan tanık İbrahim Dölek’i dinledi.
Duruşmada Dölek, Çitil’in 1993 yılında rütbesi ile görev yaptığı dönemde kendisini tehdit ederek, işkence yaptığını iddia etti.
1993 yılında arkadaşları ile Köseveli köyüne taziye ziyaretine gittiklerini ve köy girişinde içerisinde bulundukları otomobilin jandarma tarafından durdurulduğunu dile getiren Dölek, “Kimlik kontrolü yapıldıktan sonra üstümüz arandı. 3-4 saat sonra ise 10’a yakın cemse köyün etrafını sardı. O dönem yüzbaşı rütbesinde olan Musa Çitil beni tehdit etti. Daha sonra bizim gözlerimizi bağlayarak Derik Tabur Komutanlığına götürdüler. Sonra İlçe Jandarma Komutanlığına götürdüler. Kömürlük diye bir yere koydular. Benden başka insanlarda vardı. İkinci günden sonra bana çeşitli işkenceler yapıldı. Orada bir bayanda vardı. 3 kişi sorguluyordu bizi. Sorgulayanlardan birisinin Musa Çitil olduğunu Köseveli köyündeki sesinden dolayı tanıdım. Bizi daha sonra Mardin’e götürdüler. Orada işkence yapıldı. Sonra bizi mahkemeye götürdüler. Serbest bırakıldım. Orada bir asker sen teröristsin git çık dağa bir daha karşıma çıkma gibi sözler söyledi” dedi.
"JANDARMA TEŞKİLATI VE ŞAHSIM SUÇ ÖRGÜTÜ GİBİ GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR"
Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil ise, "Dölek’in ne hangi tarihlerde Mersin’den Mardin’e geldiğini ve tehdit edildiğini teyit ediyor mu?" diye sordu.
Dölek "evet" cevabını vermesinin ardından Tuğgeneral Çitil, mahkeme heyetinden Dölek’e ‘cemse’ derken neyi kastettiğini sordu. Bunun üzerine söz alan Dölek, cemse olarak askeri araçları kastettiğini belirtti.
Tanık ve müşteki beyanlarının hepsini dinlediğini ve somut bir delil ve belgeye dayanmadığını ifade eden Tuğgeneral Çitil, Jandarma Teşkilatı ve şahsının suç örgütü gibi gösterilmeye çalışıldığını söyledi. Çitil, somut delil olmadığı için şahsına iddiaların hepsini reddettiğini açıkladı.
Tanık avukatlarının baskı nedeniyle tanık bulmakta zorlandıkları yönündeki iddialara da değinen Çitil, “Tanık bulmakta zonlandıklarını belirttiler. Aslında tanık bulmakta ben zorlanıyorum” diye konuştu.
PİRO AY CİNAYETİYLE İLGİLİ MARDİN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA İSİMSİZ MEKTUP GÖNDERİLDİ
Öte yandan dava kapsamında görülen Piro Ay cinayetiyle ilgili Mardin Cezaevinden Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına isimsiz bir mektubun gönderildiği öğrenildi. Mektup’un Çorum’a ulaşmadığı için içeriği hakkında bir açıklama yapılmadı.
Tanık Hüseyin Ay, mektubun Mardin Cezaevinde yatan Nurettin P. tarafından gönderildiğini tahmin ettiklerini dile getirdi. Müşteki avukatları da şahsın dinlenmesini talep etti.
Duruşma sonunda müdahil avukatlar mahkeme heyetinden Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çetil’in tutuklanması ve hakkındaki soruşturma dosyasının bir örneğinin de İçişleri Bakanlığına gönderilmesini talep etti. Talepleri reddeden mahkeme heyeti duruşmayı 14 Nisan tarihine erteledi.
Duruşmanın ardından bir açıklama yapan avukat Erdal Kuzu, “Dosyaya bir itiraf mektubu geldi. İddianame kapsamında bir cinayete ilişkin ve yanında başka bir cinayete ilişkin açık itiraflar var. Bizim sürekli söylediğimiz Jitem’in örgütlü bir yapı olduğunu ve örgütsel şekilde çalıştığına dair itirafları içeriyor. Fakat Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı bu itirafı yapan kişinin beyanına başvurmuyor aslında delillerin karartılmasının önünü açmıştır. Aynı zamanda Musa Çitil’e de bu delilin karartılması için imkan tanımıştır. Bunu mahkemede dile getirdik. Mektup söylediklerimizin teyididir. Musa Çitil’in bunları tek başına gerçekleştirmediğini örgütsel bir yapı çerçevesinde gerçekleştirdiğinin açık ifadesidir. Jitem’i anlatan bir mektuptur. Mektubun kimden ilişkin şüphelerimizi mahkemeye söyledik. Piro Ay’ın nasıl öldürüldüğüne başka bir yargısız infaza dair açık anlatımlar var. Jitem’in örgütlü bir yapı olduğunu Musa Çitil’inde onun Derik’teki uygulayıcısı olduğudur. Umarım mahkeme ciddiye alır” dedi.
