Mardin'in Derik ilçesinde 1993-1994 yılları arasında faili meçhul cinayete kurban giden 13 köylüyle ilgili dönemin Derik Jandarma Komutanı Musa Çitil hakkında açılan ve Adalet Bakanlığı'nın talebi ve 5. Yargıtay Ceza Dairesi'nin onayı ile Mardin’den Çorum’a alınan davanın ikinci duruşması başladı.

Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya katılan mağdur yakınları ve tanıklar sabah saatlerinde adliyeye geldi. Üst araması yapılan mağdur yakınları ve tanıklar daha sonra duruşmanın yapılacağı salona alındı. Duruşmaya Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil de ilk kez katıldı. Duruşma nedeniyle güvenlik güçleri adliye binası çevresinde geniş güvenlik önlemleri alırken, Tuğgeneral Çitil, adliyeye getirilirken basın mensuplarının görüntü alınmasına izin verilmedi.

Duruşmada mahkeme başkanı Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil'e iddianamede hakkında yer alan 7 suçlama ile ilgili bilgi verdi. Olaylarla ilgili iddianamenin okunmasının ardından Tuğgeneral Çitil, 7 olayla ilgili yanında getirdiği klasörde yer alan savunmasını yazılı olarak mahkeme heyetine sundu. Çitil, daha sonra bu olaylarla ilgili mahkeme heyetine bilgi verdi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Tuğgeneral Musa Çitil, "Hakkımda ortaya atılan iddialar tamamen gerçeği yansıtmamaktadır. Buradan şahsım ve şahsım üzerinden görev yaptığım kurum itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır" dedi.

Mardin'de görev yaptığı süre içerisinde 940 tane terör olayının gerçekleştiğini dile getiren Çitil, bu olaylarda çok sayıda güvenlik görevlisinin şehit olduğunu, köylülerin yaralandığını, bazı köylülerin hayatını kaybettiğini, bazı vatandaşların da terör örgütü tarafından kaçırıldığını belirtti.

O dönemde PKK terör örgütünün Mardin'de 100-150 kişiden oluşan silahlı gruplarının bulunduğunu anlatan Çitil, "Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı için huzur ve güvenliği için gece gündüz teröristlere karşı mücadele verdik. Bu dönemde terörle mücadele başarılı çalışmalara imza atıldı. O yıllar terör olaylarının en yoğun olduğu dönemlerdi. Terör örgütü o dönemde hem güvenlik güçleri ile çatışır, hem de Hizbullah’la çatışmaya girerdi. Mardin'in ardından Tokat, Tunceli ve Şırnak'ta görev yaptım. Çok insanla tanıştım ve çok olayla karşılaştım. Görevimizi yaparken ilçe kaymakamı ve ilçe savcısının bilgisi altında hareket ediliyordu. Yasal mevzuatlar çerçevesinde hareket ediliyordu. O dönemde birçok terörist etkisiz hale getirildi. Ve bunlar adli makamlara teslim edildi. İddialar tamamen asılsız. Terörle mücadelede başarılı çalışmalar yürüttüğümüz için hedef tahtası haline getirildim. Suçlamaları kabul etmiyorum" diye konuştu.

Çitil, “Dumanlı köyünde terörist unsurlarının barındığı bilgisi geldi. Askeri birliklerle operasyon düzenlendi. Operasyon sırasında mehmetçikler şehit oldu. Operasyonlar sırasında köylüler güvenli bir yere çekildi. Hatta cami hoparlöründen köylülerin köyü boşaltmaları istendi. Daha sonra da teröristlerin silahlarını bırakmaları ve güvenlik güçlerine teslim olmaları için de yine anonslar yapıldı. ‘Teslim ol’ çağrımıza teröristler ateşle karşılık verdi. Uyarılar dikkate alınmadı ve çatışmalar gün boyu sürdü. O zaman operasyon yetkisi bende değildi. O operasyon sırasında birisi kadın toplam 9 terörist etkisiz hale getirildi” diye konuştu.

Daha sonra Çitil, iddianamede yer alan Dumanlı köyündeki operasyon ve ölü olarak bulunan köylüler hakkında savunma yaptı. Savunmasının sona ermesinin ardından mağdur avukatları Çitil'e çeşitli sorular yöneltti.

Soruların cevaplanmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Saat 14.00'de tekrar başlayan duruşmada şimdi tanık ve mağdur yakınlarının ifadeleri alınıyor. İfade sırasında Türkçe bilmeyen mağdur yakınları ifadelerini tercüman eşliğinde veriyor.