Ataman, toplantıda şu şekilde konuştu: 

CHP Grupbaşkan vekili Özgür Özel, 10 Kasım günü Ankara’da, Düzce depreminin yaşandığı gün de Trabzon’da, bu iki önemli günün amacıyla bağlantısı olmayan konularla gündeme gelmeye devam ediyor…

 Özgür Özel’in trabzon’a geliş amacını merak ediyorduk fakat gördük ki amaç ne ülke, ne trabzon ne de Gümüşhane değil; amaç bizim üzerimizden partimize, sayın cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza hakaret etmekmiş…

Geliş amacın belli ki; provokasyon…

Trabzon’a bu amaçla geldiği çok net… 

İDDİASI İSPAT ETMEK YERİNE...

Biz ise hazır gelmişken ortaya attığı sınır değişikliği iddiaları ile ilgili doğru bir şey söyleyip, iddialarının arkasında durup bir kelimesini ispat etmesini bekledik.

Ancak gördük ki bu gelenekte değişen bir şey yok. iddiasını ispat etmek yerine yeni konular, yeni yeni iddialar ortaya koymayı tercih etti.

Doğrusu CHP geleneği ile örtüşmüş trabzon ekolünü hatırlayınca, merhum Faik Ahmet Barutçu'nun koltuğunda Cumhuriyet Halk Partisi Grupbaşkan Vekilliğinde bir yalancının ve bir müfterinin oturduğunu görünce çok üzüldüm. bu, en başta trabzonlu cumhuriyet halk partili hemşehrilerimize hakarettir.

 BAHSE KONU 3 KÖY NEREYE BAĞLIYDI... 

Özgür Özel;  Trabzon ve Gümüşhane ile ilgili bahsettiğin konuların benimle alakası olmadığını anladığın halde, geri adım atmış gibi gözükmemek adına açıklama yapıyorsun…

Şimdi soruyorum; Trabzon'da basın toplantısı yaptığın saatte, bahse konu bu üç köy nereye bağlıydı…

Gümüşhane'nin Kürtün’ün veya herhangi bir ilçesinin, Giresun'un, Bayburt’un hiçbir köyü Trabzon'a bağlanmış mı? 

Bırakın benim gibi bir meclis üyesini, sayın bakanın veya herhangi bir kamu otoritesinin, içeriğinde halk oylaması da olan hukuki süreç tamamlanmadan herhangi bir mahalle ya da köyü, talebi ve onayı olmaksızın başka bir ile bağlanmayacağını bilmeyecek kadar cahilsin. bunu araştırmayacak kadar da art niyetlisin. 

HARİTA ÜZERİNDEN NEDEN GÖSTERMEDİN

Sınır değişikliği ve kısa adı MAKS olan mekansal adres kayıt sistemi hatasını harita üzerinden neden göstermedin… 

MAKS sadece damlı köyünü ilgilendiriyor. bahse konu yer benim tesisimden 6 ila 15 kilometre arasında değişen mesafede… 

Burada yapılan işlem ise, e/2009/27 esaslı 26.03.2010 tarihli yargıtay kesinleşme şerhli yargı kararına dayandırılan bir sınır değişikliği olup, kadırga tarafında 1981 tarihli kenan evren imzalı bir karar esas alınarak işlem tesis edilmiştir.

Yapılan bu uygulamaya Kırgeriş, Bağlama ve Damlı köyleri yargı nezdinde itirazda bulunmuştur. 

Benim tesisim ve şahsımla hiçbir ilgisi olmayan bu uygulamayı ben de medya aracılığıyla öğrendim. 

Yapılan bu işlem bir sınır değişikliği işlemi olup, ilgili köylerin yayla tabir ettiğimiz 4342 sayılı kanuna göre mera alanlarını kapsamaktadır.  

Araştırdığımda gördüm ki; burada iddia edildiği gibi kürtün köylerinin Trabzon’a bağlanması hiçbir şekilde söz konusu değildir. 

ATFEDİLMEYE ÇALIŞILAN SÜREÇ... 

Bu işlem sürecinde MAKS adlı sistemde Damlı Köyü evlerinin Şalpazarı ilçesinin Gökçeköy Mahallesi’ne kaydedildiği fark edilmiş. Gümüşhane Valiliğinin girişimi ile bu hata da düzeltilmiş ve valilik tarafından gerekli açıklama yapılmıştır.  

Bana atfedilmeye çalışılan sınır değişikliği ile ilgili süreç bu şekildedir. 

Ekran Resmi 2022-11-24 15.26.17

Sayın İçişleri Bakanımızla yaklaşık üç buçuk yıldır karşılama ve uğurlamalarda "hoş geldiniz, güle güle" dışında bir temasım olmadığı gibi, kendisinden bu sınır değişikliği dâhil olmak üzere herhangi bir talebim de olmamıştır. zaten işi başından aşmış. sayın bakanı, tanıyanlar bilirler ki; bu ve benzeri taleplere de kesinlikle müsaade etmez.

Hiçbir ilgim ve bilgimin olmadığı açıkça belli olan bu hususta, her kim bu iftiralarda bulunuyorsa ve ispat etmiyorsa müfteri ve yalancıdır. 

Ben bilgi ve belge ile böyle bir durumun olmadığını bütün açıklığıyla telefon görüşmemizde anlattım…

Sen ise yine duyum ve dedikoduya dayalı laflarla Trabzon’da yeniden basın toplantısı yaparak, bu kez daha önceki iddianla hiç alakası olmayan helikopter pisti ve karakolu anlattın…

HELİKOPTER PİSTE VE KARAKOLUN… 

Yani bu memlekette hangi amaçla olursa olsun yapılacak helikopter pistleri ya da karakolların sorumlusu benmişim gibi gösterdin.

Tekrar söylüyorum yapman gereken; Cumhurbaşkanımız ve bakanımız marifetiyle Trabzon'a benim ve eşim için bağlandığını iddia ettiğin köylerin, olduğunu ispat etmekti.

doğru olanı benim yaptığım basın toplantısında ispata davet ettiğim üzere, halen var olduğunu düşündüğüm şerefine havale ettiğim ispat işlemini yapmandı.

Yanında oturan il ve ilçe yöneticilerine de sorarak devam edersek; basın toplantısı yaptığın saatte ve bu saat öncesinde trabzon'a bağlanmış Gümüşhane Kürtün Köyü var mıdır? Varsa mahalle temsilcisi atamışlar mıdır?

Gelelim aramızdaki telefon görüşmesine…

Ekran Resmi 2022-11-24 15.26.54

Bu​ telefon görüşmesinde ben​ Özgür ​beyin ​ofisini aramadım…

Kendisini cep telefonundan aradım ve sekreteri çıktı.

21.15 sularında bana cevaben döndü, ben de dönüşü için kendisine teşekkür ettim ve olayı anlattım.

Bu konuşmanın içeriği ile ilgili olarak kurduğum cümle, bana özel hayatını anlattığı şeklindedir. bundan öteye konumuz harici hiçbir şey söylemedim.

Onun yaptığı açıklamaları ise doğrusunu söyleyerek kamuoyunun takdirine havale ediyorum…

Söyledikleri şeyler Özgür Özel’in anlamak istediği ifadeleridir. benim kurduğum cümleler değildir.

ÖZGÜR ÖZEL İLE İLGİLİ KURDUĞU CÜMLE

Özgür Özel'e umutla ilgili kurduğum cümle, hatırladığım kadarıyla şu şekildedir;

“siz muhalefet partisi grup başkan vekilisiniz… muhalefette karşılığı olan bir insansınız ancak bu konuşmalarınızla benim gözümdeki özgür özel imajını yerle bir ettiniz… benimle yeni yetme bir ergen edasıyla konuşuyorsunuz… özgür özel bu muydu?” dedim.

El insaf; eğer ben özgür özel'i umut olarak görseydim, onun peşine takılırdım.

Kendisine klasik bir partili olmadığımı, seküler bir insan olduğumu da söylediğim doğrudur.

CUMHURBAŞKANI İÇİN ÖLÜRÜM... 

Ancak ben bunu yalan sözlerine karşı ifade ettiğim bir cümle ile tamamlayarak söyledim.

Cümle içinde seni sevdiğimi söylüyorsun, umudumuz olarak gördüğümü söylüyorsun ve aynı cümle içerisinde 

“Cumhurbaşkanı için ölürüm” dediğimi söylüyorsun. tayyip erdoğan hatırına bu yalanına bile tahammül ederim. ne seni seviyorum, ne de sevdiklerimi sevmeni bekliyorum. 

Ben bu milleti sevenleri seviyorum. Süleyman Soylu için her gün bize küfreden adam diyorsun. Süleyman Soylu’nun söylemlerinin hak edene gittiğine eminim. 

Darbe gecesi nerede olduğunu anlatmışsın, hızını ve gazını alamamışsın “o gece meclisi açtırdım, bütün ak partilileri arayıp meclise ben çağırdım” demişsin, bu cümlelerinden anladım ki benimle ilgili söylediğin her şey de ancak bu kadar doğru. 

Telefonda benimle yumuşata yumuşata konuştu sonuna doğru başladı diklenmeye demişsin. 

Bunlar senin iddiaların ancak ben sağ ve hayattayım. benim bir tarzım ve üslubum var. ben siyasi mülahazalara girmem, insanlara siyasi tarzda bakmam, göğsümü gere gere tayyipçiyim diyen bir adamım. 

AK Partili meclis başkan vekiliyim. itibar edilecek cümle benim ağzımdan kamuoyuna çıkandır. 

 Benim çocuklarıma ve torunlarıma bırakacak diklenen değil bir dik adam imajım var. 

Sayın Cumhurbaşkanının ve sayın bakanın hiçbir pozisyonunu istismar etmeyen ve senin tarafından iftiraya uğrayan AK Partili Tayyip Erdoğan ve Süleyman Soylu’nun seveni ve onların hiç birinden hiçbir şekilde menfaati olmayan bir Trabzonluyum.

YATIRIM ŞAMPİYONU OLMUŞ ŞEHİR... 

Yani ben bu memleketle bu millet için umut olan ve bunun gereğini yapan, sen trabzon’a gelip bu ucuz işlerle uğraşırken Düzce'de depremzedelerin yanında olan Süleyman Soylu'nun ve Tayyip Erdoğan’ın yanında olmayı en büyük şeref, ismimim son zamanlarda seninle birlikte anılmasını da hayatımın en kötü sıfatı olarak görüyorum…

Yatırım şampiyonu olmuş bir şehirde ettiğin lafların boş beleş olduğunu görüyorum. 

Şu helikopter pisti ve karakol meselesine gelince…

Özgür Özel söylediğin her şey cahilce bilgisizce ve yalan…

Yapılan helikopter pisti bölgeye yapılmış çok amaçlı bir helikopter pistidir. benim helikopterim de yoktur. 

Ayrıca bahse konu yerde şahsıma ait 1 metrekare arazim yoktur, eğer varsa, böyle bir param yok ama neyim varsa satıp o helikopter pistinin bedelini ödeyeceğim, yeter ki bana bir metrekare arazi bul. burası yap-işlet-devret modeliyle yapılmış ve süresi işleyen bir kamu yatırımıdır…

Ayrıca sizin her türlü yatırıma hele trabzon’a yapılana muhalif olmanız çok normal. bence Trabzon’a yapılan yolları da iptal ettirin.

Karakola gelince seni rahatsız etmesi çok normal, çünkü 5 yıl önce o karakolun yapıldığı yere iki buçuk kilometre mesafede bulunan barınakta, Eren Bülbül'ümüzü şehit eden teröristlerin sığınağı bulundu. senin şeriklerine sahip çıkmak adına, benimle hiç ilgisi olmayan bir iş üzerinde hem bana hem karakol inşaatına saldırman çok normal.

Evet ​böylelikle​milletle helalleşmenizin​iftira ile hesaplaşmaya döndüğünü öncelikle genel başkanınıza buradan söylüyorum…

Hele konuşmanda korkmamak bahsi geçiyor ki; misafirinin derecesi ne olursa olsun Trabzon her misafirinin kendi emniyetinden emin olacağı bir şehirdir. 

Bu şehrin bir evladı olarak;

Trabzon'a gelen her kim olursa olsun, milleti kışkırtmaya gelmiş bir provokatör olsa bile, bizim misafirimizdir.

Bunu size de zaten anlatmışlardır o yüzden korkmuyorum şeklindeki ucuz ifadelere hiç mahal yoktur.

Aslında bunların hepsinin bahane ve amaçlarının başka olduğu Özgür Özel’in bakanımız Süleyman Boylu’ya çirkin iftiralarda bulunurken kurduğu cümle ile ortaya çıkıyor. 

ÖZGÜR ÖZEL'E HODRİ MEYDAN... 

Özel’in “genel başkanımızın hatırlatmasıyla, kendi memleketi Trabzon’da kayda geçirdik. bu soruları hemşehrilerine emanet ediyoruz” şeklindeki sözleri neyi beklediğini ifade ediyor. açıklamanın bir yerinde de tehdide pabuç bırakmayız şeklindeki sözleri ile isteğinin olay çıkarmak olduğu çok açık. bence bir taşla iki kuş vurmak istedi. 

Üst akıl kuvvetli…

olayı çıkarabilecek potansiyel adam belli. olayı çıkaracak olduğu yer de belli. hem İçişleri Bakanının hem de potansiyel aday ekrem İmamoğlu’nun memleketi. 

Tehdide pabuç bırakmam vesaire gibi olmayan şeylerle kendini ifade etmeye çalışması ve hiçbir nezakete ve siyasi ahlaka sığmayacak lafları Trabzon'da söyleyip Rize'ye geçmesi tesadüf değildir. ancak bizde de bunu çözecek akıl mevcuttur, oyun tutmamıştır.

Ayrıca dün yaptıkları basın toplantısının hemen bitiminde il başkanı Ömer Hacısalihoğlu’nu ve CHP Milletvekili Ahmet Kaya’yı aradım. il başkanı bakmadı, Ahmet Kaya dönüş yaptı. 

Ben de kendisine, Özgür Özel Trabzon’dan ayrılmadan istediği kanalda, istediği saatte benimle ekran önüne çıksın, orada bu konuyu konuşalım dedim. Ahmet Kaya da ben görüşüp sana döneceğim dedi fakat bu saat oldu bir ses çıkmadı.  

Milletvekilini muhatap almamayı “usul ekonomisi ile izah eden özgür özel, bundan böyle benim muhatabım değildir. 

Açıklamalarını trabzondaki basın toplantısından önce yargıya taşıdık. orada hesaplaşacağız. 

Bu ve benzeri provokasyonlar artarak devam edecektir. uyanık ol Trabzon.