Bakan Işıkhan, stresin “fiziksel ve psikolojik taleplere verilen doğal bir tepki” olduğunu belirterek, bazı mesleklerin bu yükü çok daha yoğun taşıdığını vurguluyor. Kitapta askerlik, polislik, acil müdahale ekipleri ve itfaiyecilik gibi doğrudan risk ve sorumluluk içeren alanların listenin başında yer aldığı görülüyor.
Hava trafiğini yöneten kontrol uzmanları, pilotlar, öğretmenler ve gazeteciler de yüksek stres altında çalışan meslekler arasında sıralanıyor. Borsacılar, yoğun tempo yaşayan ofis çalışanları, denetçiler, laboratuvar teknisyenleri, makinelerle birebir çalışan operatörler, tarım işçileri ve madenciler de stres yükünün ağır olduğu grupta bulunuyor.
Listenin sonlarında ise boyacılar, oyuncular ve aktörler ile kamu sorumluluğu gereği yoğun tempoda çalışan milletvekilleri yer alıyor.
Stresin en az hissedildiği meslekler
Kitapta dikkat çeken bir diğer bölüm, stres düzeyi düşük meslek grupları. Buna göre kuaför ve saç tasarımcıları, odyologlar, öğretim üyeleri ve tıbbi kayıt teknikerleri daha sakin iş ritmine sahip alanlar olarak öne çıkıyor.
Kuyumculuk ve terzilik gibi el becerisine dayalı, daha kontrollü bir iş akışına sahip meslekler de düşük stres kategorisinde değerlendiriliyor. Bu gruba diyetisyenler ve kütüphaneciler de ekleniyor.
Geleceğin “yıldızı yükselen” meslekleri
Işıkhan, kitabında sadece mevcut tabloyu aktarmakla kalmıyor; aynı zamanda önümüzdeki yıllarda öne çıkacağı düşünülen meslek alanlarına da işaret ediyor. Dijitalleşme, yapay zekâ, sağlık teknolojileri ve sürdürülebilirlik odaklı yeni iş kollarının “geleceğin meslekleri” arasında yer aldığını vurguluyor.





