Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Trabzon'daki 1. sıra milletvekili adayı olan Bekir Sıtkı Tarım, bugün Kuzeyanadolu.net Yazıişleri Müdürü Erhan Esaspehlivan'ın sorularını yanıtladı.

Siyasi kariyeri hakkında bilgilendirmeler veren Tarım, "Benim özgeçmişim MHP'dir...” dedi.

Tarım, “Şahsım olarak görevden alınmadım, ancak o günkü yönetim görevden alındığında bile bir gün sonra gidip oturan arkadaşlarımıza çiçeğimizi, tatlımızı takdim ettik. Hayırlı olsun dedik. Hiçbir zaman partime küsmedim, muhalefet olmadı. Kendimde böyle bir şeyi hak görmedim" şeklinde konuştu.

Milletvekili adayı olmayacağı yönünde açıklamaları hatırlatılan Tarım, dikkat çeken ifadeler kullandı.

Tarım, şu şekilde konuştu:

“Zaman zaman “ben kendim siyasetçi değilim” dediğimde söylemek istediğimi toplumun belli kesimi anlayamadı. MHP Siyasi partiden daha öte Kuvâ-yi Milliye Ruhu taşıyan, farklı bir formatta olan siyasi bir oluşum.

HÇ BİR BORCU YOKTUR

Ben burada görev yaparken yaptığım çalışmaların, hizmetlerin taçlandırılması için milletvekilliği gibi görevlere talip olursam yaptığım bütün faaliyetlerin, gayretlerimin sonucunda bir menfaat sağlayacağım düşüncesi kimsede hakim olmasın diye hiçbir yere aday olmadım.

Herhangi bir menfaat karşılığı bu işi yapmadığımı belli etmek için hiçbir yere aday olmadım. Çünkü, benin inandığım bir şey var. Bu hareketin ne ülkücü olana, ne de ülkücülük rolü oynayana hiçbir borcu yoktur.

Geçtiğimiz süreçte aday olmadığımı da söyledim. Burada aday olmamamı bekleyen belli kesimler var. Burada yadırgamaya gerek yok. Kendileri için düşünceleri vardır, senin aday olmanı istemeyebilirler.

NEDEN ADAY OLMADIĞINI AÇIKLADI?

Fakat bunu yaparken bir kelime daha söyledim. Onu kimse duymadı: “Aday olmayacağımı söyledim, fakat Genel Başkanım bana ölümü emretsin giderim. Genel Başkanım beni Azerbaycan’a savaşa yollasın giderim, seçime yollasın giderim. Ne derse…” kelimesini nedense hiç kimse duymadı. Ben o formattaydım. Dava adamı misyonunu kendime yüklemiştim. Bunun üzerine benim aday olacağımı burada bütün arkadaşlar beklerken, (Genel Merkezimiz istifa süreci istedi. O istifa sürecinde ben istifa etmek istemedim. Burada benim yönetici arkadaşlarım var. Beni istifaya zorladı. Zorlarken sebebi vardı: Beni çok sevdiklerinden aday görmek istediklerinden).

Fakat ben orada başka bir şey yaptım. 1 Aralık’a kadar ayrılma mecburiyeti vardı. Ben kendimi 4 Aralık’a attım. Ben İl Başkanlığından ayrılma sebebim milletvekili adayı olmak değil anlamında hamle yaptım fakat Genel Başkanıma da bunu izah ederken “Pırıl pırıl arkadaşlar yetiştirdiğimi. Bunların içinde 1 değil en az 4 – 5 tane il başkanlığı yapacak arkadaşlar olduğunu benim de dinlenmeye ihtiyacım olduğunu, ne emrederseniz yine yapabileceğimi” söyledim.

GENEL MERKEZDE, BAHÇELİ İLE 22 DAKİKA NE KONUŞTU?

Ankara ile diyaloglar oldu. Benim Ankara’da aday olmam konusunda kafamın karışık olduğu bana söylendi. Bende “Bildiğim ve inandığım şeyi” söylüyorum. Kalbimden geçen aday olmamak… sebebi Genel başkanımla 22 dakika konuşma yaptım. Başkaları gibi gelip buraya ben Genel Başkanımla 1 saat 2 saat konuştum yalanını da konuşmadım.

Genel Başkanımın yanına gidip, “Sayın Genel Başkanım sizinle mükemmel bir görüşme yapmak istiyorum. Rahat olmak istiyorum. “Ne demek, buyur” dedi bana. Ama dedim, bunu söylemek istiyorum ki, “Ben hiçbir yere aday değilim. Ben milletvekili adayı da olmayacağım. Milletvekilliğinin benim için hiçbir artısı yok, beklentim yok. Ama siz bana savaşa gidin diyin ben gideyim.” Dedim.

Bana söylediği şeyler, bana dünyayı verseler, bakanlık verseler, milletvekilliği verseler ben o kadar mutlu olmamam.. Bana mükemmel sözler söyledi.

Ben dönüp gelince bütün arkadaşlarım benim aday olduğumu zannediyor. Ben hâlbuki aday olamayacağımı söylüyorum. Onlara da tamam bakacağız diyerek işleri yumuşak geçmeye çalışıyorum.

“GENEL BAŞKANIMIN KOYDUĞU TAVIR ÜZERİNE BEN ADAY OLMUŞUMDUR”

Bu kez bir gelişme oldu. Ankara’dan üst düzey bir kişi ki şahitlerim de var? “Senin kafan karışıkmış. Aday olmayacakmışsın” gibi bir şey söyledi. Bende, “Kafam karışık değil, ben aday olamam” dedim. Sebep, dedi bana.

“Ben Trabzon’daki sorunu hallederim dedim. Bekir Sıtkı Tarım, söylediği kelimenin dışına çıkmaz. Ama beni orada bir açığım var. Ben verilen her göreve talibim, ben hiçbir yere talip değilim kelimesi beni kurtarır. Fakat ben Genel Başkanıma geldim ve hiçbir yere aday olmadığımı söyledim. Ben Genel Başkanıma şu kelimeyi söyledim: Benim 2 devletim var. Biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti, öteki de liderim Dr. Devlet Bahçeli.. Ben bunları söylemişken, beni Genel Başkanım orada aday olarak görürse ben nasıl bir duruma düşerim. Ben aday olamam” dedim. Onlar da bana, “Biz bu konuyu bir görüşelim” dediler.

Genel Başkanımın orada koyduğu tavır üzerine ben aday olmuşumdur…” diye konuştu…

TÜREDİ NEDEN ADAY GÖSTERİLMEDİ?

Prof. Dr. Süleyman Türedi’nin neden milletvekilliği aday listesinde yer almadığı ile ilgili gelen soruya ise Tarım, “Bir kişiyi arayıp da bir Genel Başkan Yardımcımı dahi arayıp ki (Adaylığım sürecinden sonrasından bahsediyorum) “Ben 1’de miyim, ben var mıyım, bana sorun da falancı 3 olsun 4 olsun” gibi tek kelimem yoktur. Çekildim kabuğuma dedim ki “Ben hiçbir şeye karışmıyorum”

Bu işlere bizim karışmamız doğru değil. Belki şu olmuştur: Yaşı gençtir diye ileri tarihe atılmıştır. Belki şu olmuştur: 1”e koyamıyorsak, hiç koymayalım olmuştur..

Bunlar sorgulanmamıştır. Ankara’ya gidip yöneticiler, bizim durumumuzdakiler bu işleri sorgulayamaz. Genel Başkanımızın takdiridir…

Genel Başkanımızın bir sözünü söyleyeyim: Başarılı bulduğu il başkanlarının önüne kimse koyulmasın diye yakınlarına telkinleri olmuş….” Dedi.

O GÜN DE BUGÜN Kİ GİBİ ÇALIŞILMALIYDI

Geçen seçimde neden vekil çıkarılamadığına ise Tarım, “Haksızlık diye bir şey söz konusu değil. Orada sadece bir eksik var. O sistemde bu tür işlerin olabileceği hesaplanmalıydı. Ben bugün inanın 04:30’da kalktım. Akçaabat Şoförler Derneği’nin kura çekimindeydik. O gün de böyle çalışılmalıydı. Oradan nasibini alan alsın.

Ben o gün il başkanı olduğum halde diyorum bunu.

Ama neden, çalışılmalıydı derken sistemi bildiğimiz için daha iyi çalışılmalıydı. Bunu şimdi kimse bilmiyor. Mesela biz, 14 bin 700 oy fazla aldığımız halde çıkamazken, 2 bin 500 – 2 bin 800 oy ile başkası ile çıktı… Eğer AK Parti, 4’üncüyü çıkaramayıp, 45 – 50 bin oy artsaydı, o oy bize gelecekti ve biz 2’yi çıkaracaktık. O gün bunlar hesap edilmeliydi. O sistemin getirileri hesap edilmeliydi” dedi.