Köy Enstitüsünün Beşikdüzünde 1940 yılında kurulmuş olması bu anlamda tarihe düşülmüş bir nottur.Zira, eğitim insanın yeniden üretilmesi olup,işte medeniyete ve uygarlığa Beşikdüzünü taşıyan ve ileri kültür temellerinin atıldıği bir milattır Köy Enstitülerin kuruluş yerleri tespit edilirken özellikle tarımsal üretim kaynaklarının ve varlıkları ile üretim kültürünün insanlarda oluşan algısı esas alınmıştır.İşte tamda bu anlamda güzel ilçemizin özellikle coğrafik ve toprak yapısı itibariyle tarımsal üretime uygun olması ile deniz imkanlarınında elverişlilik taşıması sonucu olay gerçekleşmiştir.Ayrıca insanlarının öğrenme eğilimi ile üretim kültüründen kaynaklı gelişmeler kendi içinden önemli insan kaynaklarınıda çıkarmıştır.Şöyleki; Erzurum kongresinde divan başkanlığı görevini yapan Denizli mahallesinden Hasip Ataman'dır ve bu tesadüfü olmamıştır.Yine 1935 seçimlerinde parlamentoya giren 18 kadın milletvekilinden biri ve aynı zamanda çok iyi bir fizik hocası olmakla birlikte Türkiyede ilk defa özel oku'u açan Seniha Hızal'da Beşikdüzünün evlatıdır.
Ancak, zaman içerisinde Beşikdüzü 1987 yılında bağlı bulunduğu Vakfıkebir ilçesinden ayrılarak müstakil bir ilçe olmuştur.Geçmişten gelen misyonu irdelendiğinde bu güzel Anadolu kenti , kendi kendinin reklamını yaparak kendisi hiç bir dış katkı almadan hem tanıtımını ve hemde eğitimden gelen gücünü Türkiye'ye tanıtmıştır.Bu sadece tek bir konuyla olmayıp, seçimlerde de bu varlığını kendi bölgesi içinde ortaya koyarak iç dinamikliğinden ve sosyal profilinden kaynaklanan dominant varlığınıda göstermiştir.Durum bu çerçevede biraz dar kapsamlı kalarak kendi il coğrafyasında aynı refleksi gösteremeyerek kendi kabuğunu kıramaz bir duruma gelmiştir.Aslında mevcut misyonu ve edindiği varlıklar bir dinamizm içerdiği halde tam bir özne olan bu durum,düştüğu merkezkaç kuvveti içinde yeni,yeni edinimlerden uzak kalmasına sebep olmuştur.
Tam 84 yıldır çeşitli kesintilere rağmen ( Köy Enstitüsü kuruluşu esas alındığında) gelinen aşamada ilçemiz olması gereken gelişmişliğin çok gerisinde kalmıştır.Artık Enstitü hüviyeti alındığında o günden bugüne üstüne bir gelişme koyulamamış ve gariptirki suç oranı en düşük bu ilçemizin adı hapisane ile anılır olmuştur.Yine 34 mahallesinde yaşayan 23774 nüfusu ile ülkemizdeki 922 ilçe içerisinde gelişmişlik düzeyi bakımından 281.sırada yer almaktadır.Bu durum incidici ve bi o kadarda misyonsuzlaşmaya doğru hızla giderek tarihi birikimlerini tüketmeye ramak kaldığının göstergesidir.Aslında burada temel sorun yönetimsizlikten kaynaklanmakta olup,dünyada her şey en üst düzeyde belirlenmeye doğru giderken Beşikdüzü'nün klasik bir stabillik içine düşmüş olmasıda anlaşılabilir değildir.
Beşikdüzü'nde neler yapılması gerekirgen yapılamadı veya neler yapılmadı açısından bakıldığında;
1-Köy enstitüsünün kuruluş ilkeleri dikkate alınmadığı için kırsal kesimde girişimci oluşturulamaması,
2- Esnafın içinde bulunduğu sıkıntının giderilemeyişi,
3- Gayrisafi milli hasılayı çoğaltacak kaynakların çeşitlendirilerek çoğaltılamaması,
4-Beşikdüzünün sırtını denize dönmekten kurtulamaması,
5-Sel riskinin hala var olması ve bunun için kalıcı önlemlerin hala alınmaması yanında güncelliğinin dahi söz konusu edilmemesi,
6-İlçenin Anadolu kenti olması yönünde önünün açılmaması,
7-Üretim deseninin gelıştirilmesi yönünde hiç bir projenin üretilememesi,
8-Göç olayının önlenememesi,
9-Eski misyon'unun yok olmasının önüne geçilememesi,
10-Kentin önünü alternatif seçeneklerle açacak yeni, yeni projelerin üretilememesi, bu hususun fizibil olmayan anlayışlarla geçiştirilmeye çalışılması,
11-Beşikdüzü bileşenlerinin yönetişimde bir araya gelerek üretkenlik oluşturulamaması,
12- Çift varyant safari turizm imkanı olmasına karşın bunların yol haritalarının ortaya çıkarılamaması,
13-Tarım ve hayvancılıkta çiftçinin gelirinin çeşitlendirilmesi konusunda çalışmaların yapılmaması,
14-Ana arter insan trafiğinin Beşikdüzüne katkısının hiç bir eylemde ve kamu kurumları faliyetlerinde yer almaması,
15-Suç oranı en düşük olmasına karşın ilçenin misyonunu törpüleyen hapisane ile anılmasının önüne geçilememsi,
16-Bazı kamu kurumlarının ilçede kapatılması ve üniversite bölümlerinin başka yerlere taşınmasının engellenememesi,
17-TR 90 Bölgesi için hazırlanan çevre düzeni planında Beşikdüzü'nün tarım alanı olarsk gösterilmesine karşın, bu kavramın ve önerinin eylemsel anlamda hayata geçirilememesi,
18- DOKA ve TKDK gibi kalkınma ajanslarının çıktığı proje çağrılarından ilçe insanlarının yararlandırılamaması,
19-İlçenin demografik dinamiğinden güç alan siyasetinin dominant duruma taşınmasında zayıf reflekslerden ileri gidilememesi,
20-İlçenin Anadolu kenti olduğu bir gerçekken bu husus'un olduğu yerde kalmasından kurtarılması için hiç bir gayretin verilmemesi,
21-Doğu Karadenizin doğusunun giriş kapısı olmasına karşın bu olanaktan ilçenin yararlandırılamaması,
22- İlçenin kırsal mahalle ortak ürün olanaklarından mahrum bırakılması,
23-Bu tarihi Anadolu kentinin ülkemizdeki 922 ilçe içersinde gelişmişlik yönünden 281.sırada yer almış olması konusunda önlem alınmaması yani bu hus'usun yönetişimsizlikten kaynaklanan kronikleşmiş bir tembellik olarak devam etmesi ve hala sorgulanmaması,
24-Şehrin doğu- batı doğrultuda genişleme imkanı olmayıp büyüme şansının güney yönde olmasına rağmen hala bu anlamda bir imar planının hazırlanmaması,
25-Şehrin sel tehlikesinin önüne geçilmesi için güney çevre yolu planı hazırlanıp, bu güzergah boyunca , batıdan ağasar deresine,doğudan kurbağalı dereye bağlanacak tahliye kanalının da devreye sokulması anlamında bir planlamanın olmayışı,
26- İçme suyu için anaarterin yapıldıği ve başta Bozlu,Çıtlaklı,Gürgenli, Ağaçlı ve Bayırköy mahallelerinin içme suyu ihtiyacını karşlayacak şebekeye beş yıldır kazma vurulmaması.
SONUÇ;Beşikdüzünün sorunları gittikçe arttığı halde çözüm üretme anlamında, başta siyasiler olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve kamu yöneticileri bu sorunları ve daha fazlasını aynı zamanda ilçeyi yönetemediklerini bildikleri halde ,seslerinin çıkmaması anlaşılabilir değildir.İlçede istihdam yaratacak projeler devreye sokulmalıki tüm sektörlerde bir canlanma ve ticari sirkülasyonda haraketlenme sağlanıp GSMH artışı olsun.Şimdi yerel seçim süreci başlamış olup,adaylar değişik projeler üretme yarışına girecektir.Umarım KARLI fikire dayalı,refah artırıcı ve Besikdüzünün temel sorunlarını onceleyen proje üretirler aksi halde doğru yaklaşımlara evet denileceği gibi algı oluşturmaya yönelik tasarruflarda somut ve bilgilendirici tepkiler verilecektir.
ZAMAN BESİKDÜZÜ İÇİN TEMEL VE İNSAN İHTİYAÇLARINI ÖNCELEYEN PROJE ÜRETME ZAMANİ OLSUN Kİ BEŞİKDÜZÜ KAYBOLAN YILLARINI TELAFİ ETSİN.