İlk 6 haftada alınan 4 mağlubiyetten sonra toparlanması beklenen Trabzonspor, Akhisar Belediyespor karşısında ilk 30 dakika kontrollü oynasa da, ilk yarının son 15 dakikasındaki görüntüsüyle kıpırdandığının sinyallerini verdi. Rakip kalede gelişen organize ataklar, yapılamayan ortalar nedeniyle golle sonuçlanmasa da bu dakikalardaki baskı, tam da Ersun Yanal'ın özlenen agresif futbolunun ilk sinyalleri olarak yorumlanabilir.

Ancak yine de vurgulamak gerekir ki, Trabzonspor gibi bir takımda maalesef kanatlardan kesilen ortalar bir türlü ceza sahasına ulaştırılamıyorsa burada önemli bir sorun var demektir. İkinci yarıda ise Trabzonspor adeta rakip kaleyi abluka altına aldı. Bero, Suk, Mehmet ve Okay ile birçok pozisyona giren Trabzonspor, kalesinde adeta devleşen Fatih Öztürk'ü geçmeyi başaramadı. Bu dakikalarda beklenen gol bir türlü gelmese de oynanan futbol ve oyuncuların istediği, bu sezon kayıp olan kazanma arzusunun geri geldiğini kısmen de olsa gösterdi. Ancak gol yollarında sonuca gidememe sorununu çözemeyen Trabzonspor, bir puana razı oldu.

Bu karşılaşma aslında herkese bir futbol klasiği olan, "Atan ve tutanın iyi olacak" genellemesini bir kez daha gösterdi. Trabzonspor'un atanları iyi değildi ama Akhisar'ın tutanı bu maçta çok iyiydi.

Taraftarla güzelsin Avni Aker

Uzun bir aradan sonra taraftarlarına kavuştu Avni Aker. Geçtiğimiz sezondan kalan cezanın tamamen bitmesinin ardından tribünler tıklım tıklım dolmasa da, gelen taraftarların coşkusu ve heyecanı yerindeydi. Yine de sana Hüseyin Avni Aker Stadyumu, dolu tribünlerle vedayı hak ediyor.

Nazar etme ne olur çalış seninde olur!

Malum basın camiası maalesef birilerini yaptığı işten dolayı tebrik etmekten ziyade, ona çamur atmaya endeksli bugünlerde. Ben yine de bu konuyu çok fazla deşmeden, “Nazar etme ne olur çalış senine olur! Ama çalış ve iste” diyerek geçiştireceğim.