Dağın adı Onur, soyadı Çobanoğlu. Dağ, öyle bir devrildi ki insan; “Nasıl ONUR” demekten kendini alamadı.

Onur gitti…

Gidişiyle birlikte başta babası ve annesi, amcaları, halaları ve babaannesi olmak üzere cenazesine katılan yaklaşık 5 bine yakın kişiyi de bu kadar üzeceğini düşünmedi. Bir anda Kelkit’in Pazar Yeri tarihinin en kalabalık insan kitlesini bir araya getirmişti. Öyle anlıyorum ki her kes her kes O’nu çok sevmişti. Dedesi mi. Dedesi ise en çok O’nu istemişti.

Olay Nasıl Oldu? Onur’a kötü sonu getiren ne olmuştu?.

Geçtiğimiz Pazar günü yanına aldığı kardeşi Uğur’u ve Numan amcasının oğlu Emre ile birlikte akşam gezmesine çıktılar. Ehliyetini alalı daha günler olmuştu. Yanındaki (Uğur ve Emre) lere, “Hadiyin Pekün

Dağından su alıp gelelim, ruhumuzla birlikte içimizde serinlesin” dedi ve güle oynaya suyun başına kadar gittiler. Su. İçmediler, neden bilinmez ama dönüş yoluna girdiler. Kelkit’e 2 km kala önlerine aniden Azrail çıktı. “Ya köpeği alacağım yada sizi” dedi. Onur! Köpeğe kıyamadı. Şarampole düştü. 3 takla attı. Çocuklar araçtan dışarı fırladılar. Acaba emniyet kemerleri takılı olsaydı…diye düşünüyorum, ama Olmadı, hayalleri vardı, beklentileri vardı. Mutlulukları, sevinçleri, üzüleceği zamanları vardı. Ama geçici geldiği dünyada izninin 19 yıl olduğunu bilemezdi.

Bir de Feysi vardı. Son yazısı ne idi biliyor musunuz? “Ben ölünce Feys’im ne olacak”.   

Hafızamda Kelkit’teki mağazalarına gittiğimde bana hep “Çay İçer mi sin abi?” derdi. İçerdim, halende içiyorum…içiyorum….unutamıyorum.

Birde aslan yürekli yeğenim Uğur. Uğur, kaza anında aracı kullanıyordu. Uğur, “Bu kaza benim yüzümden oldu” deyip duruyor. Yeğenim, için içini kemirmesin. Onur’u içinde büyüt ne olur. Her şey Allahın dediği gibi olur.

Önüne geçemeyeceğiniz, takdirine boyun eğdiğimiz karşımızda yaratanımız var. Sizlerle birlikte ‘Yas’a gelenler, gidenler, mesaj atanlar, telefon açanlar inanın binlerce kişi takdiri ilahi karşısında boyunlar eğildi. Yani herkesin canı yandı.

Gazeteler manşet attılar: “KARDEŞLERİ KAZA AYIRDI” ne acı değil mi?. Bunlar hep kader değimliydi. Bunları unutma yeğenim. Siz bir ruhun ikiz kardeşleri gibiydiniz. Birbirinizden hiç farkınız yok. Şimdi sadece sen varsın. Biz şimdi seni yaşatacağız. Sen karşımızda; DİK DUR bize yeter.

Onur, onuruyla gitti. Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin, ruhu şaad olsun.

Bakara Suresi 250. ayet derki: “…ey rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımız sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”  Amin.

Bu gün acılı günlerimden birini daha yaşıyorum. Acımı dile getirmeye uğraştım.

Bu gün ekonomi yazamayacağım. Lütfen kusura bakmayın.

Kendinize ve sevdiklerinize çok çok iyi bakın.