BİR FATURA, BİR GARİP SİSTEM…

E-posta kutumuza uzunca bir serzeniş metni düştü.

Adı bizle saklı dertli bir vatandaş, meskenine uygulanan elektrik tarifesiyle ilgili yaşadığı süreci şöyle anlatıyor:

“Akçaabat İlçesinde dört katlı aile apartmanımız var. Ben üçüncü katta ikamet ediyorum. Son birkaç aydır adıma oluşturulan elektrik faturalarındaki artış dikkatimi çekti. Faturayı elime alarak diğer katlardaki kullanım miktarlarıyla karşılaştırdım. Baktım ki benden daha fazla kilovatsaat tüketenlerin faturası, nedense benimkinden daha düşük geliyor. Bu tutarsız durumu önce Enerji Bakanlığı’na yazdım. ‘Yetkili şirket Çoruh Aksa’dır’ denilerek şirkete yönlendirildim. Şirket bana birkaç aylık fatura örneği gönderip tarifemin buna göre değiştirildiğini belirten bir yazı gönderdi. Kanunu kaideyi biraz irdelediğimde gördüm ki belirtilen tarifeye esas alınması gereken şey birkaç aylık tüketim değil, yıllık toplam kilovatsaat miktarı. Yani değerlendirme yanlış yapılmış. Tekrar itiraz ettim ama sonuç yine değişmedi… Her seferinde beni yine şirketle muhatap ettiler. Şirketin haksızlık yaptığı bu kadar açıkken süreç aleyhime işleyen bir döngü haline geldi! Şimdi durumu tüketici mahkemesine taşımaya hazırlanıyorum. Bunu size sadece derdimi paylaşmak için yazmıyorum. Sırf kontrolsüzlükten dolayı oluşan bu boşlukta meydan şirketlere kalmasın. Vatandaş faturalarını incelesin, benim yaşadığım bu ‘kaş ile göz arasında’ yapılmış haksızlık başkalarının başına da gelmesin diye size yazıyorum. Paylaşırsanız millet adına büyük iyilik etmiş olursunuz.”

Evet değerli okurlar…

Aslında bu mektup yalnızca bir kişinin değil, son dönemlerde giderek yükselen bir kitlenin sesidir.

Zira Çoruh / Aksa bölgesinden gelen şikayetler öylesine arttı ki, internette şirketin adını yazınca karşınıza adeta bir ‘fatura mağdurları arşivi’ çıkıyor.

Yanlış tarifeler, hatalı tahakkuklar, çözülemeyen mükerrer itirazlar…

Yani liste kabarık…

Vatandaşların bir kısmı işi mahkemeye taşımış ve şirket, bu davaların bazılarında haksız bulunmuş.

Buna rağmen benzer sorunların hala devam ediyor olması hem üzücü hem de düşündürücü.

Gelinen noktada, bir meskende oturan vatandaşı doğru tarifeye geçirmek bu kadar zor olmamalı.

“Ben ticarethane değilim, sadece evimde oturuyorum.” Demek için insanların bakanlık, şirket, kurum arasında mekik dokuması gerekmiyor.

Hele ki dar gelirli bir vatandaş söz konusuysa, kesilen her kuruşun hesabı daha da önemlidir.

Ezcümle…

Elektrik bir lüks değil, aksine temel ihtiyaçtır.

Hata olur, eyvallah…

Lakin hatayı vatandaşa ödetmek artık kimsenin kaldırabileceği bir yük değil.

Kontrol noktasındaki yetkililer görevlerini layıkıyla yerine getirmeli.

Başıboş sayaçlar birilerinin tekelinde istediği gibi dönebilir ama bilin ki adalet, O ilahi kudretin mutlak kontrolündedir.

TRABZON’A ÇOK YAKIŞTI

Hafta sonu kitap fuarını ziyaret ettim.

Aralarında ablam, şair ve yazar Saadet Yılmaz’ın da bulunduğu sayısız yazarın stantları ziyaretçilerle dolup taştı.

Fuar alanındaki kalabalığı görünce kendi kendime, “Demek ki bu memleket hala güzel şeylere aç, hala okumaya, öğrenmeye, ilerlemeye meyyal” Dedim.

En çok neye sevindim biliyor musunuz?

Çocukların ve gençlerin kitap stantlarının arasında kayboluşuna…

Bir kitabı incelerken gözlerinin parladığını görmek, geleceğe dair söylenen tüm umutsuz cümleleri tek hamlede çöpe attırıyor insana.

Kitabın değer gördüğü bir memlekette kötülük kök salamaz.

Bilginin ışığına yürüyen bir gençlik varken, hiçbir karanlık bizi esir alamaz.

Başta Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin GENÇ olmak üzere, şehirde bu organizasyona öncülük eden tüm sponsor ve destekçilere sonsuz teşekkür ve tebrikler.

Yazmak iyi gelir.

Bana;

“apektas6161@gmail.com” adresinden ulaşabilirsiniz.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }