Dünya Lideri olduk ama Avrupa tınlamıyor,

‘Dediğim dedik, çaldığım düdük’ diyor…

‘Sen ne kadar efelenirsen efelen’ diyor…

‘Seni kapımda bekleteceğim ama almayacağım, sen bana uygun değilsin’ diyor…

‘Sana istediğim her şeyi yaptıracağım’ diyor ve yaptırıyor da…

Avrupa ne isterse yapıyoruz.

Putin ile görüşmüşüz, ABD ile temas kurmuşuz, savaşlara müdahale etmişiz, petrol bulmuşuz, koridor açmışız…

Ama yine de olmuyor…

Avrupa diyor ki önce insanına yatırım... Önce eğitim…

Eğitimli insanları nasıl alıyorlar, ŞAK diye...

DEMİYOR MUYDUNUZ AVRUPA'DA YAŞAM ZOR!

E yıllardır denilmiyor muydu?

Avrupa'da karpuzu dilimle alıyorlar. Biz de başladık.

Avrupa’da meyve tane tane alınıyor. Biz de başladık.

Avrupa'da asgari ücret yüksek ama iki kişi çalışması lazım, bir kişinin maaşı kiraya gidiyor. Biz de de durum aynı seviyeye geldi…

Avrupa'da 2.8 Euro olan akaryakıt biz de çok ucuz diye övünüyorduk. Onu da eşitledik sayılır.

Avrupa'daki herkes küçük motorlu araçlar kullanıyor, biz ise milletin dağda sürdüğü cip tarzı arabaları asfaltta sürüyoruz. 

Artık o duruma da geldik herkes küçük motor araç arıyor veya motosiklete yöneliyor, çünkü kimse cip aracına benzin yetiştiremiyor.

Avrupa'da insanlar haftada bir bile yemeğe çıkamaz, sadece özel günlerde çıkar diye konuşup duruyorduk. 

Ne oldu şimdi restoranlardaki ateş pahası ücretler nedeniyle kimse dışarı çıkamaz oldu…

Evet biz Avrupa'ya giremedik ama bu şartlara baktığımızda Avrupa bize iyice girmiş durumda değil mi?

Keşke diyorum biraz da medeniyetini, biraz da sosyalitesini, biraz da insanların birbirine olan saygısını, biraz da insanların bilgi teknolojiye olan, ilime bilime olan merakını, saygısını alabilseydik…

Ne bileyim biraz daha toplu taşımadaki medeniyetini, biraz daha doğal güzelliklere kültürel mirasa sahip çıkma şekillerini alabilseydik.

Biraz daha eğitime verdikleri öneme, biraz daha insan sağlığını korumak için gıda ve benzeri ürünlerdeki tutumuna dikkat etseydik.

Biz de hastane çoook, bedava, eczane çook bedava ama hasta da çok.

Avrupa'da hastane az ama paralı, çünkü hasta olmasın diye uğraşıyorlar, sağlıklı yesin diye uğraşıyorlar, doğasını güzel tutuyorlar ki sağlıklı havada yürüsün, büyüsün, yetişsinler…

Evet Avrupa'da üniversite az ama paralı. Peki biz de çok ama parasız oluyor da ne oluyor? 

Milyonlarca işsiz bir kişinin ağzına bakıp bir işe girebilir miyim diye kapısını zorluyor.

Neymiş Avrupa'nın ahlakı bozukmuş…

O kadar şehre gittim hiç sokağın ortasında kadınlara laf atan trans birey görmedim. 

Ama bırakın İstanbul'u, Trabzon'da açık açık gördük biz bunu.

Hiçbir kentte sokağın ortasında oturup erkek ile pazarlık yapan hayat kadını görmedik ama Trabzon'da halen daha şehrin göbeğinde meydanında devam ediyor…

Avrupa'da hiçbir şehrin ana güzergahında yolda kamyonlara otostop çekip ahlaksız teklifler yapan kadınlar görmedik.

Yine Trabzon'da biz bunu görüyoruz.

Türkiye demiyorum, kendi şehrimiz diyorum. Daha neler var neler…

Amacım memleketi kötülemek değil ha, biz çok iyiyiz Avrupa öyle böyle diyoruz ya. Ondan bu sitemim…

Bu arada Avrupa Birliği falan hayranı da değiliz…

Ama insana değer ölçüsünü yukarı çıkarmalıyız diyoruz… 

Eğer gerçekten insana değer veren bir ülke olabilirsek,

Yaşam standartlarımızı yukarılara çıkarabilirsek,

Kurallara uyan, kanunu bilen bireyler yetiştirebilirsek,

Tüketen değil üreten bir toplum konumuna gelirsek,

Bu ülke girmeye çalışan değil, yanaşılmaya çalışan bir ülke olacaktır…

Medeniyetten nasibini alan bir bireyler değiştirilme umuduyla…