Ulubatlı Hasan mı sandınız..?

Adam topla birlikte ceza alanına girdi. Penaltı noktasının üzerinde renkdaşı, takım yoldaşı, arkadaşı tek başına duruyor.. Rakipten de kimse yok..

Ama o da ne..?

Sakatlanıyor, topu bırakıyor.

Yani, son bir hamle ile topu çevirebilecek bir hamle yapmıyor.

Çünkü;

-Profesyonel değil

-Mesleğine saygısı yok

-Formasına da

-Taraftarına da

Hakkında her türlü spekülasyon yapılacak bir teslimiyette, kendini bırakıyor.

Rezilce, teslim bayrağı çekiyor.

Rezilce, futbola ihanet ediyor.

Rezilce, ben böyle bir yaratığım işte diyor.

Eyvallah.. 

Kabul ettik de bizim Trabzonspor camiası o anda, o dakikada; Plodksi’den, Ulubatlı Hasan yüreği bekliyor.

Adamın, kendine inancı yok..

Bizim Ulubatlı Hasanlarımız…!

Demek ki, neymiş.

Biz, bizim Ulubatlı Hasanlarımızla zafere odaklanacak.. Zafere koşacağız.

Başkalarının futbolcularından böyle bir beklentimiz olmamalı..

G.Saray maçında öyle olmadı mı..?

Sosa, son nefesine kadar koştu.

Abdülkadir’ler ikisi de bütün gücünü sahaya yansıttı..

Sahadaki onbir ve sonra girenler de canını dişine taktı.

Son dakikada Şörlotun deparı.. Mücadele azmini, Pladksi ile kıyaslayın..

Kıyaslanmaz ama, kıyaslayın.

O nedenle, biz bizden başka, Ulubatlı Hasan aramayacağız.

Hakemi de yendik mi..?

Ne oldu..

Ne diyorduk.

Artık hakemi de yenmeliyiz.

G.Saray maçında, hakemi de yendik mi..?

Evet.

Peki, bu zamana kadar bizim için yok olan VAR, var oldu mu?

Evet.

Bizim de elimiz, armut toplamıyormuş..

Çok doğru bir çağrı..

As Başkan M.Yiğit Alp çok doğru bir çağrıda bulundu..

Artık, Trabzonspor’un da Başakşehir’in de maçları aynı gün aynı saatte oynansın.

Kabul görür mü?

Zor.

Çünkü, naklen yayıncı kuruluş istemez.

Ama bu lig namusu ile bitecekse, aynı gün aynı saatte maçlar oynanmalı.

ZAYTUNG

Aşırı sıcak ve neme rağmen bana mısın demeden, performansı ile göz dolduran Sörloth  buzullar ülkesi Norveç’te doktora tezi  oldu..