Trabzon adeta yap boza çevrildi. Ne yapıyorsak yıkıyoruz, hiç bir planlama yok. Bu olacak kardeşim diyenin peşine koşuyor bir kesim.

Araştırma yok, planlama yok, fikir alma yok.

Beşirli*de yaptık yıktık, Reşadiye’de belki de yapamadan yıkacağız, yürüyüş yolu yaptık, yarısını yıktık. Kaşüstü Kavşağı’na bakın, hala bekliyoruz bir kazma daha vurulmadı, ayıptır, yazıktır günahtır bu şehre. Cumhurbaşkanı onayladı 3 aya tamam dememiş miydik?

Yahu kavşağı da Cumhurbaşkanı mı onaylar diye de sormuyoruz ha...

Şehrin meydanında trafik düzenlemesi beceremediniz, itiraf edin.

Şehrin yöneteni Zorlu’nun önünden 15 dakikada çıkamadı. Çünkü önünde, hani 2 dolmuş park edecek dediği yerde 10 tane dolmuş vardı.
Tanjanttan meydana inemedi, aracından yola atlayıp bu ne rezilliktir diye bağırdı.

Biz olmaz diyoruz, birileri yapıyor. Ve yarın yine biz olmaz dediğimiz birçok şey yine yapılacak. 

Meydan Parkı Atarürk Alanı. Karanlık dedik, o lambalar yetersiz dedik, siz nasıl bu parkı teslim aldınız, yerdeki ışıklar 2 senede söndü dedik.
Bunun sorumlusuna cezasını ödetin yoksa sorumlu  sizsiniz dedik.

Tüysüz yetimini hakkıdır bu dedik. Ama kimsenin umurunda olmadı. Verdiğimiz paranın üzerine bu milletin hakkı üzerine çektik bir bardak soğuk su. Dün bakıyorum meydan parkındaki yepyeni bütün ışıklar sökülüyor yerine Emci isimli bir firmanın ışıkları takılıyor. Günah değil mi? Şurada bir çamaşır makinesi alıyorsunuz garantisi 7 yıl. Kimin parasını kimlere kazandırıyoruz anlamıyorum.

Kahramanmaraş Caddesi'nin ticari araç trafiğine kapatılması gerekir diyoruz bugün, ama oy korkusundan bunu kimse seslendiremiyor. Bu millete belediye otobüsüne sahilden bineceksin zorunluluğunu koşabilen yöneticiler, oy korkusundan bunu ticari dolmuşlarda uygulayamıyor ve şehir meydanı köy havasından kurtulamıyor.

Liyakatlı kişileri işe koyma yok, istişare yok, hak hukuk adalet yok. Evet kimse bu şehrin adaletli bir şekilde yönetildiğinden bahsetmesin. Eğer adaletle yönetilseydi bu şehir İŞ-KUR’da işe gireceklerin listeleri belli bir partiye mensup kişilerin elinde gezmezdi.

Şehirde herkese aynı kurallar uygulanırdı, bir kişi aracını yanlış yere çekiyor diye otomobili çekilirken bir işadamının otelinin önünde millete ait yere çektiği 7 arabaya müsaade edilmezdi.

Herkes adaleti kendine göre yazmış oynuyor. İl müdürleri il başkan yardımcılarının, kaymakamlar ilçe başkanlarının ağzına bakıyor. Ben bunu bilir bunu söylerim, eğer bir şehrin yönetici bir haksızlığı biliyor ve buna sessiz kalıyorsa, en büyük kul hakkını o yiyordur. Çünkü o bir kulun değil 1 milyon kulun hakkını yiyordur.

AKYAZI’YA BAYRAKTAR ÖNERİSİ

Erdoğan Bayraktar, sadece Türkiye için değil, dünyanın çok sayıda ülkesinin dikkatini çekmiş bir isim. Siyaset çok onun işi değil, sevmez eğilip bükülmeyi, ama kafası zehir mi zehir. Onun yokluğunu iktidar partisi mensuplarına değil muhalefete sorun emin olun şaşıracaksınız. Evet fikir babaları ve emeği geçenler unutulmaz tabi ki ama, o olmasaydı Akyazı’nın temelinin atılması en az 5 yıl daha uzardı. Şimdi dediğine dikkat edin. Şehir hastanesini Çimento ve sanayi bölgesini kaldırın oraya yapın diyor. Neden bunu söylüyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da bu bölgenin kaldırılmasını istiyor. Bakın. Dünya Ticaret Merkezi, yıllar önce oraya kongre merkezi yapılması için şehrin önemli isimleri siyasi iradeye ve dönemin bürokrasisine yalvardı. Burada DTM olmaz yürümez dedi. Ne oldu 10 yılda yıktık.

Şimdi uzmanları diyor ki Stadyumun arkasına hastane olmaz. Haçkalı Haba Hastanesi’nde rutubetten hastalar iyileşemiyor. 10 günde bir nemden cihazlar bozuluyor. Binanın zemin katları çürüdü.

Denizin içinde hastane olmaz. Ama dinlemeyecekler. Ben eğer hiçbir yer bulunamıyorsa kaçırmamak adına oraya yapalım demiştim. Fakat uzmanları bu uyarılarını da ciddiye almamız gerekir. Bayraktar’ın da Akyazı’daki bölgenin farklı değerlendirilmesini istediğini duyunca, bu iş başka şekilde olmalı diye düşünüyorum.

Trabzonspor’un 15 günde bir maç yapacağı ölü bir yer olmasın o bölge, mesela Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun son yerel seçim öncesi Disneyland sözü vardı. Buyurun Sayın Başkan, yapın Akyazı’ya Disneyland’ı, gelsin bölgedeki tüm iller oraya akın etsin. Olmaz mı? Gümrükçüoğlu olur dese il başkanı olmaz diyecek, il başkanı olur dese Ankara olmaz diyecek. Ve bu şehir hep kendini yiyecek.