Her yıl fındık ayının gelmesiyle bazı çevrelerin ve özellikle muhalefet partilerinin fındık konusunda halkı yanlış bilgi vermek için adeta çabaladığını kaydeden Altunbaş, 2002 yılında hükümete geldiklerinde MHP-DSP-ANAP koalisyonundan fındık fiyatını 1.6 liradan devraldıklarını, kendilerinin bunu ilk etapta 2 liraya çıkardıklarını, aradan geçen yıllar içerisinde fiyatın sürekli yükseliş gösterdiğini belirtti. Altunbaş "Biz iktidara geldiğimiz 3 Kasım 2002'de fındığın dolar değeri 95 cent'ti. Yani bir dolar bile etmiyordu. Bugün itibariyle Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 4.2 liradan piyasaya fındık satıyor. Serbest piyasada ise fındık 4 lira 70 kuruş. Dolar bazında 3 dolar 35 cent. 95 cent'ten fındığı almışız, 3 dolar 35 cent'e çıkarmışız. Yapılan bir araştırmaya göre 2002-2010 yılları arasında tarım ürünleri arasında fiyatı yüzde 100 artmış bir tek tarım ürünü yok. Sadece fındık yüzde 300 artmıştır. Dekar başına 150 lira destek ödemelerini de eklediğinizde bu oran yüzde 340'dır" diye konuştu. Her yıl Haziran ve Temmuz ayları yaklaştığında, Ağustos ayı geldiğinde muhalefetin her yıl tekrarladığı ifadeleri dinliyoruz. Bizim ana hedefimiz fındığı devlet desteği dışında bırakmak idi. Serbest piyasa koşullarında fındık kendi fiyatını kendi belirlesin istedik. Geçtiğimiz yıl bunda başarılı olduk. Geçen yıl fındık 3 liradan açıldı, bugün itibariyle 4,7 lira. Bu yıl dekar başına 150 lira destek ödemelerinde ülke genelinde 705 milyon lira ödedik Bu aşamada lisanslı depoculuk uygulamasını hızlandırmak gerekiyor. Hükümetimiz fındık üreticilerinin her zaman yanında olmuştur. Burada üreticilere çok büyük görevler düşmektedir. Özellikle fındıklarını emanete vermemeleri gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“FINDIKTA FIRSATÇILARA FIRSAT VERMELEYİM”
AK Parti iktidarlarının fındığın sigortası olduğunu ifade eden Altunbaş “Görünmeyen bir el 10 yıldır tekrarlanan manzarayı tekrar etmek üzere. Bilinmeyen bir güç, fındığın fiyatını suni olarak aşağı çekerek bu dalgalanmadan menfaat kazanmak adına çalışma içerisinde olduklarını biliyoruz. Bunu hayata geçirebilmek içinde bu sene rekolteyi gerekçe olarak gösteriyorlar. Bazılarının ifade ettiği gibi yüksek rekolte yok. Türkiye’de toplam ürün 700 bin ton falan değil. Bu rakamlardan çok aşağılarda. Üreticilerimizin bu konuda hassasiyetlerini ortaya koymaları gerekir. Son söylememiz gerekeni söylemek gerekirse üreticilerimiz fındığını pazara azar azar indirmeleri gerekir. Aksi takdirde üreticinin fındığını üreticinin aleyhine kullanmak isteyenlere fırsat vermiş oluruz. Fındığın belirli bir rakamın altına düşmesi gibi bir durum, üreticinin mağdur olacağı tehlike ortaya çıktığında ise hükümetimiz ve devletimiz buna kayıtsız kalmayacaktır. Müdahale edecektir. Fındığın fiyatının aşağı çekilmesinden kimsenin fayda sağlamayacağı ortadadır” diye konuştu.

Fındık fiyatlarının üretici aleyhinde gelişmesi durumunda hükümetin sessiz kalmasının mümkün olmadığını belirten Altunbaş “Üreticinin mağdur olması durumunda hükümetimiz piyasaya mutlaka müdahale eder. Üreticiyi mağdur etmeyiz. Hatta o kadar desteklenmiştir ki diğer üreticiler, zeytin üreticileri üzüm üreticileri bizlere zaman zaman sitem etmişlerdir. ‘Siz sadece fındık üreticilerinin haklarını mı gözetiyorsunuz’ diye bizlere sitem etmişlerdir. TMO bilindiği gibi fındık alma amacına yönelik kurulmamış olmasına rağmen yıllarca bu kuruma fındık alımları yaptırılmıştır. Bilindiği gibi ben de bir fındık çiftçisiyim ve tabii ki fındık üreticisinin mağdur olmasını istemem. Siyasetçi olduğum için de fındık üreticisinin mağdur olmasını istemem” şeklinde konuştu.