AK Parti Trabzon İl Kongresi 11 Mayıs 2012 tarihinde yapıldı. Birden çok adayla yapılması beklenen kongre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın devreye girmesiyle tek adaya düştü ve mevcut başkan Adnan Günnar tekrar il başkanı seçildi.

Adnan Günnar görevde olduğu dönem boyunca ilginç bir il başkanlığı portresi çizmeye devam ediyor. Diğer siyasi partilerin il başkanları her ay düzenli olarak basın toplantıları düzenleyerek ülke ve kent sorunlarıyla ilgili, kente gelen yatırımlar, devam eden hizmetlere ilişkin eleştirilerini kamuoyuyla dolayısıyla halkla paylaşıyorlar. Sayın Günnar ise geçtiğimiz 1 yıllık süre boyunca tek bir basın toplantısı bile yapmadı. Şehrin gündeminde olan meselelere mesafeli durmayı tercih ediyor. Muhalefet kanadından gelen eleştirilere cevap vermiyor. AK Parti Trabzon İl başkanlığı yerel basınla münasebetlerini ise dini ve milli bayramlarda gazetelerin ve gazetecilerin mail adreslerine kutlama ve tebrik mesajları yollama içerisine sıkıştırmış durumda.  İktidar partisini Trabzon’da il başkanı düzeyinde temsil eden bir kişinin partisinin Trabzon’la ilgili yaptığı yatırımlar ve hizmetlere ilişkin söyleyeceği iki sözü olmaz mı? 1 yıl boyunca tek bir basın toplantısı yapmayan bir il başkanı kentle iç içe olduğunu nasıl iddia edebilir? Şu anda gözlemleyebildiğimiz kadarıyla sadece Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu şehirle ilgili yatırım ve hizmetleri yakından takip ederek kamuoyunu bulduğu her fırsatta bilgilendiriyor. Bütün yük belediye başkanının sırtına kalmış gibi gözüküyor.

Laswell siyaseti, “kimin, nerede, ne zaman, ne elde edeceğinin belirlenmesi” olarak tanımlar. Bu anlamda Trabzon kamuoyu iktidardan nerede, ne zaman, ne elde ettiğini edeceğini bilmek durumundadır. Devlet gücünün eğitimden, sağlığa kadar geniş bir güç ve değer yaratma imkanı vardır. Bu da siyasetin bir dağıtım ve bölüşüm ilişkiler ağı olarak algılanmasına neden olur. Bu yönüyle siyaset bölüşümle toplumun bütün kaynaklarının kullanımıyla ilgilidir. Trabzon şehri, toplumun kaynaklarının adaletli bir şekilde bölüşümünde kendisine düşen payın ne düzeyde olduğunu iktidar partisinin temsilcilerinin kamuoyunu aydınlatması suretiyle bilebilecektir.

Ancak şu da unutulmaması gereken bir unsur ki siyaset doğası gereği liderlik, karizma, otorite, bilgi ve yetenek gibi değerlere sahip insanların işidir. Sayın Günnar hiç kusura bakmasın Trabzon kentinin meselelerinden bu kadar uzak yaşayan bir il başkanının liderlik özelliği ve yetenekleri sorgulanmaya açılır. Siyaseti gerçekleştirmenin tek yolu ikna, hitabet, ilişki, organizasyon insanları etkileme gibi yeteneklerin bir sanat olarak kullanılmasıdır. Önemli olan bu sanatı bir yaşama biçimi olarak görüp aktif olabilmektir.

Weber’e göre insanlar için iki yol vardır. Ya siyaset için yaşamak ya da siyaset sayesinde yaşamak. İnsanlar siyaseti bir meslek olarak tercih ederler. Çünkü bir davaları, dertleri, inançları vardır. Bunlar yani siyaset için yaşayan kimseler siyaseti bir hayat tarzı haline getirmişlerdir. Bu onlara hayatlarının bir gayeye adanması sayesinde anlam verir ve öz saygılarını korumalarını sağlar. Diğer yandan bazı insanlar da siyaseti sürekli bir geçim kaynağı olarak görür. Siyaseti de bir meslek olarak bu yüzden tercih ederler. Sayın Günnar önce yapıp ettikleriyle daha doğrusu yapmadıkları, etmedikleriyle bu kategorilerin hangisine dahil olduğunu kendisine sormalıdır. Siyaseti bir hayat tarzı haline getirerek davasını, inancını gerçekleştirmek için mi yapıyor, yoksa siyaseti bir geçim kaynağı olarak mı görüyor? Eğer siyaseti bir hayat tarzı olarak görüyor ve halka hizmeti koşulsuz olarak en ön plana koyuyorsa nasıl oluyor da Trabzon’un sorunlarına bu kadar kayıtsız kalabiliyor? Kendisi ne kadar farkında bilmiyoruz ama Trabzon kamuoyu ile ilişki düzeyi dini ve milli bayramlarda basın kuruluşlarına geçtiği tebrik mesajlarından ibaret.

Siyaset her şeyden önce insana bir kudret duygusu verir. Sayın Günnar’da bu kudret duygusu oldukça ön plana çıkmış durumda. Ancak şimdi karşımızdaki soru şudur: “Siyasetçi iktidarın kendisine yüklediği sorumluluğun hakkını veremezse ne olacaktır?” Bir kimseye belirli bir hususta takdir yetkisi tanınmış olması o kimsenin yetkiyi keyfinin istediği gibi kullanabileceği anlamını taşımaz. Takdir yetkisini kullanan kişi ‘canım öyle istedi böyle yaptım’ diyerek işin içinden çıkamaz. En hafif ifadeyle bu durumda bir hakkın kullanılmasında iyi niyet, sorumluluk kurallarına riayet edilmediği ortaya çıkar. İyi niyet, sorumluluk bilinci ise esastır. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Siyaset yapmak üzere belirlenmiş kişilerin siyaset yapmakta sorumsuzluk ya da vurdumduymazlık göstermemesi gerekir. Söylenecek son söz Trabzon ile ilgili hizmet, yatırım ve güncel meselelerin uzağında yaşayan, bu konulara ilgi duymayan bir iktidar partisi il başkanı portresinin kabul edilemeyeceğidir. Trabzon’da mecliste bulunmayan siyasi partilerin il başkanları bile Trabzon ile ilgili sorunlar söz konusu olduğunda AK Parti İl Başkanı Sayın Adnan Günnar’dan daha aktif bir görüntü veriyorlar.