Ahşap model gemiyle ilgilenmeye başladığından beri artık ilaç bile kullanmadığını belirten Kurnaz, kursu, terapi merkezi gibi gördüğünü ifade ederek yaklaşık 40 yıl sonra çok sevdiği ahşap model gemi yapmanın mutluluğunu yaşadığını söylüyor. 
Kursun kendisi için adeta terapi merkezi gibi olduğunu belirten Kurnaz, “Bu hobi, çocukluğumdan beri bende vardı. Çocukluğumda kartonlardan, ahşaptan farlı çalışmalar yapardım. Daha önce deri çanta kursundaydım geçen sene ahşap model kursu açılınca buraya geldim. Yani çocukluğumdan beri severek yaptığım, istediğim bölüme geldim. Burada ikinci yılım. İki yılda taka yapmayı öğrendim. Sandal yaptık, çekme sandalı yaptık. En son balıkçı teknesi yapmaya çalışıyoruz. En çok sevdiğim de hamsi gırgırı. Ev hanımıyım. Çocuklarımı büyüttüm hepsini yuvadan uçurdum. Burası tam bir terapi merkezi. İlaç kullanmıyorsunuz. Buraya geldik geleli bir rahatsızlığımız yok. Benim gibi olanlara evlerinden çıkmalarını, bir şeylerle meşgul olmalarını tavsiye ediyorum. Asla yapamam demesinler. Daha önce çanta kursuna giderken asla yapamam diyordum ancak çekici, çiviyi elime alınca yapabileceğimi anladım. Yeter ki isteyelim” dedi. 

"Boş ver yaşında bu işi yapmayı öğrendik" 
Çocukluğunda model gemi yapmaya çalıştığını ancak zaman içinde bundan uzaklaşmak durumunda kaldığını belirten Kurnaz, "Bu işi yapmayalı yaklaşık 40 yıl oldu. En çok sevdiğim işi yapmaya başlayınca çok mutlu oldum. Artık boş ver yaşındayız. Yaşımız önemli değil, yaptığımız iş önemli. Gençler bu işi rahatlıkla yapabilir. Bu benim hayalimdeki istediğim şeydi. Geçen sene buraya geldiğimde ilk bayan bendim. Şimdi 4 bayan olduk” diye konuştu. 
Ahşap model gemi eğitmeni Metin Kurtoğlu ise 8 kursiyerden 4’nün bayan olduğunu bu sanatın yaşatılması gerektiğine dikkat çekerek “Yaklaşık 20 yıldır maket gemi yapıyorum. Planlı, ölçekli çalışıyoruz. El sanatları kategorisinde genellikle Karadeniz takası yapıyoruz. Şu anda Karadeniz’de balıkçı teknelerinden bir tanesi olan gırgır diye tabir edilen tekneyi yapıyoruz. Bu tekneler hala denizlerimizde hamsileri tutmaya devam ediyor. Genellikle ahşap kullanıyoruz. Ahşam malzeme olarak da ıhlamur ağacını kullanıyoruz. Öğrencilerimizden Lütfiye hanımla Karadeniz sularında yüzen Dursun Ali Reis orijinal ismiyle halk arasındaki gırgır diye bilinen tekneyi yapıyoruz. Bu dönem 8 kursiyerimiz var. Geçen dönem 14 kursiyerimiz vardı. Talep fazla ancak yerimiz dar olduğu için bu talebi karşılamakta zorlanıyoruz. Şu anda kursiyerlerimizin 4'ü bayan. Aslında gençlerin bu işe yönlenmesini istiyoruz. Bu yaşatılması gereken bir meslek, bir sanat olduğunu düşünüyoruz. Bunları bir şekilde yaşatmamız gerekiyor. Bizden sonraki kuşaklara öğretmemiz gerekiyor. Lütfiye hanım iyi bir öğrencimiz. Zorluk derecesi olan tekneyi gayet başarılı bir şekilde yapmaya çalışıyor. Bunun dışında farklı tekneler de yapıyoruz. Sadece taka ile sınırlı kalmıyoruz” şeklinde konuştu.