Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı Anzer Yaylası’nda 2300-3000 rakım arasında üretilen ve pek çok hastalığa iyi geldiği için alıcısı bir yıl önceden sıraya giren Anzer balı, yaylada yapılan küçük baş hayvancılık nedeniyle tehdit altında. Bu yıl yaklaşık 200 arıcının 3 bin kovan yerleştirdiği Anzer Yaylası'nda küçük baş hayvancılığa kısıtlama gelmemesi halinde rekoltenin her yıl daha da düşeceği dile getiriliyor. Anzerli bal üreticileri yaylarında küçük baş hayvancılığın devam etmesi halinde 40’ı endemik 300’e yakın çiçekten oluşan zengin Anzer Yaylası florasının bozulacağını ifade etti. Ağustos ayının başlamasıyla kovanlarını açarak bal sağımına başlayan arıcılar, yetkililerden bu konuda yardım istiyor.

"Bölgemizdeki çiçek türü azalmakta, hatta endemik denilen ve sadece burada yetişen bitkiler yok olmaktadır"
Anzer Ballıköy Muhtarı Remzi Güzel, Anzer Balı üretiminin yayladaki küçükbaş hayvancılık nedeniyle çok büyük tehlike ile karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Muhtar Güzel “Anzer Balı marka bilinirliği bu kadar artmasına rağmen önemli sıkıntılarla da mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bundan 30 yıl önce kovan başına 5 kilogram civarında ürün alırken bugün 2 kilogramın altına düştü ve daha da azalmaktadır. Bölgemizin bilinirliği ve marka değeri artmasına rağmen gereken ilgiyi ne Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nden ne de başka kurumlardan görmemektedir. Bölgemizdeki çiçek türü azalmakta, hatta endemik denilen ve sadece burada yetişen bitkiler yok olmaktadır. Dünyada bütün bitkilerin döllenmesini sağlayan arı, gerekli ilgiyi görmemekte, hatta hayvandan bile sayılmamaktadır. Anzer Yaylası'nda arılar son yıllarda gittikçe artan bir tehditle karşı karşıya. Anzer Balı, özelliğini yitirmeme savaşı vermektedir. Bu tehdit ise maalesef insan eliyle olmaktadır. Bölgede erken ve aşırı otlayan küçükbaş hayvanlar, arılardan önce alana girerek bal yapılacak çiçekleri yemekte, çiğnemekte, atıkları ile kirletmekte, kendine mera ortasında yürüyüş yolları açarak kökünden yok etmekte ve erozyon oluşturmaktadır” dedi.

"Anzer ’Arı merası’ olmalı"
Anzer yaylası için ‘Arı merası’ tanımı getirilip devlet tarafından koruma altına alınması gerektiğinin altını çizen Güzel “Hayvancılığın her çeşidi mutlaka yapılmalıdır. Fakat marka değeri olan bir yerde hayvancılık ve arıcılığın planlama dahilinde ve kontrollü yapılması gerekmektedir. Devletimiz tarafından desteklenen arı ve arıcılık, özellikle Anzer bölgesinde en azından diğer hayvanların mera hakkına kavuşmalı. Arıların gıdasını meralardan sağladığı göz önüne alınarak, ‘Arı merası’ tanımı oluşturulmalı ve nasıl korunacağı belirlenmelidir” ifadelerini kullandı.

"Arı 5 kilometrelik bir alanda çiçeklere ulaşıyor ama koyun her yere gidebilir"
Kendisine babadan kalma bir meslek olan arıcılığı 30 yıldır sürdüren Zinnet Güzel isimli bal üretecisi ise "Bölgedeki dağları arılarımız için hep gezdik, şu an bulunduğumuz yerden verimli daha iyi bir yer bulamadık. Ama maalesef küçükbaş hayvanlar burada arılarının özlerini topladığı çiçekleri yiyor, bitkileri eziyor. Bu zamanda çiçek ve dolu olması gereken yaylada maalesef şu anda hiç çiçek kalmadı. Bizim Anzer'de gelir bal üretim ile elde ediliyor. Kovanları açıyoruz ama neredeyse çoğunluğu, yarı yarıya boş. Arı 5 kilometrelik bir alanda çiçeklere ulaşıyor ama koyun her yere gidebilir. Arıcılığın geleceği için küçükbaş hayvanların bölgeden uzaklaştırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Pandemi nedeniyle bala zam yok
Öte yandan Anzer Balı korona virüs salgını nedeniyle son zamanların en çok tercih edilen ürünleri arasında yer aldı. Bağışıklık sistemini geliştirdiği için tercih edilen Anzer balı 1 kilogram, 500 gram ve 250 gramlık kavanozlarla kilogram fiyatı bin TL’den satılıyor. S.S. Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Muzaffer Deniz, 2019-2020 yılında kilosu bin lira olarak açıklanan ve her yıl zam alan Anzer balında bu yıl pandemi nedeniyle zam yapılmayacağını dile getirmişti.