Özoran “ Pandemi öncesindeki dünya ile, pandemi sonrasındaki dünya aynı olamayacak. Buna hazırlıklı olmalıyız. Kurallara uymaktan başka bir çaremiz yok. Tersini yaparsak başa döneriz” dedi.

NEDEN AÇIKLAMANIZI AÇIK HAVA DA YAPIYORSUNUZ?

İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde Trabzon ikliminin de elvermesi nedeni ile açık havada konuşmayı arzu ettim. Son bilimsel gelişmeler gösteriyor ki açık ortamlarda covid pozitif olan bir kişi ile sohbet ederken sosyal mesafeye uyarak dört dakikaya kadar virüs almadan kalabiliyoruz. Ama buna karşın kapalı ortamlarda bu süre bir buçuk dakikaya kadar iniyor. Bu nedenle sevgili izleyicilerimin açık ortamlarda bulunmaları sosyal izolasyona, sosyal mesafeyi korumaya, maske takmaya ve hijyen koşullarına uygun olarak hareket etmeleri konusunda yeniden uyarıyorum. Sonbaharın son güneşli günlerinden yararlanmakta fayda vardır.

KIŞ MEVSİMİNİN GELMESİ İLE HERŞEY BAŞA DÖNER Mİ?

Bilim Kuruluda bu konuda tüm vatandaşları uyardı. Kış gelecek, havalar soğuyacak, kapalı ortamlarda kalma süremiz giderek daha da artacak. Buda pandemi de bir artışa yol açacak, şeklinde uyarılar oldu.Yaz döneminde de herkes kendi doğduğu şehirlere, özellikle büyük şehirlerden Anadolu’ya göç ettiler.Bu seyahatler sırasında da Anadolu’nun çeşitli yerlerine virüs taşınmış oldu. İlk başlarda büyük şehirlerde yoğunlukta görülen hastalık, bu kez Anadolu genelinde yaygınlaştı. Bunun yanı sıra düğünlerin artması ve asker uğurlama törenlerinin yapılması ve benzer etkinliklerle başta sosyal mesafeye uygun davranmamak nedeniyle bir artış görüldü. Anadolu’dan büyük şehirlere dönüşlerin başlamasıyla bu durum İstanbul özelinde daha büyük artışlara sebep olduğu gözlemledik. Bu nedenle Bilim Kurulu’nun açıklamalarına kulak vermemiz ve tavsiyelerini yerine getirmemiz süreç için çok önemli. Akılda kalması için bir kez daha tekrar edersek; Maske takarak, sosyal izolasyona sosyal mesafeye uygun davranarak, sıkça ellerimizi yıkayarak kendimizi koruyabiliriz. Bu yalnızca kendimiz için değil, bunun ötesinde bir sosyal sorumlulukta aynı zamanda, çevreye saygımızın gereği olarak yapmalıyız. Ama insanların bir arada olmak gibi bir tutkusu var. Toplumumuz sıcak kanlı insanlardan oluşuyor. Sarılmak, kucaklaşmak, el sıkışmak, birbirinin omzuna vurmak gibi yakın teması çok seviyoruz. Ama unutmayalım ki bilişim ortamında konuşmak, hareket etmek ve göz temasını koruyarak iletişim kurmak yeni dönemin en önemli iletişim konularından bir tanesi haline gelecek. Buna uyum göstermeliyiz.

ÜLKEMİZİN COĞRAFİ KONUMUNUN PANDEMİ SÜRECİNDE AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI NELERDİR?

Anadolu’nun coğrafi ve stratejik konumu çok önemli bir konu. Çünkü biliyoruz ki Afrika ile, Arap yarımadası ile, Avrupa ile ve Asya ile iletişim içinde olan bir coğrafyadayız. Standart iletişim yollarının ötesinde, göç yolları üzerinde bulunması da önemli. Afgan göçmenleri, İran’dan göç edenler, Irak ve Suriye’den göç edenler, Avrupa da çalışan işçileri Türkiye’ye gelip dönmesi ve turizm açısından önemli bir bölge olmamız  nedeniyle virüste son derece bulaşma riski taşıyan bir coğrafyadayız. Bu nedenle alınan tedbirlerin çok sıkı bir biçimde toplumun tüm kesimleri tarafından uygulanması ve göç edenlerin ve turizm amaçlı gelenlerinde bu koşullara uyum göstermesi ve kamuya açık tüm tesislerin de bu koşullara uygun olarak hazırlıklarını tamamlamaları önem kazanacak.

AVRUPA’DAKİ ARTIŞ TÜRKİYE’DE DE OLUR MU?

Özellikle Avrupa’da, alınan pandemi kurallarına karşı şiddetli bir reaksiyon var. İngiltere’de ve Fransa’da maske takmaksızın, sosyal mesafeye dikkat etmeksizin yürüyüşler, toplantılar düzenlendi. Tedbirlerin tümünü reddedeceklerini bağıra çağıra ifade ettiler. Sonunda ne oldu, Fransa’da bazı illerde sokağa çıkma yasağına varıncaya değin tedbirler geri geldi. Bu bir damlacık enfeksiyonu olması nedeniyle korunmak için elimizdeki tek imkan hijyen koşullarına uygun davranmak, elimizi sık yıkamak ve bunun ötesinde sosyal mesafeye ve maskeye riayet etmek. Yoksa tekrar şiddetlenmesi hiçte uzak bir ihtimal değil. Bunun şiddetlenmesi demek, sadece hastalığın yaygınlaşması değil, bunun ötesinde sosyal, psikolojik birçok sorunları da beraberinde getiriyor. Yine en çok etkilenen ekonomi oluyor. Hatta Alman şansölyesi  bir ikinci atağa Alman ekonomisinin dayanamayacağını ifade etti. Dolayısıyla ekonominin korunması, sağlığın korunması ve her türlü fedakarlığı gösteren sağlık çalışanlarının korunabilmesi için bizim bilim kurulunun önerdiği kurallara mutlaka uyum göstermemiz lazım.Böylelikle sosyal bütünlüğümüzü korumamız lazım.

PANDEMİ BİZLERE NELER ÖĞRETTİ?

Pandemi bizlere sosyal dayanışmanın ne denli önemli olduğunu öğretti. Sadece kendi sağlığımızı düşünmememiz, toplumun sağlığını da kendi sağlığımız gibi düşünmemiz gerektiğini öğretti. Bu covid 19 virüsü bugünden yarına ortadan kalkacak bir virüs değil. Kalıcı hasarlar da bırakıyor. Sadece kendisine karşılık oluşturulan bağışık yanıtın üç, dört ay içerisinde ortadan kalkması değil tüm bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğinden birçok hastalığa da  yol açabilecek bir virüs. Onun için elimizde, güvenilir ve ucuz olan, yaygın olarak kullanılması mümkün olan tedbirlere uyum gösterelim. Unutmayın ki aşıda tam koruyucu ya da önleyici değil, peki ne yapacak aşı? Aşı ile araştırmalar gösteriyor ki hastalığın meydana gelmesi ile orta çıkan bulgular, tıp dilinde semptom diyoruz, tamamen ortadan kalkmasa da hafifletici oluyor. Onun için şua anda kurallardan başka elimizde kesin sonuç verebilecek bir unsur yok. Unutmayalım pandemi öncesi ile, sonrası dünya için aynı olmayacak. Biz bu virüsle birlikte yaşamayı, ondan korunmayı öğreneceğiz.