Trabzon Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferan Salonunda gerçekleşen panele Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Shiva Mameghani, BAP (Bilimsel Araştırma Projeleri) Koordinatörü ve Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ferudun Keskin konuşmacı olarak katıldı. Proje okulu olan lisenin öğrencileri ve öğretmenlerinin yanı sıra programa velilerde büyük ilgi gösterdi.
BOCUTOĞLU; GÜZEL ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ
Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu burada yaptığı konuşmada şu cümlelere yer verdi. ‘’Sizlere Hz. Mevlana’dan bir hikaye anlatmak isterim. Çok heybetli bir adam kuş yakalamak üzere bir tuzak kurar ve bir serçe kuşu tuzağa yakalanır. Tuzağı çözer ve serçe kuşunun başını koparmaya yeltenir. Hikaye buya, serçe kuşu derki az dur, benim kafamı koparma, sen dev bir adamsın beni yesen doymazsın, onun için gel ben sana bir pazarlık teklif edeyim. Sana üç tane temel prensip vereyim, sende benim canımı bağışla. Karşılığında çok önemli üç bilgi edinmiş olursun, bende canımı kurtarmış olurum. Gerçekten kuşa bakar küçük ve çelimsizdir onu doyurmaz, bu teklife razı olur. Yalnız derki kuş, birinci bilgiyi sana senin elindeyken vereceğim, ikinci bilgiyi şu ağacın dalına konduğumda, üçüncü bilgiyi de şu karşı dağın üstünde bulunan kayanın üstüne çıktığımda vereceğim. Avucundayken ilk bilgiyi verir, derki öğrenmen gereken ilk bilgi şudur. Gerçekçi olmayan, akla yatmayan fikre inanma. Yani dinlediğin fikir akla yatsın. Peki bıraktı serçeyi, serçe ağacın dalına kondu ve ikinci bilgiyi verdi. Bir şeyin fırsatı geçtikten sonra,  sakın üstünü başını parçalama. Olan oldu, o fırsat geçti gitti üstünü başını parçalayarak başarıya ulaşamazsın. Çünkü her hedefe belli bir planla ulaşılır. Sonra uçtu erişilemeyecek tepede ki kayanın üstüne çıktı, şimdi sana üçüncü bilgiyi veriyorum dedi. Serçe adama sen tuzağı kurmadan önce ben yüz gram bir elmas yuttum dedi. Sende beni yakaladın, eğer benim kafamı koparsaydın içimden yüz gram ağırlığındaki o elmas parçasını alsaydın senin yüz yıl sülalenin hepsine bakar idi. Adam bu cümleleri duyunca yerden taş aramaya başladı. Taş bulup kuşa atmak istedi, ama çokta mesafe vardı. Peki üçüncü nasihatini söyle dedi kuşa. Dedi ki benim ilk iki nasihatimi tutmadığın için üçüncüyü sana söylemeyeceğim. Ben ne yaptım da tutmadım senin nasihatlerini dedi adam. Birinci olarak sana dedim ki akla aykırı işlere inanma, ben küçük bir serçeyim, karnımda yüz gram ağırlığında elmas olsa senin avucunun içindeydim, sen bunu mutlaka hissederdin çünkü neredeyse benim ağırlığım kadar. Dolayısıyla sen bunu hiç hissetmedin. İkincisi sana kayanın üstünde elmasın bilgisini verdiğimde başladın taş aramaya, ulaşamayacağını bilerek sen taş aradın. Onun için sen üçüncü nasihati hak etmedin dedi ve uçtu gitti. Bundan elde edeceğimiz dersi kendimize tatbik edelim. Bir hedefimiz olacak, o hedefle ilgili niyetimiz, planımız olacak, buna zaman ayıracağız, çalışarak, zorlanarak, ızdırap çekerek o hedefe ulaşacağız. Bunun haricindeki bütün yollar muhaldir, bunu özellikle bilmenizi isterim. Sizlerden bizim beklentilerimiz iki tanedir. Sizlerin anne ve babaları olarak sizden beklentimiz hayırlı evlat olmanız, elinizin ekmek tutması, güzel bir aile tesis etmeniz ve bizleri mutlu etmeniz. Ama bu pilot okulda okuyan öğrenciler olarak sizden beklediğimiz asli olan fakat ikinci sırada saydığım şey bir müddet sonra Türkiye’yi size emanet edeceğiz. Sizlere güveniyoruz. Çok çalışacaksınız ve güzel ülkemizin gücüne güç katacaksınız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize başarılar diliyorum. Ailenize ve ülkenize hayırlı evlat olmanızı diliyorum. Okul müdürümüz Avniye Çelebi hocamızı, öğretim ekibini tebrik ediyorum. Velilerimize böyle güzel evlatlar yetiştirdikleri için teşekkür ediyorum. 
KESKİN; TÜRKİYE’NİN KENDİ GELECEĞİNİ TASARLAYAN VE ÜRETEN İNSANLARA İHTİYACI VAR
Avrasya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ferudun Keskin konuşmasında TEKNOFEST’in Türkiye’nin geleceğindeki önemine vurgu yaparak, ‘’Otuz yıl öncenin öğrencileri olan şimdinin ebeveynleri belki de hiç makas tutmamış çocuklarına tıp okumaları gerektiğini inceden inceden işliyorlardır. Belki de bırakın bir projeye katılmayı gerçek anlamda bir laboratuvar deneyimi bile yaşamamış yavrularının bir devlet dairesinde kesin işe girmesini sağlayacak mühendislik alanını seçmesini istiyorlardır. Hatırlayan vardır, bir zamanlar üniversite sınavına girmeden önce tercihler yapılırdı bu ülkede. Geleceğe hazırlanan öğrencilerimizin şunu anlamaları gerekiyor. Gerçek bilgiyle hiçbir ilgisi olmayan test sorularını ezberleyerek mühendis olan insan ne yazık ki yapay zeka kapsamında insansız hava araçları tasarlayamıyor, ya da bir uçak motoru, ya da Türkiye arazilerine uygun askeri robotları. İşte bu noktada TEKNOFEST’in önemi tam olarak ortaya çıkıyor. Yediden yetmişe her kesimden insanın katılabildiği etkinlik gelecek günlerin ayak sesleri gibi. Bu noktada yapmamız gereken, anlaşmazlıklarımızı bir kenara bırakıp bu etkinliğin ülkenin tüm kesimleri tarafından benimsenmesini sağlamaktır. Biz akademisyenler gerekirse ilk okuldan tutun yüksek eğitim kurumlarımıza kadar kapı kapı dolaşıp öğrencileri bu büyük milli ve yerli teknoloji hareketine, yangına sırtında su taşıyan karınca misali, bilgi taşıyacak çocuklarımızı bulmalı gerekli farkındalığı oluşturmalıyız. Türkiye’nin kendi geleceğini tasarlayan ve üreten insanlara ihtiyacı var ve bu insanların buluşma noktası olmuştur TEKNOFEST’’ dedi.
MAMEGHANİ; BAŞARI İÇİN POZİTİF DUYGULARLA ÇALIŞIN
Avrasya Üniversitesi Psikoloji Bölüm  Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Shiva Mameghani ise başarının sırrını birkaç başlıkta aktardı. Mameghani, ‘’Başarıyı, değerli, iyi ve faydalı bir şeyi edinmek, sahip olmak olarak tanımlayabiliriz. Başarı ilk adım ve doğru adımla başlar. Bu yolda 43 gerçek sayabiliriz ama en önemli gerçek, belirlediğimiz amaçtır. Mutluluğu takip et, onu bul ve başar. Geleneksel düşünce başarıyı takip etmenin kişiyi mutluluğa götüreceğine inanır. Oysa araştırmalar bunun tersini gösteriyor. Mutluluğu takip etmek, kişiyi mutlulukla birlikte başarıya da götürüyor. Pozitif duygularla çalışanların performanslarının, yaratıcılıktan, odaklanmaya ve işi sahiplenmeye kadar birkaç alanda birden arttığını gözlemlenmiştir’’ dedi.