HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, öneriye ilişkin konuşmasında kürsüden, sokağa çıkma yasağı olan yerleşim yerlerinde yaşayan iki çocuğun gönderdiği mektupları okudu.  Çocukların yaşam ve eğitim haklarından ülkeyi yönetenlerin sorumlu olduğunu ifade eden Kerestecioğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Birleşmiş Milletlerin Çocuk Hakları Sözleşmesinin tarafı olması nedeniyle sorumlulukları olduğunu hatırlattı.  Doğu ve Güneydoğudaki çocukların her alanda sorunlar yaşadığını ve diğer çocuklarla eşit şartlarda olmadıklarını savunan Kerestecioğlu, "Silahlar sustuğunda çocuklar için de daha iyi bir yaşamın umudu doğmuştu. Onlarca yılın acısı hafızalardaydı ama umut da vardı. Bu umudu onlara tekrar armağan edelim" dedi.

Bunun üzerine AK Parti Trabzon Milletvekili Ayşse Sula Köseoğlu, ölen çocukların PKK ve YDG-H’nın hendekleri ve bombalarının neden olduğunu altını çizerek şu ifadelere yer verdi;

TERÖR NEDENİYLE ÖLEN ÇOCUKLARDAN ÖRNEKLER VERDİ

“Evet, çocuklar hepimizin en kıymetli varlıkları, hiç kuşku yok ki hepimizin ortak değerleri ve vazgeçilmezleri. 2 kız çocuğu annesi olarak özellikle burada ifade etmek istiyorum ki -sadece kendi çocuklarım için değil- ülkemin her bir köşesindeki, ırkı, dini, dili ne olursa olsun, her bir çocuğun güven içerisinde, huzur içerisinde yaşaması hepimizin ortak önceliğidir, benim de ortak önceliğimdir. Bu anlamda, çocuklarımızın geleceği için yapabileceğimiz, huzur içerisinde, barış içerisinde yaşaması için alabileceğimiz her türlü önlemi ve tedbiri alma noktasında ben de aynı hassasiyeti taşıyorum. Burada şunu ifade etmek istiyorum: Geçtiğimiz ağustos ayında, çocuğu Fırat Sımpil’i markete sağ salim gönderen Kadriye bacımızın, markete giderken PKK’nın döşemiş olduğu bombada hayatını kaybeden çocuğun annesinin, o çocuğunu sadece terliklerinden tanımış olmasındaki acıyı en iyi, bir anne olarak yüreğimde hissedebilecek durumdayım. Belki o acıyı tahayyül etmem mümkün değil ama empati yapabilecek durumdayım. Mardin’de YDG-H’lilerin damda bıraktığı bombalar yüzünden hayatını kaybeden Tahsin Uray’ın annesinin acısını da yüreğimde bir anne olarak hissedebilirim. Yine, Hakkâri Şemdinli’de, köy mezrasında oyun oynarken YDG-H’nin bombaları yüzünden hayatını kaybeden henüz 10 ve 11 yaşındaki iki çocuğun annesinin acısını da bir anne olarak aynen yüreğimde hissediyorum. Orada ölen çocuklar bizim de çocuklarımız. Türkiye'nin her bir tarafındaki terör sonucu ölen çocuklar, buradaki mağdur olan çocuklar bizim de çocuklarımız.

11 BİN KG PATLAYICI ELE GEÇİRMEK BÜYÜK OLAY

“Burada şunu ifade etmek istiyorum, özellikle, şuna dikkatinizi çekmek istiyorum: 6-7 Ekimden bugüne kadar ele geçirilen patlayıcı sayısı -kilogram olarak- 10.998 kilogram. Bu durum bile başlı başına, hepimizin, ülke olarak bu durumu sona erdirmek anlamında ne kadar gerekli bir mücadele içerisinde olmamızı gösteren bir veridir.”

ÇOCUKLARI KORUMAK BİZİM GÖREVİMİZ

“Bizim için önemli olan… Şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Bugün daha, taze bir haberle, basında yer alan bir haberle yeniden sarsılmış durumdayız. Sekiz aylık hamile bir kadının çocuğunun daha hayata gözlerini açmaya müsaade edilmemesi, terör olayında mağdur edilerek çocuğunun erken müdahaleyle alınması ama kurtarılamaması sonucu gerçeğiyle yine karşı karşıyayız. Yani bu ülkede, yaşanan terör ve PKK’nın terör eylemlerinde mağdur edilen insanları, çocukları korumak bizim görevimiz.

Bizim için önemli olan, barikatlardan, hendeklerden, bombalardan, bubi tuzaklarından, roketatarlardan uzak, Türkiye'nin aydınlık geleceğine nefer olarak yetiştireceğimiz nesilleri ortaya çıkarmaktır.

Bu amaçla, Halkların Demokratik Partisinin sunmuş olduğu önergenin, sebepleri göz ardı etmesinden dolayı ve sadece kısır ve sığ bir bakış açısıyla sunmuş olduklarından dolayı bu önergenin karşısındayız”