AK Parti Trabzon Kadın Kolları başkanı Bahar Ayvazoğlu, seçildiği günnden itibaren AK Parti Trabzon teşkilatında sevilen isimlerden biri olmayı başardı.

Teşkilatın Trabzon'da seçim çalışmalarını sürdürürken Ayvazoğlu vekilleri destekleyen anlamlı duygu dolu konuşmalara yer verdi.

'uygun adım marş nizamında önünden geçtik devletin' diyen Ayvazoğlu şu ifadelere yer verdi;

Siyah önlüğümüz, beyaz/ kolalı yakalığımız ve kol manşetlerimizle, uygun adım marş nizamında önünden geçtik devletin! ve vazgeçtik çocuk olmaktan yıllar yıllar önce... 

2 yılda bir Almanya'dan gelecek Nutella kavanozu ve lastik şekerler kadardı umutlarımız sınırlı ve yeterince. 
Her sabah 'küçüklerimizi koruyup, büyüklerimizi sayarken', akşam haberlerinde bir aylık ömrüne kurşun sıkılan bebekleri izlerdik; Adile Naşit'in 'Uykudan Önce' sinden de önce.

Para toplayıp tebeşir aldığımız kara tahtanın fonunda 'İcraatın İçinden' geçen hayallerimiz oldu ilk kez. 

Mahalle bakkalı mesafesindeki konforumuzun, Ramazan filesi içine sığdırdığımız huzurumuzun arka bahçesindeki lüksü, israfı ve talanı gösteren renkte, sayıda ve özgürlükte bir basınımızın olamadığı yıllardı. 

Borcumuz kadar yiğit olduğumuzu sanardık kamçı üstüne kamçı yedikçe. Yuvarlanıp gitme gayretinde hedeflerimiz, bana dokunmayan yılan bin yaşasın tadında derin! siyasi analizlerimiz vardı. 

Haydi kızlar okula - siz hariç - deyip yaka paça dışarı atıldığımız günler, üç ayda bir tek kişilik yemek parasına denk gelen burslar, çözüm değil çözümsüzlük istercesine yürütülen dağ politikalarına kilitlenen anneler ve aşeren kadınların elinden kayan ekşi erikler...

Başbakanına, Cumhurbaşkanına değil küfretmek kem gözle dahi bakamadığın ve haliyle çimlere de basamadığın özgürlükler, fişlenmeler, haddini bildirmeler ve daha neler neler... 

Terörden daha öncelikli tehdit sayılan irticanın öcüleri olarak evimizin içiydi özgürlük alanımız ve uygarlık savaşında bayrağı taşıyanlarca belirlenirdi haklarımız.
Cahiliyye adetlerinin kumaşıyla biçilmiş hayatların kalp gözü, yürek tınısı,ciğer köşesi imbiğinden sızan gözyaşlarıyla yıkanan; ilk gençlik, ilk adım, ilk deneyim yıllarının altında ezilen hayallerin ertesine saklandı yarınlarımız.

Oysa biz de bilirdik hakkımızı ararken el ele tutuşma letafeti yerine 'tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönmeli yurdumda' diyerek devirdiğimiz çamları süslemeyi! 
Biz de bilirdik 'Ordu göreve' manşetli vatanperver! nidaların ardından, koynundaki yılanla barış yürüyüşü yapmayı. 

Biz de bilirdik meclisten bizi kovan, Arabistan'ı adres gösteren, resepsiyonlara bile davet etmeyenler yeter ki gitsin diye katillerle kol kola girmeyi, desteklemeyi. 

Biz de bilirdik 'sizi bir daha başkan yaptırmayacağız' diye dönen gözümüzden sakınamadığımız emanetin, barajında lekelenmeyi.

Bin şükür olsun ki, babalarımızın zeytinyağı ve tüp kuyruklarındaki kusursuz teslimiyeti hala ensemizdeyken kuruldu Ak Parti ve yıllardır eller yukarı deyip etrafımızı saranlara elimizi kaldırdık gerektiği gibi. 

Boşuna değildi 2023'lere, 2071'lere uzayacak devlet gibi devlet hedefi.

Ve şimdi göğsümüzü gere gere, 14 yıldır gururla, onurla yürüdüğümüz, yürürken yakıp yıkmadığımız, yılmadığımız, anladığımız, anlattığımız ve anlatmaya devam ettiğimiz kutlu davamızın yıl dönümünde ön yargıların, aldatılmışlıkların, ihanetlerin, kaprislerin, zalimlerin ve ehli keyiflerin gözünün içine baka baka diyoruz ki; 

Gün; elinden mevcudiyeti, elinden istikbali ve elinden en kıymetli hazinesi alınmak istenen bu aziz milletin arkasında durma günüdür. 
Gün; bir olma, beraber olma, kenetlenme, sarılma ve tek yumruk, tek güç, tek ses olma günüdür.
Yine, yeniden birbirinden değerli 6 vekil adayımızla sesimiz kısılana, takatimiz bitene, nefesimiz tükenene kadar hak mücadelesinin alın terine layık olma günüdür.

Gün; 'Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' günüdür.
Çünkü; küçük kızınız Ayşe, Rojda Nenesi’nin elini öptüğünde, Hacı Mehmet Amca, komşusu Rakel Hanım’a kurban eti ikram ettiğinde, yan dairedeki Alevi genç, kapısını çalan çocukların eline harçlık sıkıştırdığında bulunacak, kan kokusuna karışmış anne kokusunda saklı eksik parçalar ve o zaman halaylara, horonlara, zılgıtlara karışacak bayram gibi bayramlar.
Madem ki bayramdır, büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyor, nice barış dolu, kardeşlik dolu, umut dolu  bayramlar diliyorum.
Kurban Bayramımız bayram ola…
İlk günkü aşkla ‘HAYDİ BİSMİLLAH!