61SAAT HABER SERVİSİ - Trabzon İHH İnsani Yardım Derneği tarafından, Somali'nin başkenti Mogadişu'da inşa edilecek yetimhaneye, Trabzon'un Maçka ilçesi kırsalında 11 Ağustos 2017'de bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit olan Eren Bülbül'ün adı verilecek.

Toplamda 550 bin TL’ye mal olacak yetimhane için Trabzon İHH tarafından başlatılan yardım kampanyası için bugün Zorlu Grand Otel’de bir organizasyon düzenlendi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve eşi Hamdiye Soylu’nun da katıldığı organizasyona, şehit Eren’in annesi Ayşe Bülbül’ün yanısıra AK Parti Trabzon Milletekilleri Adnan Günnar, Salih Cora, Trabzon Valisi Yücel Yavuz, AK Parti İl Başkanı Haydar Revi, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ile bazı ilçe belediye başkanları ile çok sayıda iş adamı ve İHH gönüllüleri katıldı.

Kuran Tilaveti ile başlayan program ardından bir yetimin hayatından kesitinin anlatıldığı kısa filmle devam etti.

120 YETİM KALACAK

Organizasyonda ilk olarak Trabzon İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Zühtü Kalma konuştu.Kalma,” Desteklediğimiz yetimlerimiz sayısını söylediğim 400 milyon yetimin yanında çok düşük noktada kalıyor. Savaşların en büyük sebebi emperyalist ülkeler. Afganistan, Suriye’yi işgal ederken insan hakları getireceğiz dediler. Myammar, Afganistan, Çin ve Suriye’de ki yetimleri saymıyoruz. 400 milyon yetim var. Bu yetimler emperyalist ülkelerin savaşları çıkarmasından ölen anne babalarından kalan çocuklarımızdır.

Somali iş savaşla istikrarsız hale getirildi. 2011 yılında kuraklık ve insan krizi, terör olayları ile baş etmek zorunda kaldı. Burada Türkiye, orada ki insani krizi çözmek için oldukça fazla yardımda bulundu. Söz konusu yetimhanemiz 120 yetimin barınacağı bir yetim evi olacak. Bu yetim evinde görevli yetim anneleri olacak. Bunlar hayata bizdeki sevgi evi gibi hazırlanacak” dedi.

Trabzon Valisi Yücel Yavuz ise, “Somali’de, 120 evladımızın himaye edileceği yetimhane yapılacak. Burada siz değerli Trabzonluların katkılarını sağlamak adına oluşum meydana getirdiler. Dahada anlamlısı 15 yaşında şehadete eren Eren Bülbül evladımızın ismini verdiler” ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu ise, özetle şu şekilde konuştu:

Bu toplantıyı ve bu projeyi bana anlattıkları zaman kendi kendime yaptığım değerlendirme şu oldu: Bu hayırlı, esas itibarıyla üç manevi temele oturmuştur. Bunların birincisi, inancımızla, imanımızla ilgilidir. Bu noktada, Tevbe Suresi’nin 18. ayetinden bir referansla konuşmama başlamak isterim. Bu yetimlikle ilgili bir ayet değil.. Meşhurdur, camilerde özellikle yardım toplanılacağı zaman hoca efendiler bu ayete sıklıkla vurgu yaparlar.

Cenab-ı hak der ki,

“Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekat veren,  ve ancak Allah’tan korkan kimseler imar ederler.”

SADECE İŞİN YAPILMASI DEĞİL..

Demek ki işin sadece yapılması değil, o işi kimin yaptığı, ne niyetle yaptığı da önemlidir. işleri, sadece yapabilenler değil, o işe yakışanlar, doğru insanlar yapmalıdır.

Somali’de bir yetimhane yapılacaksa, onu gerçekten merhametli, onu  vicdanlı insanlar ve Müslüman insanlar yapmalıdır. Dünyada olup biten hadiseler göstermektedir ki bu tarife uyan yegane millet biziz. Yani Türk milletidir. Ve bu milletin değerlerini güzel şekilde temsil eden illerimizden biri olan, Trabzonlu hemşerilerimdir.

TÜRKİYE 3,5 MİLYON İNSANI KURTARDI

Konuşmalarımda sıklıkla  söylerim, bu millet alelade bir millet değildir. Bu millet,  bu Anadolu’da bin yıldır yaşam mücadelesi verirken, bu dinin sancağını üç kıtaya taşırken sadece adaleti, merhameti ve vicdanı taşımış, ama  acıyı, katliamı, dramları haksızlıkları göstermemiştir. ne Bosna’da yaşananları, ne Afrika’da, Hindistan’da, sömürge dönemlerinde batı medeniyetinin yaşattıklarını, bizim medeniyetimiz ne bu topraklarda yaşam  mücadelesi verirken, ne de üç kıtaya adalet götürürken  yaşatmamıştır. kendimizi iyi tanımalıyız. Kendimizi, doğru tanımalıyız ve itibar cellatlarına zemin bırakmamalıyız. Bugün hala aynı anlayış bu aziz milletimizde devam etmektedir. Suriye’de yaşanan insanlık dramında Türkiye’nin 3,5 milyon insanı ölümden kurtarmış olması, sadece sınır komşuluğunun sonucu falan değildir. Bu bir merhametin, bir vicdanın, bu yüce dinin bize verdiği insanlık  tasavvurunun bir neticesidir. Sadece bizim sınırlarımıza yakın  oldukları için değil... Başka ülkelere de ulaştı bu insanlar ama botlarına ateşe dilip Akdenizin sularında boğulmalarına göz yumdular. Sınırlarına jiletli teller çeken, tellere elektrik veren ülkeler gördük. Başka ülkelerin sınır kapılarına da ulaştı bu insanlar ama o sınırlarda ki askerler türk askeri değildi.. bizim gibi merhametli, bizim gibi vicdan sahibi, bizim gibi her anne baba evladını kendi evladı gören bir anlayışa sahip askerler yoktu oralarda.. hiç acımadılar. parmak hesabıyla, ancak iyi eğitim almış, okumuş, cebinde parası olanları içeri aldılar; maddeci zihniyetin bütün gaddarlığını ortaya koydular ve kalanlarını açlığa, sefilliğe, ölüme terk ettiler. işte onun için bu ayet aklıma geldi. Allah’ın mescitlerini inşa etmenin şartını imana, namaza, Allah’tan korkuya bağlıyor.. Parası olan demiyor. zengin olan demiyor. Allah’tan korkan... yani içinde merhamet, içinde vicdan, içinde başkalarından farklı hasletler barındıran insanlar istiyor. işte bu proje, bunun için bizimle ilgilidir ve bize yakışır.

Şehadet

Bu projenin yaslandığı ikinci değer ise şehadettir. Somali’de yetimhaneyi kim yapacaktı? 40 yıldır, bir terör örgütü başka ülkelerdeki insanların kanını döksün diye; Eren Bülbül gibi pırıl pırıl evlatlarımızı, Miraç Kadir Özcan gibi, Ahmet Çamur gibi kahramanlarımızı gencecik yaşta toprağa verelim diye para yardımı yapan, silah yardımı yapan, “terör olsun da silah satayım” diye ellerini ovuşturanlar mı yapacaktı?

DAEŞ’İ YOKTAN VAR ETTİLER

211 yılından beri iç savaş olan ülkede DEAŞ diye bir örgütü yoktan var eden, sonra da onunla savaşmak için bir başka terör örgütünü yeniden eğiten, silah verenler mi Somali’de merhamet gösterecekti. yapamazlar. yapsalar da bir hayrı dokunmaz. İşte bugün Türkiye büyük bir mücadelenin içindedir. Bir yandan kendi kalkınma hamlesini tamamlamaya gayret etmektedir, bir yandan içeride ki  FETÖ, PKK, DHKPC gibi hain terör örgütleriyle mücadele etmektedir, bir yandan uyuşturucu baronlarıyla mücadele etmektedir, bir yandan ekonomisini ayakta tutmaya ve kamu düzenini devam ettirmeye çalışmaktadır. Bir yandan sınırının hemen güneyinde tezgahlanan büyük bir oyuna karşı bir beka mücadelesi vermektedir. Ve şuraya dikkatinizi çekmek isterim, Türkiye bunu yaparken teröristle sivili, suçluyla masumu ayırmak için kılı kırk yarmaktadır.

SOKAĞIN BAŞINA TANK KOYARLARDI

Bizim OHAL ilanımıza laf ediyorlar. PYD ile ilgili görüşmelerimiz sonrasında yabancı basın mensupları bize OHAL üzerinden hesap sormaya çalışıyorlar. Bizim ilan ettiğimiz OHAL’e kurban olsun onlar. Açıkça söylemek isterim, eğer bizim verdiğimiz mücadeleyi onlar veriyor olsalardı, bizim şartlarımız onların ülkelerinde olsaydı, her sokağın başına bir tank koyarlardı.

Biz bütün bu sıkıntılı mücadeleyi sadece manevi değerlerimize yaslanarak veriyoruz ve bunların en önemlilerinden biride şehadet anlayışımızdır. İşte onun için bu yetimhanenin ismi Eren Bülbül’dür. Bu  meseleyi sadece basit bir “isim verelim gönül alalım” meselesi olarak görmeyin. Eren’in şehadetimize hem karşımızdaki hainliğin boyutunu göstermektedir, hem de bu milletin bütün neferleriyle bu meselede bir şuur sahibi olduğunu göstermektedir. İşte bugün zeytin dalı operasyonunu yapıyoruz. Evlatlarımız, bu kiralık katilleri bertaraf etmek için büyük bir mücadele içindeler ve büyük bir başarıyla da bu operasyonu sürdürüyorlar. Esas itibarıyla bu operasyon da bir merhamet operasyonudur. Orada esir alınmış, 2012’den beri işgal altında olan yaklaşık 500 bin insanın yaşadığı bir yeri kurtarmaya ve bize yönelik tehditleri bertaraf etmeye çalışıyorlar. Şehitlerimiz de oluyor. İçimiz yanıyor. Allah bütün şehitlerimize ganiganirahmet eylesin. Gazi evlatlarımıza acil şifalar ihsan eylesin. bu millete silah çeken, ihanet eden, mazlumların hayatlarına kast edenleride kahr-ü perişan eylesin. işte tabloyu görüyorsunuz. Bize akıl verenler, “bizim orada ne işimiz var, bunların burada ne işi var” diye kara bir propagandayı yürütenler, bu tabloyu iyi okumalıdır. Güney sınırımızdaki bütün namlular Türkiye’ye çevrilmiş durumdadır. buna kayıtsız kalmak, ancak bu ülkenin geleceğini düşünmeyen, siyasetini millete yaslayamayan, millî olamayan ve birilerinin pohpohlamasına aldanan ahmakların işidir.

2.3 MİLYON ÇOCUK YERİNDEN EDİLDİ

Bu projenin dayandığı üçüncü manevi değer ise, bizim inancımızın  yetime mazluma bakışı ile alâkalıdır. yetim deyince bizim yüreğimiz bir başka titrer. Biz, o kutlu resulün yetimliğini kendimize dert etmiş bir  ümmetiz. Anasından, babasından, dedesinden, camideki hocasından bunu öğrendik. Keza rahmetli Aydın Menderes’in lakabı, “milletin yetimi”ydi. dolayısıyla bizim bu işe bakışımız, bambaşkadır. 2016 rakamlarına göre dünyada 400 bin yetim ama 12 milyondan fazla çocuk mülteci veya sığınmacı konumunda yaşıyor. 23 milyon kadar çocuk da kendi ülkesi içinde yerinden edilmiş veya göçmen konumundadır.

Afrika’da  çocuk savaşçı olarak savaştırılan çocukların sayısı on binlerle ifade  ediliyor. Evet, çocuk savaşçı 9-10 yaşlarında çocuklar,  anne babadan, aileden mahrumlar. eğitiliyorlar, boynunda  Kalaşnikoflarla savaştırılıyorlar. Birileri hala buralara vicdanlarını mühürleyerek silah satıyor, darbeler ve iç savaşlar organize ediyor.  Suriye savaşı nedeniyle bugüne kadar Türkiye’ye gelen çocuk sayısı  1 milyon 309 bin’dir. Bu demektir ki bu aziz millet, o kara  propagandaya itibar etmeyip bu kadar çocuğun hayatını kurtarmıştır.

284 bin 777 çocuk da bu topraklarda doğdu. Hani geleceğe bıraktığımız en büyük miras bu diyorum ki bu çocuklar kendi toraklarına gittiklerinde yeşertecekleri o dostluk bu coğrafyanın, içinde bulunduğumuz haritanın barışı olacaktır. Belki o çocuklar buraya gelmeselerdi o savaşın içinde yitip gideceklerdi.   20 bin 429 Suriyeli öğrenci üniversitelerimizde, 669 bin 780 öğrenci ise  Milli Eğitim bakanlığına bağlı kurumlarda eğitim almaktadır. çarpıcı  bir rakam, Suriye iç savaşı nedeniyle 10 bin çocuk, kendisine refakat edebilecek tüm yakınlarını kaybetmiş durumda.

Yani ne ana var, ne  baba, ne de bir başka akraba.. kendisine bakmaktan aciz bir halde ve  yanında hiç kimsesi yok. bu rakamları şunun için verdim: Bu aziz  milletin vicdanının nasıl büyük bir iş başardığını, neden Somali’de bu  yetimhaneyi yapmanın bize yakıştığını göstermek istedim. Sonra birileri de çıkıyor diyor ki“ biz bu işe niye karıştık”. arkadaş, sınır güvenliği şöyle dursun, sadece bu tablo bile senin vicdanında, yüreğinde eğer bir şeyleri kımıldatmıyorsa, bizim sana anlatabilecek bir şeyimiz yoktur. Sen ne yetimden anlarsın, ne çocuktan anlarsın, ne şehadetten, ne insan sevgisinden anlarsın. Eğer biz bu çocuklara bigane kalırsak, sırtımızı dönersek, ahirette o peygamberin yüzüne bakamayız, Allah’ın huzurunda söyleyecek hiç bir söz bulamayız.

Türkiye bugün, milli gelirine oranla en çok yardım yapan ülkeler sıralamasında birincidir. Almanya, övünüyor. Dış ticaret fazlası ar. Ameerika övünüyor. Bizde övünüyoruz hayıra fazlamız var. Onlardan daha fazla.. Suriye’den örnekler verdim ama dünyanın birçok yerine bu aziz milletin yardımları ulaşmaktadır. Size bir şey söyleyeyim. Lafımızı esirgemeyiz. Almanya’ya gitmeden önce dünyada mültecilerden önemli bir kişi ziyaretime geldi. Önümde bir çok not vardı. Aldım bir kenara. Dedim ki sefa geldiniz. Bizim size anlatacak hiçbir şeyimiz yok. Size söyleyecek sözümüz de yok. Çünkü artık hikaye dinlemekten usandı bu millet. Hiç umurumuzda değil. Ne düşünüyorsunuz, ne söylüyorsunuz bizi hiç ilgilendirmiyor. Biz kendi göbeğimizi kendimi kesebilme kabileyitine sahibiz. Bize verdiğiniz akılları, yol güzergahlarını kendi kendine anlatın. Başlarını eğdiler bir şey söyleyemediler. Bu milletin asaleti. Allah bu milletten razı olsun.

Somali, dünyada uzun yıllardır acıların yaşandığı, maalesef insanlığın geldiği medeniyet seviyesine yakışmayan bir hali yaşamaktadır. Ve bunu onlara birileri yaşatmaktadır.

Kıymetli cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan başbakan olarak 1 kez, cumhurbaşkanı olarak 2 kez bu ülkeyi ziyaret etmiştir. aynı zamanda G20 ülkeleri arasında bu ülkeye bu düzeyde ziyaret gerçekleştiren tek liderdir. Somali’de ciddi yatırımlar ortaya koyduk. Yeni havaalanı terminali yaptık. TİKA eliyle başkent Mogadişu’da yaptığımız hastane, halen ülkenin en büyük hastanesidir.

TİKA, Diyanet İşleri Başkanlığımız, AFAD, Sağlık Bakanlığımız gibi bir çok kurum, bu ülkede temsilcilikler açmıştır.  Afrika kökenli olmayan tek havayolu şirketi olarak bu ülkeye Türk Hava Yollarının sefer koyması gibi adımlarımız, bu güzel ülkenin insanlarına yalnız olmadıklarını hissettirmektedir.

İnşallah bu yetimhane projemiz de oradaki orada ki mazlumların hayır duasına sebep olacaktır.  Emeği geçenlerden Allah gani gani razı olsun. burada büyük bir sevap çeşmesi, Allah’ın rızasının olduğu bir çeşme vardır. Ben aklı olanın bu bereketten istifade etme fırsatını kaçırmayacağı kanaatindeyim”

350 BİN TL’YE BAKAN SOYLU TOPLADI..

Bakan Soylu 550 bin TL’ye mal olacak yetimhanenin 200 bin TL’lik kısmının yardım kampanyası ile toplandığını öğrenince burada geri kalan kısmı ise Osman Cora, Gencağa Meriç, Coşkun Bülbül ve ismini vermediği bir arkadaşının karşılayacağını kaydetti.

Bakan Soylu, “Bunun 200 bin TL’sini topladın. 100 bin TL’sini bana bir arkadaşım imanet etti. 100 bin TL’sini de Osman Cora veriyor. 100 bin TL’sini de Gencağa Meriç veriyor. Kaldı 49 bin TL… 49 bin TL’yi de Coşkun Bülbül veriyor… Böylece tamamlanmış oldu..” dedi.