Trabzon bu aralar sahipsiz mi sahipsiz. Garip mi garip. Hani derler ya vur başına al elinden ekmeği. Trabzon aynı o durumda. Trabzon’un başına vuran ekmeğini elinden alıyor.          

                Bakın şu Rusya ve BASİTLEŞMİŞ GÜMRÜK (BGH) hattı meselesi.

                Trabzon’un bakansız kalmasının, Trabzon’daki siyasilerin beceriksizliğinin, Trabzon’daki sivil tolum kuruluşlarının etkisizliğinin koca bir göstergesi.

                Trabzonspor için şov yapmak uğruna meclis kürsülerinden aşağılara inmeyenler, mail kutularını haberlerle dolduranlar bölgenin can damarı olan ihracatçılar için kıllarını bile kıpırdatmıyor.

                Evet Trabzon her geçen gün kan kaybediyor.

                Özellikle ihracatta Sochi limanının kapatılmasıyla büyük bir darbe yiyen ve ihracatçılarını Samsun’a kaptıran Trabzon bu kez Rusya’ya Serbest Gümrük Hattı ile ihracat yapmanın yollarını ararken bir tezgahın içinde buluyor kendini.          

                Tezgahı kuranların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile işbirliği içinde oldukları yönündeki iddialar ise mide bulandırıyor.               

                Türkiye ile Rusya arasında imzalanan Basitleştirilmiş Gümrük Hattı Protokolü ile ilgili günlerdir kamuoyunda yazılıp çizilenleri takip ediyoruz.            

                Evet böyle bir hak var, bu hakkı kim almış. Türkiye Cumhuriyeti. Kim için almış, İhracatçılar için. Ne işe yarıyor bu hat. Daha kolay ve hızlı ihracatın önünü açıyor. Yeşil Hat deniyor bu sisteme..

                Peki 2 senedir bu hakkı ve hattı kim kullanıyor.

                Özel bir şirket olan Favor Trans.

                Favor Trans haricinde kimse bu hattan ticaret yapmayı öngören sisteme giriş yapamıyor. Nedeni ne?

                Çünkü pilot uygulama olarak, bu şirket üzerinden ilk denemeler yapıldı. 1 sene sonra yaygınlaşacak ve pilotluktan çıkacaktı.            

                Fakat bu nasıl bir pilot uygulama ise 21 ay oldu halen daha bu şirketten vazgeçemiyor birileri.

Şirketin usulsüz ve haksız kazanç elde ettiği yönünde bir iddiam veya şüphem kesinlikle yoktur.

                Beni tek huylandıran nokta DKİB gibi Ekonomi Bakanlığı’na bağlı bir kuruma güvenmeyenlerin özel bir şirket üzerinden bu kurumu çalıştırmaya zorlamaları.

                Çok garip ve devlet adına utanç verici olmanın yanında büyük de bir kuşku uyandırıyor bu mesele.

                İşi ranta mı döktü devlet diyor ihracatçılar ve ekliyorlar ‘Biz ihracat için uğraşırken devlet neden birilerini aramıza koyup ona buna para kazandırmaya çalışıyor’.  

                Evet gayet mantıklı ve makul bir soru.

                Sayın Gümrük ve Ticaret Bakanı Rizeli hemşerimiz Hayati Yazıcı, hangi pilot bu 2 senedir bir özel şirkete bağlamışsınız Doğu Karadeniz’in tüm ihracatını gidiyorsunuz.               

Bir Rizeli olarak sizden bunu beklemezdik.

                1 sene işi geçiştirmenize de aklım ermiyor.

Biz sizi dürüst, namuslu ve yetimin hakkını kimseye yedirmeyen bir kişi olarak biliyoruz.

                Fakat şunu bilesiniz ki belki haberiniz var belki yok.       

                Bu işin altından kötü kokular gelmeye başladı, taş yerinden oynadı size doğru yuvarlanıyor.

                Siz siz olun Trabzonluların ve Doğu Karadeniz’deki ihracatçıların hakkını verin. Kim bu hakkı bugüne kadar engellemişse de onun cezasını verin.   

                Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt vermektedir! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (NİSA suresi 58. ayet)           

                Eğer bu basitleştirilmiş Gümrük Hattı’ndan daha kolay ihracat yapılıyorsa Trabzon’da faaliyet gösteren doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Hamdi Güroğan’ın bunu talep etmesi kadar doğal bir şey olamaz. 

                Doğal olmayan yıllardır o koltukta oturan DKİB Başkanı Gürdoğan’ın becerip etkili bir lobi oluşturup bu hak için Trabzon’u ayağa kaldırmamış olmasıdır.              

                Ortada ihracatçının hakkının gasp edildiği, ihracatçının birilerinin kucağına atılmak istendiği bir tezgah vardır.               

                Bu tezgahı ortadan kaldıracak kişi de Bakan Hayati Yazıcı’dır. Eğer buna teşebbüs etmez de olayın böyle devam etmesine göz yumarsa bu tezgahın başındaki adam olarak ilan edilmesi hiçte sürpriz olmaz.

                Evet mazeretler gelebilir, sistem hazır değil denebilir. O zaman size demezler mi Sayın Bakan 2 senede bir sistemi hazır edemeyenlerle mi biz 2023’e hedef koyuyoruz. 

                Lütfen kendinizi hükümetinizi küçük düşürmeyin ve bir talimatınız ile çözülecek bu olayı sürüncemede bırakmaktan vazgeçin.