Trabzon TÜRKAV Başkanı Kenan Kuru, açıklamalarda bulundu.

Yazılı açıklama yapan Kuru şu ifadeleri kullandı: "​Gerçekçi olmayan bilginin önüne geçebilmek ve bilgiyi aktarırken tarihle uyumlu olmak gerekmektedir. Çağımızda bilginin önemi sürekli artmaktadır. Araştırıcı bilgiyle doyuma ulaşabilen, bilgiyi milletin bünyesinde var edebilen milletler, istikbalin sahipleri olacaklardır. Bilginin ve kültürün toplandığı en iyi araçlar ise, dergi, kitap ve teknolojik imkânlardır. Yazılı, görüntülü ve sanal basınla da haber alınmaktadır. ​İnsani ilgilendiren her hareketin, her ideolojinin, her sosyal faaliyetin bir çağrısı vardır. Buradan yapacağımız değerlendirme ile geçmişten günümüze kısaca birkaç örnekle bakmayı uygun mütalaa etmekteyim. Türkçülerin gücünden korkan Bizans, kiliseden de yardım istemiş ve İlk haçlı zihniyeti ile Anadolu’ya çıktığı görülmüştür. Neden başkaldırılmıştır?  Güçlü coğrafyasında zayıflamasına inanılmış olmasından değil midir?  
Osmanlı’nın gücünü kaybederek zayıflaması döneminde Türk olmayan milletlerin, kendi milliyetlerinin bağımsızlıklarının tesirinde kıpırdanmaya başladığı bilinen bir gerçektir.
​Türkler, Malazgirt’le Asya’daki Türkistan’ı Ön Asya’ya taşıdılar. Malazgirt’ten sonra çeyrek asır geçmesine rağmen, Anadolu Türklük ve İslâm varlığını Kılıçarslan.1 kurmuştur. 
​Yavuz’un Diyarbakır ve civarını fethetmesiyle Anadolu birliği ve Türklüğün tesisi oluşur. Batılılar, Türk milleti ile Türkçülüğü istismar ederek tarihi varlığına saygısızlık içinde hep olmuştur. Batıyla ırkçılığı saptıran, özünden uzaklaştıranlar Türkçülüğün birleştirici olduğunu unutmuşlardır. Tarihi varlıkları kendi politikalarına alet eden batının, tarih bilimine haksızlık içinde olduğu da bilinen bir gerçektir.
​Türkçülük bütünlüğü sağlamaktadır. Birlikten rahatsız olan batı, Müslüman dünyasının kafasına milli kimliği ırkçılık göstererek bulanıklık yaptığı değerlendirme konusudur. Batının etkisiyle Türkçülük, Tarih, kültür ve inanç değerleri aynı olan kimliklerde de bu bulanıklık yer etmiştir. 
​Türk kimliği Türkçülükle bütünlüğü sağlamış, ırkçılık gibi tanımlamalarla gölge düşürmek çabaları hiç bitmemiştir. 
​Türkçülük, Türk Devletinin varlık şartıdır. Türkçülüğün varlığı milli kimliğin tescilidir. Bir ve birlik olmaktır. Türkçülük köklerinde İslâm’ i ve insanlığı birleştiren bir ülküdür. Türkçülük sevgidir, kardeşliktir, Müslümanlıktır, iyiliktir ve adalettir. Bütün bu değerleri barındıran Türkçülüğü özünden çarpıtmanın içinde neden olunmaktadır?
​Türkçülük şuurunu varlık şartımız olarak görmek te önemlidir. Yoksa Batı, Türkçülüğü ırkçılık, Müslümanlığı ise radikalizm gibi adlandıran maksatları olmaktadır ki, tarihten günümüze anlayışları hep ayni olmuştur.
​ Atatürk milli sıfatı yanında “Türk” adını da sürekli kullanmıştır. Türk gençliğine verdiği değer gibi Türk sözünü her şeyin başında, milliyet düşüncesi ve duygusu ile önde tutmuştur. Türkçülük milli kimliktir. Milli kimlik insanların en tabi duygularındandır."