Turkkariyer Yönetim Kurulu Başkanı, yazar, İlham Süheyl Aygül ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Trabzon’un bilinen avukatlarından rahmetli Necati Aygül’ün oğlu, Trabzon Vakfı Başkanı Bilgin Aygül'ün  ve Ediz Eczanesi sahibi Eczacı Ediz Aygül'ün kardeşi olan Aygül’ün kariyeri başarılarla dolu... 

2010'da yazdığı “Beyaz Yakalının Seyir Defteri” kitabı bankacılık- finans sektörünün en çok okunan kitabı seçildi. 

2011 yılında geliştirdiği Mutluluktan Sorumlu Başkan “Yılın En İyi İnsan Kaynakları Uygulaması” seçildi. 

2012 yılında yayınladığı ‘Beyaz Yakalının Akıl Defteri’ kendi alanında en çok satan kitaplar listesine girdi. 

2013 yılında üçlemenin son kitabı olan Beyaz Yakalının Keyif Defteri yayınlandı. 

Son kitabı İlham Veren ile okuyucularla bir kez daha buluşan, MBA hocası, köşe yazarı, Entelektüel Sermaye Gelişim Derneği kurucusu Aygül tüm sorularımıza içtenlikle yanıt verdi. 

Turkkariyer'i kurmadan önceki meslek hayatının on yedi yıllık kısmında özel sektörün en büyük bankasında farklı kademelerde üst düzey yöneticilik yapan Aygül,  müfettiş olarak başladığı finans sektöründe iş geliştirme, satış ve pazarlama odaklı görevler aldı; iki önemli segmentte iş birimi başkanı olarak
görev yaptı. 

İnsan seçme ve yerleştirme konusunda binlerce mülakatta yer aldı. Beyaz Yakalının Seyir, Akıl ve Keyif Defteri üçleme kitapları ve İlham Veren, Harika Kariyer, Kariyer Şövalyesi kitapları aylarca çok satanlar listesinde yer aldı. 

2012 yılında finans sektörünün en çok okunan kitabı (Doğan Kitap-İdefix tarafından) seçildi. Koçluk ve Mentorluk konusunda iş dünyasında ve siyasette birçok yöneticiye danışmanlık verdi. 

Bahçeşehir Üniversitesi'nde HR Management MBA programı içinde Türkiye'de ve dünyada ilk CHO = Chief Happiness Officer (Mutluluktan Sorumlu Başkan) modelini geliştirdi ve en iyi İK uygulaması ödülünü kazandı. “Mobbing Anıtı Kurulması”, “Yetenek Ajanslarının Açılması” ve “İnsan Sermayesi Bakanlığı kurulması” gibi kamuoyunda ses getiren fikirlerin sahibi. 

On bir yıldır Turkkariyer'in Yönetim Kurulu Başkanı olan Aygül, binlerce profesyonel yönetici transferlerine aracılık dışında, Mentorluk, Koçluk, Danışmanlık çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapmakta, üniversitelerde MBA gruplarına ders vermektedir. Birçok STK, dernek ve hayır kuruluşunda aktif görev almaktadır. 



Bu mesleği seçmenizdeki neden, faktör veya sizi buna iten en önemli etken nedir?

İnsanı merkezine almayan hiç bir kurum hayatına devam edemez. ''Doğru işe doğru insan, doğru insana doğru eğitim'' bu işi kurarken mottomuz oldu. 
 ''Yazılarımda ve derslerimde her daim işe alımlarda "Karakteri işe al, yeteneği eğit" derim. Yaşananlar gösteriyor ki, realite hiç de öyle değil "Görüntüyü işe al, imajı yönet" devrinde yaşıyoruz" 
Bu nedenle profesyonel veya olmayan ama değerlendirmeci, karar verici konumundakilere bu aşamada yardımcı olmak çok önemli.Güçlü bir örgütsel performansın kaynağı doğru insanları seçebilme yeteneğinde yatar. Doğru adayı seçmek, zamandan tasarruf etme sürecidir. 
Ancak, kötü seçim sadece zaman kaybı değildir. İşverenlerin yıllar boyunca parasını, yarıştaki gücünü, pazardaki payını , çalışanının da moral ve motivasyonunu kaybetmesine de neden olur. Bu nedenle bu meslek kritik bir önem arz ediyor.



Büyük firmaların önemli mevkilerine orta ve üst düzey yönetici ve benzeri mevkilerde kişiler yerleştiriyorsunuz. Burada en öncelikli, riskli bir iş. Bunu yaparken dikkat ettiğiniz en öncelikli beş hususu bize sıralayabilir misiniz?

1- Karakter 
2 - Duygusal Dayanıklılık (Özellikle Karadenizlilerin fevri yapısından dolayı sıkıntı yaşadıkları bu alanın altını özellikle çizmek isterim.)
3 - Analitik (Bilişsel) Zeka ve Duygusal  Zeka (Öz-farkındalık, öz-yönetim, sosyal farkındalık, ilişki yönetimi)
4  - Yetkinlikleri ile asgari üç kez başarılı olmak . (Tesadüf, şans ve torpille ilgisi olmayan)
5 - Vizyon ( Geleceği görme kabiliyeti)
Tabi bunların arasında en önemlisi karakter eğer karakter zayıf diğer hususlar çok iyiyse bırakın işe almayı alacak kurumun başına iş de açabilecek tehlike arz edebilir.

İş başvurularında en önemli unsurlar sizce CV mi sözlü mülakat mı?

Mülakat daha önemli tabi. Dağ gibi CV'lerden cüce performanslar, minik CV'lerden dağ gibi performanslar çıktığı iş hayatının bilinen bir gerçeğidir. 

Ama CV 'lerin de önemini tamamen ıskalamak yanlış olur. İş bulduktan sonra bile özgeçmişe olan gereksiniminiz ortadan kalkmaz. Her profesyonelin elinin altında başvuracağı, kurumlara göre yeniden düzenleyebileceği esnek bir CV’si olabilmelidir. 

Beyaz yakalıların çalışma sürelerinin firmaların faaliyet sürelerinin önüne geçtiği, turn-over’ ın giderek yükseldiği yeni dünyada, CV’ler etkili bir B planı yaratmak açısından her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. 

Son zamanlarda ülkemizde, CV hazırlama ve kendini ifade etme konusunda hemen her pozisyondaki beyaz yakalıların büyük bir sıkıntı içerisinde olduğunu düşündüren örnekler yaşamaya başladım bir danışman olarak. Performansını ve kişilik yapısını yakından tanıdığım adayların CV’lerinin bile önemli kurumların ön elemelerini geçememesi, üst düzeyde pozisyona sahip bulunan insanların bile iş değiştirmek için tarafımıza gönderdikleri CV’lerin son derece gereksiz ayrıntılar içerip adayların değerlerini, performanslarını ve önemli başarılarını yansıtamamaları, ısrarla birçok beyaz yakalının örnek ve herkesçe kabul gören bir standart CV formatı arayışına girmeleri ve CV’lerin gittikçe aynılaşması bu konuya dikkat çekmeyi zorunlu hale getirmiştir. 

Beyaz yakalılar tarafından gereken önemin verilmemesinin nedeni, büyük ihtimalle, CV’lerin işe alınmak için değil, mülakata davet olunmak açısından bir önkoşul olduğu düşüncesidir. Ve bu önkoşul sağlanmadığı için de birçok değerli aday maalesef kolayca elenebilmektedir. İş hayatında herkesin zamanı çok kıymetli olduğundan, CV’ler aday değerlendirmede en önemli tanıtıcı enstrüman olarak öne çıkarlar. Kurumsal firmalarda CV’ler, aday değerlendirilmesinde sadece İK bölümü değil iş birimlerin tarafından da dikkate alınmaktadır. Birimler farklı alanlara konsantre olabilir, CV’deki farklı bölümleri mercek altına alabilirler. İK’cılar sizin iş ilanınızda belirtilen iş tanımına, vasıf ve yetkinliklerinize konsantre olurken, iş birimindekiler sizin kuruma katacağınız değere ve uzmanlık alanlarınıza eğilirler. Bu anlamda CV’niz tüm değerlendirmecilerin beklentilerini karşılayacak yetkinlikte, etkili ve farkınızı ortaya koyacak şekilde olmalıdır. 

CV sadece CV değildir, değerlerinizin istemci kurumlara sunulduğu tekliflerdir. Ülkeden ülkeye, sektörden, sektöre, firmadan firmaya, değerlendirmeciden değerlendirmeciye değişebilir. Bu nedenle tek bir standart CV’nizin olması çok anlamlı olmayacaktır. Özgeçmişiniz size özgü ve farklı olmalıdır. Özgeçmiş yazmanın değişmez formülleri yoktur. Özgeçmişin amacı hayat öykünüzü anlatmak değil, istemci kurumu etkilemek olduğuna göre, her bir kurum için ayrı bir özgeçmiş hazırlamak daha uygun olacaktır. Örneğin reel sektöre ve bankacılık sektörüne aynı CV ile başvurmak çok anlamlı olmayacaktır. 

Ülkemizde genellikle klasik değerlendirmeciler “zaman bazlı” (time-based) kronolojik CV’leri tercih etmektedir. Değerlendirmeciler iş geçmişinizde varsa aralık veya boşlukları tespit için bu formatı tercih ederler. Hep aynı iş türünde çalıştıysanız tüm iş sürecinin bir bakışta görünmesi mümkündür. Uzun süre çalışmaya ara verenler ya da çok sık iş değiştirenler için “uzmanlık bazlı” (Skill-based) fonksiyonel CV’ler daha yerinde olacaktır.