Kurucu genel başkanının Trabzonlu Prof. Dr. Haydar Baş olduğu Bağımsız Türkiye Partisi, Trabzon Büyükşehir ve Ortahisar Belediyesi adayları Haydar Bektaşoğlu ve Ömer Turan 61saat.com’u ziyaret ettiler.

31 Mart’ta seçildikleri takdirde neler yapacaklarını, projelerini, Trabzon genelinde gördükleri sorunları detaylarıyla anlatan Bektaşoğlu ve Turan şu ifadelere yer verdiler.

ORTAHİSAR ADAYI TURAN: MİLLİ EKONOMİ MODELİNİ SOSYAL BELEDİYECİLİĞE İNDİRGEYECEĞİZ

61saat.com’a bu sıcak karşılamasından dolayı teşekkür ediyorum.

Ben doğma büyüme Ortahisarlıyım, Soğuksu nüfusuna bağlıyım, mahallem Faroz Mahallesi, Yalı Mahallesi. İlkokulu İskenderpaşa’da okudum, ortaokulu Fatih Ortaokulu, Trabzon Lisesi ve Samsun İlahiyat’ta okudum. Burada çeşitli sanayi kuruluşlarında yöneticilik yaptım ve bu şekilde burada hayatımızı devam ettiriyoruz. Bu şehrin sevdalısıyız. Halkımız teveccüh eder de bize yetki verirse inşallah BTP Ortahisar Belediye Başkan Adayı olarak buranın yönetimine talibiz. Halkımızdan da güzel bir teveccüh görüyoruz, tanıdık tanımadık hemşehrilerimizle bir araya geliyoruz projelerimiz anlatıyoruz. Bu manada bizim genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey şehrimizin büyüğü, hemşehrisi aynı zamanda… Dolayısıyla onun milli ekonomi ve sosyal devlet projesini, sosyal belediyeciliğe indirgeyerek bizim halkımıza nasıl hizmet yaparızı düşünüyoruz.

YÖRESEL EL SANATLARI AİLELERE GELİR KAPISI OLACAK

Belediye hizmeti aslında bir yönetim anlayışıdır, nasıl yöneteceğini bilmektir. Tabii şehrin bir sürü problemi var. Mesela istihdam konusu…

Trabzon tarihi geçmişi olan bir şehir. Diğer şehirlere de önderlik, rehberlik eden birçok lojistik desteği olan bir şehir. Buna rağmen son yıllarda ciddi manada göç veren bir şehir haline geldi. Biz burada istihdamı arttırmaya yönelik ince dokunuşlar yapmayı planlıyoruz. Bunların başında yöresel el sanatları var, bunların teşviki ile beraber halkımıza maddi açıdan bir katkı sağlamak önemlidir. Mesela dokumacılık gibi birçok adet var. Eskiden insanlar bundan gelir temin ediyordu. Üretim var fakat bunları satacak gücü yok. Ahmet, Mehmet satamaz ama bizim belediye olarak binlerce satmamız mümkündür. Ben şöyle yapacağım, onları eğiterek ürettiği her ürüne alım garantisi vereceğim. Kuracağımız pazarlama ağı ile beraber ürettiği her ürüne karşılık belki her ay 2 bin, 3 bin ürettiği ürüne göre bir gelir temin edecek. Tabii başta bu hemen olmayacak ama insanlarımıza onlara nasıl destek vereceğimizi anlatarak şehirde ailelerin geçinmesini sağlayacağına inanıyorum

Bu sirkülasyon ile şehire para gelecek esnaf, toptancı ailelerde canlılık olacak.

FINDIĞA 30 LİRADAN ALIM GARANTİSİ

Mesela fındık adında bir ürünümüz var biz bunun sadece toplamasını yapıyoruz. Bunun sanayi ve imalarda kullanılması bize sanki harammış gibi bir pozisyonu var. İtalya’ya gidip işlenerek bize geri dönüyor. Trabzon’da çok güzel sanayicilerimiz var, küçük işletmelerle fındıktan birçok şekilde imalat ile 10 liralık fındığında 100-150 lira olarak geri dönmesini sağlayacağım. Vatandaşın fındığını da 30 liradan alacağım, alım garantisi vereceğim. 30 lira verdiğim için halkımın cebinde kalacak, üretim yine şehrimizde kalacak, insanlara istihdam alanı olacak.

Hiçbir şey yapmasak, sadece Türki cumhuriyetlerle ilişki kursak, sırf oranın pazarı bizim şehrimizi abad eder. Benim şehrimin halkı mutlu olursa esnafı, sanayicisi mutlu olacak dolayısıyla belediyecisi mutlu olacak. Trabzonlular günü her şehirde var ama Trabzon’da yok. Buraya ilgiyi çekmek adına kültürel etkinlikler düzenleyerek dışarıdaki insanların ilgisini arttıracağım, sürekli bir sirkülasyon ile şehrin ekonomik gelişimine katkı sağlayacağım.

Bir Boztepe’miz var ama orası beton yığını haline geldi. Mağmat Boğazı çok güzel alanlar. Orada yapılacak projelerle mesire yeri şeklinde bir proje ile, hatta sahilden oraya bir teleferik ile insanlarımızın şehir içindeki bir saklı bahçe ile dışardan binlerce insanın da şehre gelmesini sağlarız.

BÜYÜKŞEHİR ADAYI BEKTAŞOĞLU: EN ÖNEMLİ SORUN GEÇİM SIKINTISI

Trabzonlu bir partinin adaylarıyız, genel başkanımızla her gün görüşme fırsatı bulabiliyoruz. Kendisinin de çok selamları var.

SORUNLARIN BİRİNCİ SIRASINDA GEÇİM SIKINTISI VAR

Ben 1960 Trabzon Ayasofya doğumluyum. Akçaabatlıyım aslen. İlkokulu Fatih ilkokulunda, Liseyi Bahçecik İmam Hatip Lisesi’nde okudum. Üniversiteyi Marmara İlahiyat’da okudum. 35 yıl idareci ve öğretmenlik yaptım. En son bu dönemde genel başkanımızın direktifleri ile böyle bir görev geldi ve biz de amenna dedik. Belediyecilik olayı bir siyaset değil, bir hizmet üretme yeridir. Bugüne kadar bir şeyler yapıldı gelindi, yapılanlar içinde yanlış olan şeyler varsa düzeltilebilenleri düzeltmek amacındayız. Güzel yapılan şeyler var ise teşekkür edip daha da ileri taşımak… Tam bir uzlaşı içinde.

Büyükşehir ile ilçeler arasında devamlı didişmeler yaşanıyor. Bunun için de belediye başkanları birbirleri ile uzlaşarak hareket etmeli. Örneğin Çömlekçi, bir taraftan kentsel dönüşüm deniyor ama insanlarla değil bir takım rantların dönebileceği şekilde insanların hakkı hukuku çiğnenerek işlemler yapılıyor. Bunlar güzel şeyler değil. Ben talip olduğum görevde 800 bin kişinin de hakkını hukuku koruma görevindeyim.

Müteahhit bir tarafta, mal sahibi, belediye bir taraftar. Belediye vatandaş tarafından yer alacak. Bunu yaptığınız insanlar hem şehrine, hem belediye daha çok sahip çıkacak. Bunu yaparken müteahhitin de hakkını almasını sağlamak lazım. Yıllardır bu ülkede maalesef adalet bir derneğin adı oldu.

Halk nelerden daha çok şikayet ediyor? Kentsel dönüşüm, imar ve ulaşım konusunda ciddi sıkıntı var. Ama ben birinci sıraya geçim sıkıntısını koyuyorum. İkinci sıraya da ulaşımı. Büyükşehir olarak baktığımızda köylere, ilçelere baktığımızda… Hem trafik hem yollar olarak ciddi sıkıntılar var. Ben Fransa ve Almanya’yı, Azerbaycan’ı gezdim… Her şeyiyle düzgün ve uluslararası yollar şehir dışından gidiyor. Bizde şu var bir yere yol yapılacaksa hemen oradan arsa alalım. Onlar oralara imarı sokmuyorlar. Onlar ormandan yol geçirirken orman ikiye bölünüyor diye hayvan üst geçitleri yapmışlar…

ATATÜRK GİBİ 100 SENE SONRASININ PLANINI YAPMAK LAZIM

Burada biz sahil şehri olduğumuz halde denizle olan bağımız koparıldı. Halbuki bu şehir güneye doğru taşabilir. İnsanlar artık beton yığınları arasında kalmayacağı yerlere doğru yuva yapmaya başladı.

Ormanlık alanı orman için, sanayi alanını sanayi için… Atatürk Kızılay caddesini o kadar geniş tutuyor ki diyorlar ki ne yapıyor bu? Ama şimdi diyorlar ki iyi ki geniş yapmış. Yönetici Atatürk gibi 100 sene sonrasının planının yapması lazım. E bakıyorsun Beşikdüzü’nden Of’a kadar dolmuş… Artık denizi serbest bırakalım. Çünkü küresel ısınma denizleri belki birkaç sene sonra 7-10 metre kabartacak. Bu olduğunda stadyum, yollar ne olacak? Onun hesabını yapman lazım.Dere ve deniz kendisinden alınanı önünde sonundan geri alır. Akçaabat’ta yaşanan seli hatırlayın. 100’ü aşkın insan orada şehit oldu. İşte biz onların hesabını yapıyoruz. Bizim projelerimizde projeyi çok iyi bilen bir ekip var. Dersimize çok iyi çalıştık, görev verilirse milletimizle iç içe bir şekilde yöneteceğiz.