Ne dedin.. Ne dedin.. Bir daha söyle.?

Allah aşkına şu lafa bakın…

“İstanbul’dan Trabzon’a uçak bileti 352 lira, otobüs ise 210 lira; Van uçak bileti 250 lira iken otobüs için de bu fiyat isteniyor. Otobüs ve tren fiyatlarının o günden bu zamana kadar nereye geldiğine bakarsak, havayolu şirketleri için bugünkü fiyattan minimum yüzde 20 daha pahalı olması gerektiğini anlarız. Biz olması gerekenin yüzde 20 ucuzuna uçuruyoruz”..

Bunu diyen kim..?

THY’nın Yönetim Kurulu başkan İlker Aycı..

Yuh… Yuh ki yuh..

Yazık..

Biz bu zamana kadar boşuna; isyan etmişiz.

Adam Trabzon’la dalga geçiyor

Hadi halkla dalga geçti.

Şehrin seçilmiş vekilleri ile atanmış bakanları ile bürokrat ve diğer güçleri ile..

Siz bizim nezlimizde bir değer değilsiniz..

Trabzon’a ucuz uçuyoruz…

Diyor… Dedi.. Ve kimsenin de gıkı çıkmadı.

İlker efendi.. 

Bu şehirden Ankara’ya istanbul’a 800 liraya insanlar uçmak zorunda kaldı.. Hastası, mağduru yolcusu perişan  oldu perişan.. Millet isyan etti.. Demek boşunaymış..

Adamın hesabına bak.. Otobüs fiyatından fazla değil..

Ya sana kim dedi Trabzon-İstanbul otobüs fiyatının 200 liranın üzerinde olduğunu.. 

Yalan konuşma..

Bu adama vekillerimizin hesap sorması gerekiyor..

Vur Trabzonlunun sırtına..

Yok öyle yağma..

O koltuk Trabzon yolcularına kazık atacağın koltuk değil..

Eğer THY’nın Trabzon bilet fiyatlarını belirlemedeki  mantığı bu adamın dediği gibiyse, biz çok daha bağırırız, çağırırız isyan ederiz.. 

Mantığınız, paralansın..

Ak Parti’nin son Trabzon mitingi

ResimAk Parti’nin Trabzon’da Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile yaptığı son mitingi, bu zamana kadar yapılanların en sönük olanıydı.

Zira, Cumhurbaşkanı miting alanına çok geç geldi.

Cumhurbaşkanını yanındakilerden hiçbir mi..?

Şehirde maç var. Miting saati sarkarsa alan boşalır, Trabzon’da başka bir program yapmayın diyemedi mi?

Diyemiyorsa, niye Cumhurbaşkanını yanında.

Dediyse, niye Cumhurbaşkanı dinlemedi..

Rahat olun gerilmeyin

ResimEfendim., top;

-Yuvarlak mış

-Oynanmayan maç kazarılmaz mış..

Mış da mış..

AEK maçı ile ilgili olarak bunların hiç biri geçerli değil..

Havada… Karada.. Denizde biz bunları yeneriz..

Oynanmayan maçın da favorisi yokmuş..

Geçin o işleri..

AEK’yı Trabzonspor 7 kişi ile bile yener..

O havadayız.

O kararlılıktayız.

O formdayız

O inançtayız

O sesi, hala kulağımda; Ula Ali…!

dozer cemil ile ilgili görsel sonucuGazeteciliğimizin ilk yılları.. 

O yıllarda Yavuz Selim, her Perşembe rutin olarak Trabzonspor’un çift kale idman maçına da ev sahipliği yapardı.

Hatırladığım kadarı ile Numune Hastanesi tarafı da Faroz’dan gelen atkılı kadınlara aitti.. 

Ve o kadınlar ki, idman maçına taktik verirlerdi.

O yıllarda A.Aker’in içine girip foto muhabiri olmak en büyük hayalimdi.

Gazeteden(Karadeniz Gazetesi) aldığım tanıtım kartının üzerinde papucum kadar basın yazılıydı. Bir gün Zonguldak maçına o kartı göstererek girdim. Kimse bana ne bu dememişti.. Omuzumdan aşağı da gazetecilerle özdeşleyen çantam sarkıyordu.

Efsane kadronun bir çoğu, çift kale idman maçlarından beni tanırdı.

Ve “Ula Ali “ diye seslenirlerdi.

Zonguldak maçında takım sahaya çıktı.. Isınıyor. O devirlerde sahanın içine kadar rahatlıkla giriyorduk. Hatta, gol olunca sahanın içine girer, sevince ortak olur, zaman bulursak da fotoğraf çekerdik.

Futbolcuların tek başına saha ortasında resmi maç öncesi çektirdiği fotoğraflar çeşitli ebatlarda basılır, futbolcular onu alır hayranlarına verirdi.. Kimi ayakta. Kimi oturarak kimi kolları belinde kimi kollarını kavuşturmuş şekilde ya da sarkık 5 çeşit pozları olurdu. 6. olmazdı. Bu 5 çeşit pozlu siyah beyaz fotoğraflardan alan her taraftar müthiş mutlu olurdu.

Bu fotoğrafları da futbolculara biz gazeteciler verirdik.

O zamanlar, hatırladığım kadarı ile iki rahmetli gazeteci bu konuda ünlüydü.. Orhan Kaynar, Mehmet Tan.

Dedim ya bir Zonguldak maçı.. Sahanın içindeyim.

Dozer Cemil bana seslendi… Ula Ali çek bakalım beni..

Ayakta, elleri belinde pozunu verdi.

Çektim.

Heyecanla gazeteye geldim.. Karanlık odaya girdim. Filmi banyo yaptım..

Eyvah..

Net değil.

Ben ne derim Dozer Cemil’e..

Rahmetli Orhan Kaynar’a gittim.

Başımdan geçeni anlattım.. Güldü, masasının gözünü açtı, bana bir Dozer Cemil fotoğrafı verdi.. Parlak karta basılmış.

Heyecanla koşarak idmana gittim.

Dozer Cemil’e 5 adet o fotosundan verdim.

Fotoğrafa baktı.

Bu senin çektiğin değil dedi.

Bir, ben senin çektiğin fotoda, deniz tarafındaki kaleye sırtımı dönmüştüm. Bu Okul tarağındaki kaleye dönük.

İki; Senin çektiğinde formamız bu değildi.

Şaşırdım.. Utandım..

Başımı okşadı.

Yine de teşekkür dedi.

Dozer Cemil Avni Aker’de işte böyle dikkatli biriydi.

Fotoğraf çektirirken bile pozisyonunu bilen..

Rahmetin bol olsun, kaptan..

Senin döneminde Ula Ali olarak başladığım gazeteciliği Ali Amca olarak devam ediyorum bilesin.. Artık futbolcular bizden fotoğraf istemiyor. Kendi fotoğrafçıları var.. Sosyal medya var..

Trabzon’un milyon dolarlık otoparkı..

moloz trabzon ile ilgili görsel sonucuMoloz’da ki yeni kavşak düzenlemesi nasıl..?

Güzel.

Harika.. 

Mükemmel.

Çağdaş

Bir de sahilde ücretsiz devasa alanı olan otopark var.

Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, giderayak çok iyi bir iş becerdi..

Ama, fakat , lakin;

Moloz’un döner kavşağı yine otopark oldu..

Değişik zamanlarda ben tam üç kere kavşağın en kritik yerinde otomobilini park edenler yüzünden ile yoluma giremedim. 

Yok anam yok..

Trabzon’da milyon dolarlar yaptığımız yollar otopark olarak kullanılıyor.

Bir dostum buna şöyle bir yorum getirdi.

“Trabzon’un karakteristik özelliği, otoparklara karşı alerjisi var. Otoyollara parkı seviyoruz.”

ZAYTUNG

Çalışır Durumdaki Tek Uçağı Kurban Derisi Toplamada Kullanılan Türk Hava Kurumu, Yangına 300 Küçükbaş Hayvanla Müdahale Etti...