AK Parti’nin Trabzon milletvekili aday adaylarının bazı temaslarında, bizzat takip ediyorum.

Ordu’dakileri de medya aracılığıyla.

Her iki il de yeni büyükşehir oldu.

Ordu kendine; En küçük büyükşehir diyor.

Trabzon’un böyle bir tanımlaması yok.

Milletvekili aday adaylarına sokaktaki vatandaş, seçmen, AK Partililer ve halkın yüzde 90’ı,  Büyükşehir belediyesinin yasalardan kaynaklanan sıkıntıları ile yaşadıklarından ötürü sorunlarını yüksek debiden seslendiriyorlar. STK’larda ki ziyaretlerde de aynısı oluyor.

Çoğu aday adayının büyükşehir yasası ile ilgili bilgisi olmadığından olayı serzenişleri  geçiştiriyor.

Olanın ise şu kritik süreçte ne olur ne olmaz diyerek lafı yuvarladığını görüyorum.

Ankara’dan gelenler ise daha tecrübeli olduklarından, seçimden sonra yasal düzenlemenin yapılacağını, büyükşehir yasasının yeniden revize edileceğini söyleyerek, nokta atış yapıyor.

Oysa ben çoğundan büyükşehir yasası ile ilgili olarak şunları demesini de isterdim. Bunu da buradan seslendirelim.

Trabzon büyükşehir yapıldı, merkezine tek ilçe Ortahisar kuruldu. Oysa en az bir tane daha ilçemiz olmalıydı.

Bir AK Partili aday adayı, hani listeye girip seçilmesine kesin gözü ile bakılanlar bile bunu diyemiyor.

Niye?

Yaş tahtaya basmış olurum  sanyor.

Bir bakarsın OFG ile AMG’yi küstürürüm diye düşünüyor?

Oysa ne var bundu.

De ki, Trabzon’un merkezine bir ilçe az geldi az.

Bir ilçe daha kurulmalı. 7 Haziran’dan sonra bunun takipçisi olacağım diye.

De bunu de..

…………………………………………

Kul hakkı yediniz bilesiniz..!

Trabzon Büyükşehir Belediyesi olunca, özel idare kapatıldı. Havuza alınan personel başka kurumlara dağıtıldı.

Dağıtılırken, özlük haklarda kayıp yok dendi.

Hem ilgili sendika hem de Belediye yönetimleri bu konuda teminat verdi.

Verilen sözler havada kaldı.

Özellikle çalışma iş kolları değişik yerler olan;

KTÜ, Kültür Turizm, Sanayi, Ulaştırma, İç işleri ve Milli Eğitim Bakanlığına gönderilen kamu çalışanlarının maaşlarında 400 liraya yakın bir düşüş söz konusu.

İkramiyeler bile askıda.

Hani, kimsenin özlük hakkı elinden gitmeyecekti.

Ne oldu?

Herkes kul hakkı yedi.

Asgari ücretle iş bulan birinin on takla attığı bir dönemde, maaşlarında 400 liraya yakın bir düşüş olan insanlar ne yapacak?

Bu kul hakkının hesabını kim nerede nasıl vereceği belli.

İyi ki ahret var ahret.

……………………………………..

İnadına niye İHO!

Bana diyorlar ki, niye Hacıosmanoğlu’na destek veriyorum.

Vermiyorum ki.

Veriyorsam şunu yapıyorum.

Seçimlerde türlü tavizler koparanların, şimdi o tavizlerden istediklerini tam alamadıkları için Hacıosmanoğlu’na tavır alanların kaypaklığını dile getiriyorum ya, birilerinin işine gelmiyor.

O zaman da beni, kendilerinin Trabzonspor’da aldığı pozisyona göre yargılıyorlar.

Bu yönetimin yanlışını söyleyenlere taaa baştan beri seslendirenlere bir şey demiyorum. Onlara saygı duyuyorum.

Benim derdim, Trabzonspor’a tavrı ve duruşları ve pozisyonları “çıkar” üzerine şekillenenlerin bu çıkarları kesilince ses vermelerine sessiz kalmama huyum.

Ne yapayım..?

Şimdi Trabzonspor’da bakın hararetle İHO’ya şiddetli muhalif olanlara. Biz İHO’yu destekledik ama yanıldık diyorlar. Yanılmayan insanlara o zaman yığınla laf soktular. Bir gecede saf değiştirdiler.

Eee kardeşim Trabzonspor senin deneme yanılma yerin mi..?

İHO gitsin bir şey istemiyoruz diyorlar, sanki sağır ve dilsiz ve körüz, her türlü lobiyi yapıyorlar.

Maskelerini düşünürce de;

Ali Savaş’ın İHO’an çıkarı mı var diyorlar.

Niye?

Çünkü kendileri Trabzonspor’a hep çıkar açısından yaklaşmışlar da ondan. Beni de kendileri gibi biliyorlar.

Kişi karşısındakini nasıl bilir, kendi gibi.