YOMRALILARIN HAKKINI ARAYAN DEĞİL

Yomra Belediyesi ile Avrasya Üniversitesi arasında yaşanan arazi krizinin ardından Çakıroğlu'ndan, Bıyık'a sert sözler geldi. Çakıroğlu, yayınladığı mesajda Bıyık'a şu ifadeleri kullandı: "Son günlerde kamuoyunu meşgul eden Yomra ilçemizdeki arazi ile ilgili yargı kararlarının gereğinin yapılması için Kaymakamlık karar aldı. Gereğini yaptı. 
Karara göre 46.300 metrekare alan Yomra halkına teslim edildi.
Zaten olayın bu noktaya gelmesini Yomra Halkı adına dava açan Yomralı bir vatandaşımız sağladı. Bugün ortalarda dolaşan, Yomra halkının hakkını yedirmem diye manşet attıran, malum olmayan şahıs-Mustafa kardeşim davacı değil, davayı açan değil, esasen Yomralıların hakkını arayan değil. Süreç içinde müşteki durumunda, 
Belediye olaya dahil edildi. Ancak gördük ki Belediye olaya dahil edilmeseydi Yomra daha kârlı çıkacaktı.
46.300 metrekare alanı hangi saik ile Mustafa Bey 40.000 metrekareye düşürdü?
6.300 metrekare nerede? 
Birileri Yomralıları bedava mı ağırlıyor, bedava mı yediriyor ki bu alandan bahsedilmiyor, yoksa?
Öyle ya, Avrasya Üniversitesi Yomralı öğrencileri bedava mı alıyor ki ben 40.000 metrekare alanı ona vereyim dedi, Mustafa Bey.
Biz siyaseti haklılık üzerine yapıyoruz.

AKLI VE ORTAK AKLI ÖNEMSERİZ

Dün haklı davasında yanında olduğumuz her  kimse, haksız olduğuna inandığımız noktada karşısında oluruz, olacağız.
Seçilen Belediye Başkanı ise halkın tepkisini ait olduğu partinin desteğinden daha çok önemsemeli.
Parti hiyerarşisini olayda yanına alamayan bu arkadaş, dün çatışma anında ortalarda olmayan o arkadaşlar, bizim tepkimiz karşısında bir oldu, olabildi.
İktidarın muhalefete muhaliflik yaptığı ülkede, muhalefetin iktidar temsilcileriyle aynı dili, duruşu kendi temsilcilerine karşı kullanıyor olması trajikomikliktir.
Çoğu, olayı, yürütme boyutunu, yargı boyutunu bilmiyor.
Biz, şayet bilgi noktasında bize ulaşılırsa gereken bilgiyi kendilerine veririz.
Her konuya, tüm ayrıntılarıyla vakıf olmayabiliriz, ancak her konuyu mutlaka  konuya hakim kişilere danışırız.
İstişare yaparak açıklama yaparız. Aklı ve ortak aklı önemseriz.
Bu yüzden bugüne kadar savunduğumuz veya sahiplendiğimiz hiçbir konuda boşluğa düşmedik.
Ancak kişilerin tutarsızlığına müdahil olamayız.
Bu arkadaşlar, birbirine bakarak tepkide birleşiyorlar, tepkide birleştikleri kişi, “malum şahıs”, “cılız ses” benim.
Bu duruma alıştım esasen.
Bazen makamlarından kalkıp şöyle bir boy aynasının önüne geçebilseler keşke!
Kendi kişiliğiniz temsil ettiğiniz halkın kişiliğinin önüne geçemez.

KABUL ETMEZ, SİNEYE ÇEKMEZ, BOYUN EĞMEZ...

Yomralılar; ne iktidar temsilcilerinin "vurgun olur" tehditlerini ne de Üniversiteyi temsilen Belediye Başkanı'na hakaret eden kişinin hakaretlerini kabul etmez, sineye çekmez, boyun eğmez...
Oturduk, anlaştık, halkın hakkını “fifti fifti” bölüşmeye razıyım diyen Başkan arkadaş ve kendisinin arkasında olduğunu beyan eden Parti İl Yönetimi kiminle anlaştı.
Kimin malını, kimlerle, nasıl, neden bölüşmeye razı oldu?
Olayın diğer tarafı olan Üniversite yargıyı işaret ederek, ne arabulucuyu ne de kararı tanımadığını açıkladı.
Yine söylüyorum 46 küsür dönüm, yaklaşık 6.5 dönüm ortada yok.
Kaymakamlık dahil olmasa yaklaşık 6.5 dönüm yine ortada olmayacak.
Arabuluculara teşekkür kuyruğuna girenler, hakkı teslim eden devlet kurumlarına ve hak arayışını başlatan vatandaşlara teşekkür etseler de millette duysa. 
İktidar partilerinin devlet üzerindeki tahakkümü iddialarına da bugün bağımsız Türk Yargısı ve  Yomra Kaymakamlığı  bir cevap verdi.
Görüldü ki bu ülkede haklıdan, halktan, hukuktan yana da olunabiliyor.
Önemli olan sizin haklılığınız.
Bazen de olsa, çoğu zaman siyasetin tahakkümü tezi de doğru çıksa bugün doğru olan, haklı olan, halk olan lehine karar verilmiştir.
Yargı kararını bekleyeceğiz diyen Üniversite artık bu karar karşısında gereğini yapmalıdır.
Arabulucunun keyfiliği, Belediye Başkanı'nın tutarsızlığı bu karar karşısında hükümsüzdür.

3-4 YIL GEÇMEDEN ANLAŞILMIYOR

Siyaset yapıyorsanız ve seçilmişseniz görevinizi yaparken parti ceketini çıkarın diyen Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in  duruşunu yansıtan tavrımıza, tepkimize, tepkilerimize partinin yerel kanatta hiçbir zaman sahip çıkmaması bizi sahipsiz kılmıyor.
Takdir, gölge isimlerin değil, halkındır.
Halk, hakkımızı teslim ediyorsa hoş seda bırakma adına verdiğimiz mücadele yerini buluyordur.
Gayrısını umursuyorum diyemem.
Bizim olaylara getirdiğimiz yorumlar, tepkiler birileri tarafından 3-4 yıl geçmeden anlaşılmıyor.
Bugün benim karşımda bana muhalif olarak kenetlenenlere de 3-4 yıl vermem gerektiğini düşündüğüm için açık açık "çatışmaya" gerek görmüyorum..
Sabırla anlaşılmayı umuyorum.
Kişilikli siyasetin ağası, paşası olmaz... olmamalı...
Yalnız olmayı yanlış olmaya tercih eden bir duruşum olduğunu defaatle vurguladım.
İkbal ve istikbal alanı görürseniz siyaseti, yaprak gibi sallanırsınız. Bunun sonbaharı da var!
Halkın verdiği yetkiler, halk adına alınan sorumluluklar maalesef bozuk paraya çevrildi.
Bunun bugün ülke zararlarını fazlasıyla görüyor.
Siyasetteki kadro ve kalite sorununa değindiğim bir röportajda da vurguladım.
Sadece iktidar odaklı bir sorun değil bu. Komple siyasetin kendini sorgulaması gerekir. Kendine parmak sallayan insanlara ağam deyip, birkaç gün geçmeden onlarla resim çektirmeyi marifet zanneden kişiler, bizim siyaset anlayışımızı, duruşumuzu sorgulayamaz.
Halkın haklı davasında kendisine salvolar atan kişiye Gn. Sekretere sessiz kalıp konuşalım ricacısı rölünde  türlü hakaretlere maruz kalıp ses çıkaramayan, elinden alırız tehdidine gık edemeyen, atlayıp giden, gel Mustafa git Mustafa denerek türlü kişilerin, çevrelerin eğlencesi olan bu arkadaş terbiye, saygı sınırlarını zorlayarak yine bizi hedef yapma cüretini, bize saldırma cesaretini pervasızca sergilemiş..
Bir sözlere baktık söz mü diye, bir de söyleyene baktık adam mı diye..
Maalesef ortada ne söz var ne de lakırdıdan öte anlam ifade etmeyen açıklamaları kale almaya değer bir adam var.

BİZE SALDIRMA EMRİ ALDI

Belli ki ağa babalarından bize saldırma emri alan bu arkadaş, bizim üzerimizden kalmayan itibarını toparlama, parlatma vitrinimizde yer bulma uğraşında..
Siyaseten ne ara tip oldu ki insanlara siyasi tip belirliyor.
Yomralının hakkını, kanunun Yomra'ya verdiği alanı ''fifti fifti'' ye teşekkür edip alkış tutarak savunuyorsa "evet,bizden daha siyasetçi" oldu bu arkadaş..!
Kalitesine bakmadan,bizim üzerimizden siyaset vitrinimde yer almak isteyen bu arkadaşın toyluğuna tahammül edebilirdik ancak terbiye sınırlarını aşması tahammülümüzün sınırlarının sınanmasına vesile oldu..
Onu seçen, bizi de seçen halktır, yargıcımız daima halk olacaktır.
Mevlana Celaleddin-i Rumi " Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok." demiş bu günleri görerek.
Varsın insan olalım, insan kalalım, doğru duralım, üzerimizde elbise olmasın.."