61SAAT HABER SERVİSİ

Cumhuriyet Halk Partisi Trabzon il yönetimi sabah Trabzon basını ile kahvaltılı bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Toplantı’nın gündeminde Trabzon’un sorunları vardı. Başkan Turgay Güngör yerel yönetimlerden kurumlara ve şehirdeki yatırımlara kadar önemli soru ve sorunlarla ilgili sert eleştiriler yöneltti. 

Güngör toplantının başında Şırnak ve Hakkari’de meydana gelen hain terör saldırısında şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet Türkiye’ye başsağlığı dileyen Güngör, CHP genel başkanının terörü bitirmek için elinden gelen her türlü desteği iktidara verdiğini ifade etti.

Toplantının ana gündem maddesinin Beşikdüzü’ndeki sel felaketi olduğunu ifade eden Güngör, orada hayatını kaybedenlere de başsağlığı yakınlarına sabır diledi. Toplantı Beşikdüzü ile ilgili felaket fotoğraflarının yer aldığı sinevizyon görüntüsü ile başladı. 

'Can kayıplarının yanında önemli miktarda maddi hasar meydana gelmiştir, ilk gün bölgede yer aldık, ikinci gün de genel merkez nezdinde genel başkan yardımcımız ve milletvekillerimizde bölgede hasar tespit çalışması yapmışlardır. 
Bir rapor düzenledik, bu raporumuzun amacı, birilerini suçlamak değil, nedenleri ve çözüm önerilerini kamuoyuna duyurmaktır' diye söze başlayan Göngür CHP Trabzon teşkilatı olarak hazırladıkları raporu açıkladı.

İşte o rapor

BÖLGEMİZİN TOPOĞRAFİK VE İKLİMSEL ŞARTLARI GEREĞİ TAŞKIN VE HEYELANLARIN HER AN YAŞANMASI OLASIDIR. 

Doğu Karadeniz havzasının iklimsel özellikleri ve her bir vadideki akarsuların akış şartlarının farklılığı ve vadilerdeki arazi kullanım koşulları sorunların ortaya çıkışında temel bir takım sorunlar  yaratmaktadır.  

Bilindiği üzere, bölgemizin Karadeniz sahil şeridi boyunca uzanan kesimleri, ülkemizde metre kareye düşen yağış ortalamalarının çok üzerinde yağış almaktadır. 

Doğu Karadeniz sahili boyunca 17 büyük ve yüzlerce küçük havza alanlı vadi mevcuttur. Bu vadiler yüksek mecra eğimine sahip olup, akış rejimleri düzensizdir. 

Dik ve derin vadiler boyunca ilerleyen ve akış rejimi düzensiz olan bu akarsular, vadi tabanlarındaki sınırlı düzlük sahalardaki yerleşim alanlarına ve tarım alanlarına, yaşadığımız Beşikdüzü örneğinde olduğu gibi zaman zaman önemli zararlar vermektedir.  

Aşırı ve son yıllarda düzensiz yağış rejimine sahip olan bölgemiz, vadiler boyunca zayıf bitki örtüsünden ve mevcut jeolojik şartlar nedeniyle sıkça heyelanlar da yaşamaktadır. 

İNŞA EDİLEN YOLLAR, HAVZALARA BIRAKILAN KAZI MALZEMELERİ TAŞKIN OLAYLARININ TEMEL NEDENİDİR. 

Bölgemizin topoğrafik koşulları gereği yol güzergâhları genelde vadi tabanlarında inşa edilmiştir. Vadi tabanlarından geçirilen yol şevlerinin sanat yapıları ile korunması ve özellikle dere yatakları ile kesişen bölümlerde, yeterli ıslah genişliğinin sağlanması önem arz etmektedir. Beşikdüzü ilçe merkezinden geçen ve sorunun yaşanmasında etkili olan 3 dereden ikisinin güzergahı boyunca ilerleyen şehir içi yol nedeniyle kesitin dar tutulmuş olduğu gözlenmiştir. 

Her ne kadar bu kesitlere ilişkin  hidrolik hesaplar kâğıt üzerinde yeterli görülse de, havza içi gelişen diğer olumsuzluklar (şev kopmaları, blok kayaların ve ağaçların kesitte tıkanmalara neden olması) akış şartları gereği olumsuzluklar yaşanabilmektedir.  

Beşikdüzü ilçe merkezini etkileyen taşkınların ortaya çıkışında da  özellikle Beşikdağı’nda yürütülen yol ve sosyal tesis inşa amaçlı kazı çalışmaları nedeniyle yol şevlerine ve çevreye bırakılan kazı malzemesinin aşırı yağışlar ile dere yataklarına intikal etmesinin etkili olduğu gözlenmiştir. 

TOPOĞRAFYA, BİTKİ ÖRTÜSÜ, DRENAJ SİSTEMLERİNİN OLMAYIŞI HEYELANLARIN EN ÖNEMİ NEDENLERİNDENDİR. 

Beşikdüzü ilçemizde meydana gelen taşkın ve heyelanların geneli ile ilgili bir değerlendirme yapıldığında, sorunun temelde aşırı yağışlar ile hareketlenen, derin toprak tabakasına sahip zeminlerden kaynaklandığı olduğu görülmektedir.  

Bu tür sorunların çözümü için, bir takım fiziki tedbirler alınması mümkün olmakla birlikte, özellikle vadi tabanlarında ve yamaçlarda arazi stabilitesini artırıcı canlı iksa (derin kök yapısına sahip bitkiler yetiştirilerek) geliştirilmesinin önemi büyüktür.  

Bu alternatifin uygulaması özellikle yerleşim alanı olarak belirlenmiş sahaların memba ve mansap şartları için düşünülmelidir. Bu tür çeşitlerin tespiti için bir çalışma yapılmalı ve uygulaması şahısların inisiyatifine bırakılmamalıdır. Ayrıca, özellikle konutların bulunduğu sahaların memba ve mansap bölümlerinde, zarar verecek yanal suların tahliyesi için akaçlama (drenaj) sistemlerinin olmayışının sorunun ortaya çıkılında diğer bir etmen olduğu düşünülmektedir. 

DERELERİN MEMBA BÖLÜMLERİNE RÜSUBAT TUTUCU YAPILAR (DEPOLAYICI VE GEÇİRGEN NİTELİKTE)İNŞA EDİLMELİDİR. 

 -Beşikdüzü ilçemizde taşkın yaşanan her üç derenin memba alanlarında depolayıcı, engel olucu enine yapılar inşa edilmesi gerek şartlardan biri olarak tespit edilmiştir. Bölgemizde yaşanan taşkın olaylarının boyutlu olarak çıkmasının temel nedeni blok kayalar ve ağaçların dere kesitlerinde tıkanmalara neden olmuş olmasıdır.  

Önerilen enine yapıların memba bölümündeki geçirgen yapı niteliğinde inşa edilmesi halinde blok kaya ve ağaçlar öncelikle tutulacak, mansabındaki enine yapıda ise ince malzeme depolanarak, ıslahlı kesitin temiz sarfiyat ile çalışması sağlanacaktır. 

ARAZİ AÇMA AMAÇLI ORMAN TAHRİBATLARININ ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR. 

-Taşkın yaşanan havzalarda ormanlık alanların tahrip edilerek, tarım alanlarına dönüştürülmesi sonucu, arazi stabilitesinin bozulması ile heyelanlara açık sahaların oluşturulmasının da sorunun ortaya çıkmasında etkili olduğu gözlenmiştir.Bu durum daha çok vatandaşın arazisinin orman vasfına dönüşmesini engellemek için yapılmaktadır. Vatandaşın ormanlık olan sahalarının mülkiyeti ile ilgili endişeleri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılması halinde , bu türden sorunların azalacağı düşünülmektedir. 

DERE YATAKLARI VE CİVARININ KADASTROL DURUMU YENİDEN ELE ALINMALI, GEREKİRSE KRİTİK HAVZALARDA BELİRLENECEK GÜZERGAHLARIN KAMULAŞTIRILMASI YOLUNA GİDİLMELİDİR. 

Dere yatakları boyunca yürütülen kadastro çalışmalarında dere yatak sınırları yeterli genişlikte belirlenmemiştir. Dere ıslah şartları da bu durum dikkate alınarak şekillendirildiğinden (genelde kamulaştırmadan kaçınılmaktadır), dar kesitler oluşturulmaktadır. Her ne kadar hidrolik açıdan yeterli görülse de, özellikle geçiş yapısı inşa edilen bölümlerde oluşan tıkanmalar sonucu ıslah kesitlerinin çalışması mümkün olmamaktadır. Derelerin ıslah güzergahlarının mülkiyet vb. nedenler gerekçe öne alınarak uygun belirlenmemiş olması, Beşikdüzü ilçemizde taşkın yaşanan 3 dere güzergahında da bu türden sorunların varlığı tespit edilmiştir. 

KONTROLSÜZ KAZILAR, DAĞINIK YERLEŞKELER VE YOL İNŞAATLARININ TEKNİĞİNE UYGUN YAPILMAYIŞI SORUNUN OLUŞMASINDA ETKENDİR. 

-Arazi stabilitesinin bozulduğu, topoğrafik koşulların ve arazi yapısının uygun olmadığı koşullarda (özellikle imar sahaları dışında ) dağınık yerleşim alanları oluşturulması ve her yerleşim birimine ulaşım için yollar açılması hafriyatların kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakılması problemlerin yaşanmasında etken olarak göze çarpmaktadır. Dağınık olan bu yerleşim yerlerine ulaşım amaçlı açılan yol şevlerinin korunması amacıyla yeterince tesis inşa edilmemesi, yol şevlerinden havzalara toprak akmalarına neden olmaktadır. 

 Yine son yıllarda havzaların memba alanlarında yapılan ve yeşil yol olarak tanımlanan yol çalışmalarındaki kazıların serbest olarak şevlere bırakılmasının da aşırı yağışlar sonrasında bu malzemelerin mansap bölümlere intikali ile sorunlar yaşanmasına neden olunmaktadır. 

KAPALI KESİTLER , GEÇİT YAPILARI , UYGUNSUZ ISLAH GÜZERGAHI TESPİTİ, TAŞKIN OLAYLARINI BOYUTLANDIRMIŞTIR. 

-İmar sahaları içinde yerel idareler bazı hallerde dere yataklarının üstünü çeşitli gerekçeler göstererek kapatmaktadır.  

Beşikdüzü ilçemizde DSİ tarafından ıslah çalışması yapılmış 2 dere   üzerinde inşa edilmiş geçiş yapılarının, ağaç ve blok kayaların mansaba intikali ile taşkın olayının boyutunun artmasına neden olduğu gözlenmiştir. 

 Beşikdüzü ilçemizde de bu durum sorunun yaşanmasında etkili olan diğer bir nedendir. 

Beşikdüzü ilçemizin doğu yönündeki taşkın yapan derenin ıslah güzergahı teknik yaklaşım açısından hatalı seçilmiş olduğu gözlenmiştir. Kamulaştırma ve bu bölümdeki parsellerin bütünlüğü bozulur yaklaşımı ile yanlış bir güzergahtan ana dereye mansaplanmaya çalışılmıştır. Taşkın anında derenin doksan derece dönüş yaparak yönlendirilmesi teknik olarak mümkün olmadığından ıslah kesiti vazife görmemiş , ilçede yaşanan taşkınların önemli bir bölümü bu bölümden kaynaklı ortaya çıkmıştır. 

DERE YATAKLARINDA BİRİKEN RÜSUBİ MALZEMELER PERİYODİK OLARAK TEMİZLENMELİDİR. 

Dere yataklarında biriken rüsubi malzeme yatağın hidrolik kapasitesini olumsuz etkilemektedir. Beşikdüzü ilçemizde de görüşülen vatandaşlarımız dere yataklarında özellikle eğimin düşük olduğu ilçe merkezindeki bölümlerde birikmiş olan rüsubi malzemenin zamanında temizlenmemesi nedeniyle kesitin sağlıklı çalışmadığını, taşkının oluşmasında bu durumunda etken olduğunu ifade etmektedir.Yapılacak ıslah çalışmaları ile birlikte bu hususunda dikkate alınması gereklidir. Dere yatakları ıslahta, makineli çalışmaya imkan tanıyacak uygun yatak genişliğine kavuşturulmalıdır. 

KIYI KANUNU UYGULAMASI DERELER İÇİNDE HAYATA GEÇİRİLMELİDİR. 

Kıyı Kanununun uygulanmasının, dere güzergahları için de işler hale getirilmesi için gerekli hukuki  düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekmektedir. Bu kanuni düzenlemede, deniz kıyı şeridinde olduğu gibi bir yapılaşma sınırının belirlenmiş olması yaşanacak taşkın olaylarında olası zararın azaltılması sağlanabilecektir. Beşikdüzü ilçe merkezinde bina ve yol olarak kullanılan güzergahlar dikkate alınarak ıslah kesitinin dar tutulmuş olması , sorunun ortaya çıkmasında en önemli etkenlerden biridir. Yapılacak yeni bir düzenleme ile kıyı kanunu uygulama alanı dereleri de kapsayacak şekilde yeniden hazırlanmalıdır. 

YAMAÇ ALANLARDA DERİN KAZILAR YAPILARAK YÜKSEK KATLI BİNALAR İNŞA EDİLMESİ HEYELANLARI TETİKLEMEKTEDİR. 

-Özellikle, yamaç alanlarda konut inşaatı aşamalarında zemin etütlerinin yapılmaması, yapılsa da çalışmaların kağıt üzerinde şekillendirilerek geçilmesi, çok katlı binalar ile zemine aşırı yüklenme , aşırı yağışlar sonrasında şev kopmalarının, heyelanların ortaya çıkışında önemli bir olarak görülmüştür. Bu durum özellikle Beşikdüzü mahallelerinde ortaya çıkan ve daha çok arazi kayıplarına neden olmuştur.Bütün bölgede özellikle duyarlı yamaç alanlarda yüksek katlı yapıların inşa edilmesine izin verilmemelidir. 

BÖLGEDE HES’LERİN İNŞAASI İLE EKOSİSTEMİN DEĞİŞMESİ, YAĞIŞ REJİMİNİ OLUMSUZ ETKİLEMİŞTİR. 

-Bölgede yağış rejiminin düzensiz hale dönüşmesinde en temel nedenlerden birinin de HES’ler nedeniyle suyun dere mecralarından uzaklaştırılması sonucu ekosistemde oluşan değişikliklerinde etkili olduğu düşünülmektedir. 

ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ 

Beşikdüzü ilçemizde yaşanan taşkın ve heyelanlar sonucu ilçe merkezinde zarar görmeyen esnaf yok gibidir. Yaşanan taşkınların oluşu irdelendiğinde teknik ve idari bir takım uygunsuzlukların buna neden olduğu aşikardır.  

1-Devlet, kendi uygulamaları ve engelleyici tedbirleri almayışı, eksik alışı nedeniyle birincil sorumluluk noktasındadır. Beşikdüzü ilçemiz afet alanı ilan edilerek,  esnafın bütün zararları öncelikle karşılanmalı, bütün borçları ertelenmelidir. 

2-Beşikdüzü’ne bağlı mahallelerde yollar ve araziler büyük zarar görmüştür. Yolların açılması yanında şevlerin sanat yapıları ile ıslahı acilen planlanmalı, özellikle konutu şev kopması ile askıda olan yerler öncelikle ele alınmalıdır.  

3-Tarım alanlarının tahribatı sonucu arazilerin çok önemli bölümünde tarım yapılabilme özelliği ortadan kalkmıştır. Gelecek yıl tarımsal ürün kaybı büyüktür. Vatandaşın bu kayıpları devlet tarafından karşılanmalıdır.  

4-İlçe belediye başkanı , afeti bir fırsata çevirme peşindedir. Seslendirdiği kentsel dönüşüm , sorun çözüm amaçlı değil, ilçeyi dönüştürme amaçlıdır. İlçe yerleşim alanını yıkıp kot yükselterek yeniden inşa etme yaklaşımı teknik yönden yapılabilir olmadığı gibi gülünç bir yaklaşımdır. Soruna bu açıdan bakıldığında Samsun-Sarp arasındaki yüzlerce yerleşke sahil yolu inşaatı ile düşük kotta kalmıştır. Bunları mı da yıkıp yeniden yapmak gerekmektedir?  

Çözüm yıkıp yeniden yapmakta değil, teknik bir planlama ile sorunu çözmeye çalışmaktan geçmektedir. 

5-Beşikdüzü ilçemizde de yaşanan taşkın olaylarının teknik çözümü mevcuttur. Bu planlama yapılmalıdır. Her üç derenin memba alanlarında rüsubat tutucu yapılar inşa edilmeli, dereler şehir geçişindeki yatak kapasiteleri , makine ile temizliğe imkan tanıyacak uygun genişliğe kavuşturulmak üzere, gerekli kamulaştırmalar yapılmalıdır. 

Ekli vaziyet planında da gösterildiği üzere ilave taşkın koruma yapıları yanında, 1 nolu dere güzergahı yeniden planlanmalı, ıslah güzergahı değiştirilmelidir.2 ve 3 nolu derelerin ıslahlı kesitleri memba yöne doğru uzatılmalıdır. 

İlçe merkezinde daha önce bütünüyle kapalı kesitler , kısmen açılmış olsa da halen kapalı olan bölümlerde mevcuttur. Dereler bütünüyle açık hale dönüştürülmeli, yapımı şehir içi ulaşım için zaruri olan geçiş yapıları bombeli bir şekilde inşa edilerek, kesit kapasiteleri artırılmalıdır.  

Her üç derenin memba  alanlarında en az iki adet rüsubat tutucu yapı inşa edilmelidir. Bu yapılardan memba bölümündeki geçirgen yapı özelliğinde , blok kaya ve ağaçları tutucu özellikte , mansaptaki ince malzemeyi depolayıcı nitelikte olmalıdır. Bu yapıların inşa edileceği alanlar ve toplama havzaları kamulaştırılmalıdır. 

Her üç dere güzergahında yapılan incelemede, dereleri uygun ıslah şartlarına kavuşturmak için , önerilen yeni güzergahlar dikkate alındığında dere yatak genişliği ort. 5,0 m, kamulaştırılacak alan genişliği 10,00 kabul edilerek, tahmini 50 da saha ile bu saha içinde kalan 35 yapının  kamulaştırılmasının gerekli olacağı düşünülmüştür.   

Bölgemiz, genel özellikleri itibariyle ülkemizin afetlere maruz kalabilecek önemli yerleri içerisinde yer almaktadır. Geçmiş yıllarda yaşanan örnek olaylar bu durumun göstergesidir. Afetlere yönelik alınabilecek tedbirler, sadece ilgili kurumlar tarafından alınacak tedbirler olmayıp, diğer kurum ve vatandaş işbirliğini gerektirmektedir.  

Afetlere ilişkin tedbirler, yaşanması olası afet öncesi ve sonrası alınacak önlemler olarak düşünülmemelidir. Temel sorun ,geleceğe yönelik bir  planlama çalışmasının olmamasıdır. 

Beşikdüzü için sıraladığımız çözüm önerileri bölgede her an her noktada oluşması muhtemel taşkın ve heyelan olayları içinde geçerli olduğunu düşündüğümüz bir yaklaşımdır. 

DSİ ve Karayolları teşkilatı Samsun-Sarp karayoluna mansaplanan yüzlerce yanderenin ıslahı ile ilgili ortak bir çalışma tasarlaması zaruri görülen durumdur. 

Beşikdüzü’nde  ortaya konacak kamu iradesi ile çözüm yakalama çabası model bir çalışma olarak düşünülmelidir.