O SEÇİLİRSE DİKTATÖRLÜK BİZ SEÇİLİRSEK DEMOKRASİ

Bundan sonra genel seçimin bir referandum olduğunu söyleyen Özgür Özel, “Tayyip Erdoğan seçilirse evet tek adam rejimi, kuvvetlerin bir yerde toplanması, o ne söylerse onun olması ve devletin bütün yetkilerinin tek elde toplandığı bir diktatörlük. Ama eğer biz seçilirsek, yeniden demokrasi, yeniden parlamenter sistem, yeniden özgürlükler ve yeniden OHALsiz huzurlu bir yönetim biçimi” dedi. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP Trabzon İl Başkanlığı’nı ziyaret ederek basın açıklamasında bulurdu.

PKK’lı teröristlerce şehit edilen vatan evlatlarına Allah’tan rahmet ve acılı ailelerine başsağlığı dileyerek söze başlayan Özgür Özel, “Son bir ay içinde 59, son iki günde 9 şehidimiz var. Şehitlerimizi rahmetle anarak, terör nerden gelirse gelsin, hangi amaçla, hangi saikle işleniyor olursa olsun terör bir insanlık suçudur, caniliktir. Şehitlerimize Allah’tan gani gani rahmetle anıyoruz” diye konuştu.

AKAN HER ANANIN GÖZYAŞI YÜREĞİMİZE AKIYOR

Terör ile ilgili meclisin üzerinde durması gereken bir konu var diyen Özgür Özel, “Basına yansıyan özellikle askerlerimizi şehit eden bazı silahların Amerika tarafından son dönemde YPG’ye, YPG kanadı ile PKK’ya ulaştırıldı, PKK tarafından kullanıldığına ilişkin bilgiler var. Bu konuda meclisin siyasi bir ayırım olmaksızın üzerine gitmesi gerekiyor ve dostumuzu, düşmanımızı, müttefikimizi bilmemiz gerekiyor. Bugün ne olursa olsun, bugün akan şehit kanından, anaların gözyaşından her bir damlası yüreğimize akmaktadır. 

ABD’YE TEPKİ: DOSTUMUZU, DÜŞMANIMIZI BİLELİM

Ama dost bildiklerimizin bir terör örgütüne destek veriyor olmaları, dolaylı yoldan ona silah gönderiyor olmaları kabul edilebilir bir durum değil. Bunun Cumhuriyet Halk Partisi olarak altını çiziyoruz. Böyle bir şüpheyle dahil iki ülke arasındaki dostluğun ağır yara alacağını bugün orada PKK tarafından kullanılan silahın yakın zaman içinde Suriye ve Amerikalılar tarafından teslim edildiği iddia ediliyor. Amerika’nın bu konuyu çok hızlı açıklık getirmesi, meclisin buna en sert tepkiyi göstermesi gerekiyor” dedi. 

TERÖR ARTARAK DEVAM ETTİ

16 Nisan Referandumu’na giderken bir oy alabilmek için kendileri dışında herkese ‘terörist’ diyenler. 16 Nisan günü ‘Evet çıkarsa’ bu terörün sonu olacak diyenler bir günde 8-9 şehit  olduğunda yüzümüze, gözümüze nasıl bakıyorlarsa bunu da görmek lazım diyen Özgür Özel,  sözlerini hatırlatarak, “Terör mücadele ulusal bir mücadeledir. Ama terörün varlığını bir referandum malzemesi yapıp bugün ülkeyi sürükledikleri durumu vatandaşlarımıza şikayet ediyoruz” dedi. 

EN BÜYÜK HAİN ŞEHİT KANI ÜZERİNDEN SİYASET YAPANLARDIR

Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘Referandumda bir  evet oyu vereceksiniz bu terör örgütlerinin hepsine hayır demek olacak ve terörün sona ereceğini göreceksiniz’  sözlerini hatırlatan Özgür Özel, “O günden bu güne terör sona ermedi artarak devam ediyor. Binali Yıldırım bu sözün altında ezilmiştir. Binali Yıldırım’ın bu işin gereğini yapmasını bekliyoruz. Terörü siyaset meydanlarına, referandum meydanlarına propaganda malzemesi yapıp ‘Kendisini vatansever’ herkesi ‘hain’ ilan edenlere en büyük vatan hainliği şehit kanı üzerinden siyaset yapmak, şehit kanı üzerinden politika üretip seçimde oyu alana kadar bazı şeyleri söyleyip daha sonra arkasında durmamaktır diyoruz” diye konuştu.

SOMA’YA VERİLEN HİÇ BİR SÖZ TUTULMADI

Cumhurbaşkanı Manisa’da açılış törenlerine de değinen Özgür Özel, “Soma’da şehit düşen 301 madenciye hazırlanan evleri teslim etti. O evleri bir özel şirket tarafından madencilere söz verilmişti. Doğuş Grubu’na sözünü tuttuğu için teşekkür ediyoruz. İki tane itirazımız var. 301 madencinin ailelerine verilen evleri Cumhurbaşkanı teslim etti. Oysa ki, kendisi Soma ile verdiği sözleri tutmamasıyla Soma’da anılıyor. Dün Manisa Meydanı’na 5-6 tane anneyi getirmişler ama 301 tane madencinin yakınını toplayın gözlerinin içine baka baka anahtar vereyim dese toplayamaz. Verilen hiçbir söz tutulmadı Soma’ya. Soma dertleri ile tasasıyla yüzü koyun bırakıldı” dedi. 

HİÇ BİR ÖNLEM ALINMADI MADENCİLER HER GÜN ÖLÜME İNİYOR

Soma’da bir gerçek var. Türkiye’deki madenlerin bir gerçeği var. Eğer 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’daki madenciler o sabah 8’de madene inerlerken ne kadar güvende iseler, bugün Türkiye’de 3 vardiya halinde Türkiye’nin dört bir yanında madenlere inen işçiler en fazla o kadar güvende diyen Özgür Özel, “Soma bir benzeri facianın yaşanmaması sadece ve sadece tesadüflere sadece ve sadece saatini, dakikasını beklemesine bağlıdır. Soma konusunda yapılan çalışmalar, meclisin raporları, meclis araştırma komisyonun önerileri hiç birisi ele alınmamış. Ne Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Soma’dan hiçbir ders çıkarmamış, madencilerimiz aynı güvensiz şekilde hergün ölüme inmektedir. 

YAŞANACAK BİR FACİADA MADEN ŞİRKETLERİNİN KARINI DÜŞÜNENLER SORUMLUDUR

Yaşanacak facialardan kömür şirketlerini, enerji şirketlerini karını iş güvenliğine tercih edenler sorumludur. Bugün Manisa Cumhuriyet Maydanı’na gelip Soma’ya gelemeyip anahtar dağıtanlar Soma’ya  verdikleri hiçbir sözü tutmamışlardır. Madenler güvenli değildir. Soma’da maden kazasından sonra işsiz kalan 2 bin 800 işçi hala tazminatlarını alabilmiş değildir. Soma’daki sözünü tutan biri varsa dünkü evleri yapıp teslim eden şirkettir ama esas Soma’da devletin yapması gerekenleri yaptırmayanlar özellikle damadını Enerji Bakanı yapıp yine de Somalı madenciye üvey evlat gibi davrananlar gelip hangi yüzle Soma’da anahtar dağıtmışlardır. “

TÜRKİYE TEK BİR PARTİDEN İBARET DEĞİL

Türkiye tek bir partiden ibaret değildir diyen Özgür Özel, “Trabzon’da da aynı şeyleri görüyoruz. Süleyman Soylu gelip Trabzon’da yaptığı temaslar, devlet adına kullandığı imkanlar, devlet adına burada varlık göstermesi sanki Adalet ve Kalkınma Partisi devletin sahibi ve devletin partisini de AKP gibi göstermektedir. Oysa örneğin dün Manisa’da sadece Adalet ve Kalkınma partililer Soma’nın evleri teslim edilirken çağrılmış, protokolde yer almış, bir çok makam ve Cumhurbaşkanı bulunmuş ama Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Halk Partisi dahi bu protokolde milletvekili ve grup başkanvekilleri bazında hiçe sayılmıştır, davet edilmemiştir. Oysa Soma ortak acımızdır.  Soma olmadan önce uyardık, Soma olduktan sonra hep birlikte gayret gösterdik. Ama bir şirketin yaptığı evleri kendi evleri gibi dağıtanlar bizleri görmemektedir. “

VATANDAŞIN CEBİNDEN KENDİ PROPAGANDASINI YAPMAKTADIRLAR

Bu sıkıntının Türkiye’nin dört bir yanında olduğunu ve aslında vatandaşa şunu söylemek gerekiyor diyen Özgür Özel, “Size yapılan sosyal yardımlar, size yapılan katkılar, size devletin varsa uzattığı şefkatli eli aslında hepimizin eli, hepimizin vergileri. Her gün zamlanan ve esas en büyük vergiyi topladıkları hepimizin tükettiği mazot, hepimizin tükettiği benzin, hepimizin ödediği dolaylı vergiler, ama bu yardımlar yapılırken, bunu AKP’nin yardımı gibi lanse edenler, kaymakamları ilçe başkanı, valileri il başkanı gibi kullananlar, devletin uçağını partisinin uçağı gibi kullananlar, vatandaşın cebinden kendi propagandasını yapmaktadırlar. Bunun ayrımının dikkatli şekilde ortaya koymak gerekiyor.”

BUNLAR ATATÜRK’ÜN ANNESİNE, HEPİMİZİN ANASINA 

KÜFREDENLERİ SERBEST BIRAKANLARDIR

Bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin bir yeniden kendine makyaj yapma, yeniden bir reklam filmini hayata geçirme ve yeniden en iyi yaptığı işi takiyeyi ortaya koyma döneminde diyen Özgür Özel, “Adalet ve Kalkınma Partisinin AKP ismine çok değişik lakaplar takıldığı ama her halde bugün görünen şey Adalet ve Kalkınma Partisi hep beraber Anında Kıvıranlar Partisi, Anında Çark Edenler Partisi olarak görmek lazım. Bunlar Atatürk’ün annesine, hepimizin anasına küfredenleri serbest bırakanlardır. Bunlar Atatürk’ün annesine küfredeni serbest bırakırken, Atatürk ile Facebook’ta paylaşım yapan çocukları sabahın beşinde evinden toplayıp ifadesini alan, biraz muhalif olanları Facebook’ta, twitter’de paylaşım yapanları hapse tıkanlardır.

BUNLAR ATATÜRK’E HAKARETİ, ATATÜRK ELEŞTİRİSİNİ KENDİ PARTİLERİNDE BİR NOKTAYA GELMEK İÇİN TERFİ İÇİN, KAMUDA TAYİNLER, TERFİLER İÇİN BİR KRİTER OLARAK GÖRENLERDİR. 

Bunlar Atatürk’e söven fesli soytarıları Saray soytarısı olarak baş köşeye oturtanlardır. Bunlar Atatürk ile İnönü’ye hemde en üst ağızdan ‘iki ayyaş’ diyenlerdir. Bunlar imamlara resmi nikah kıyma yetkisi vererek Atatürk’ün kurduğu tekli hukuk sistemini altüst eden, medeni kanunun beline darbe vuran, Atatürk’ün döneminde kadınların edinilmiş tüm Cumhuriyet kazanımlarını tehdit altına alanlardır. Bunlar Atatürk’ün ismini okullardan, spor salonlarından, stadyumlardan kaldırıp yerine kendi isimlerini koyanlardır. Bunlar Atatürk’e hakareti, Atatürk eleştirisini kendi partilerinde bir noktaya gelmek için terfi için, kamuda tayinler, terfiler için bir kriter olarak görenlerdir. 

ONLAR HİÇ BİR ZAMAN REJİMİ DEĞİŞTİRMEYE KALMAMIŞLARDI

Ve bunlar 16 Nisan Referandumuna giderken Atatürk’ün kendine istemediği yetkiyi, geçici olarak kabul ettiği yetkiyi, kalıcı olarak kendi Genel Başkanlarına verip onu baş komutan ilan etmek isteyenlerdir. O günler söyledik. Dedik ki, siyaset rekabet olur biz Adalet Partisi ile de yarıştık, Demokrat Patisi ile de yarıştık, ANAP’la da Doğru Yolla da yarıştık kazandık, kaybettik ama bu ülkede siyasi rakiplerimiz dahi, bu ülkenin rejimini tartışıp, rejimini değiştirmeye kalkışmadılar.”

TOPRAK ALTINDA KEFENSİZ YATANLARIN TORUNLARI HESAP SORAR DEMİŞTİK

Özgür Özel sözlerine şu ifadelerle devam etti. “Şimdi siz, ‘O bizim Genel Başkanımız, biz onu baş komutan olarak görüyoruz’, ‘Atatürk’ün istemediği yetkileri, Atatürk’te olmayanları onda görüyoruz’, ‘O çağrınca bizim çocuklar, perdelik kumaştan, havaalanında kot üstüne kefen giyiyorlar yalandan’, ‘Onun için ölürüz diyoruz’ ve ‘O istiyor diye rejimi değiştireceğiz’ dedik ki, Böyle bir şey yaparsanız o sizin yalandan kot üstüne kefen giyenlerin gaz verdiği baş kumandanınız bir tarafta, başka bir baş kumandan o söyledi diye toprak altında kefensiz yatanların torunları çıkar ve verilecek oylar sadece sayılmaz, önce bir tartılır o tartıya çıkmaya hazırsanız biz buradayız demiştik. 

YAPILACAK İLK GENEL SEÇİM REFERANDUM NİTELİĞİNDEDİR

Oyların toplamını 65, yapılacak referandum beklentisini 70 olarak görenler o gece hileli, şaibeli, mühürsüz bir referandumda 50+1’i hile ile sağladılar. Şuanda yürürlükte olan ama meşru olmayan bir anayasa Türkiye’yi mahkum ettiler. O gün söylediğimiz sözü bir kez daha tekrarlayalım. Yapılacak referandumu genel seçime çeviren AKP, Biz anayasa konuşurken, biz rejim tartışması konuşurken, ‘Ey Kılıçdaroğlu’ deyip genel başkanın SSK Genel Müdürlüğü döneminden o referandumu meydan meydan genel seçime çevirmeye çalışmıştı. Şimdi yapılacak ilk genel seçim diktatörlük heveslileri için, tek adamlık heveslileri için, bu ülkeyi parti devletiyle yönetmeye çalışan, şantaj siyaseti ile yönetmeye çalışan ve kendisini Atatürk’ün almadığı yetkileri kendisine verdirmek suretiyle rejimi değiştirenler için bu heveslerinin kursağında kaldığı 16 Nisanda ki, büyük hayır birlikteliğinden sonra yapılacak ilk genel seçimler referandum niteliğindedir.”

O SEÇİLİRSE DİKTATÖRLÜK BİZ SEÇİLİRSEK DEMOKRASİ

Biz o genel seçimlerde bu rejim değişikliğine izin vermediğimizi göstereceğiz diyen Özgür Özel, “Tayyip Erdoğan seçilirse evet tek adam rejimi, kuvvetlerin bir yerde toplanması, o ne söylerse onun olması ve devletin bütün yetkilerinin tek elde toplandığı bir diktatörlük. Ama eğer biz seçilirsek, yeniden demokrasi, yeniden parlamenter sistem, yeniden özgürlükler ve yeniden OHALsiz huzurlu bir yönetim biçimi. Geldiklerinde sadece Tunceli’de 20 günlük OHAL kalmıştı, pankart pankant, meydan meydan, billboard billboard bunla övündüler.” 

Bugün Türkiye’yi bir dinci çete tarafından, kendi besledikleri, semirttikleri dini değerleri istismar eden bir çete tarafından bir terör örgütü tarafından bir darbe girişimine muhattap bıraktılar diyen Özgür Özel, “Ama kendileri itiraf ettiler. ‘Farklı yollardan, aynı menzile gidiyorduk’ dediler. Gittikleri menzil Fettullah Hocanın kendisinin istediği menzildir. Varmayı istediği noktadır. Kendilerine Şeyhülislam dedikleri, demokratik olmayan dini kurallarla yönetilen bir baskı rejimine Fettullah Gülen orduyu ve devleti ele geçirerek ulaşmaya çalışıyordu, Tayyip Erdoğan farklı yoldan aynı yere gidiyordum diyor. Aynı yere seçimler yoluyla ve sonunda hileli ve baskılı seçimler yoluyla gitmeye çalışıyor. 

ATÜTÜRK’Ü, CUMHURİYETİ ELEŞTİRMEYİN

Bugün gelinen nokta yapılan bütün çalışmalar yüzde 70 oydan şaibeli bir yüzde 50’yi zorla alabildikleri bir noktadadır. Kamuoyu araştırması yapmışlar. Odak grup çalışmaları yapmışlar yani seçmenden doğru kesitler seçmişler ve onlarla uzun süreli mülakatlar yapmışlar varılan nokta Atatürk düşmanlığının toplumun vicdanında bir duvara çarptırdığıdır. O yüzden buradan Trabzon’dan ilan ediyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne, Sarayın danışmanları, Sarayın kamuoyu araştırmacıları tüm bakanlara, tüm il başkanlarına dahası tüm valilere, kaymakamlara. Atütürk’ü, Cumhuriyeti eleştirmeyin” dedi. 

‘ATATÜRK’E SÖZ SÖYLEMEYİN. ATATÜRK’Ü ÖVMEKTE 

CHP’DEN GERİ KALMAYIN’ DİYOR

Geçmişte Cumhuriyete 600 yıllık reklam arasıdır diyorlardı. ‘Atatürk’e söz söylemeyin. Atatürk’ü övmekte CHP’den geri kalmayın’ diyor. Öyle düşünüyorlar ki o Atatürk’e laf söylemekte bir biriyle yarışanlar şimdi bu perdenin arkasına gizlenecekler ve halkı kandıracaklar. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Atatürk’e kimin ayyaş dediğini, onun karşısında kimlerin sahip çıktığını bugüne kadar Atatürk’ün Türkiye’ye kazandırdığı değerleri maddi manevi, 900 tane KİT’i hayırsız evlat gibi kimin çatır çatır sattığını, kimin devletin malını bu şekilde yandaşlara peşkeş çekilmesine karşı çıktığını, kimin Atatürk’ün manevi mirasına sahip çıkarken kimin Atatürk’ün bıraktığı manevi mirası ayaklar altına aldığını herkes biliyor. 

YOLSUZLUK, YOKSULLUK VE YASAKLARLA 3Y İLE 

MÜCÜDELE SÖZÜ VERMİŞLERDİ

Kimse numara çekmesin. Vatandaşın da bizim de yalana karnımız tok diyen Özgür Özel, “Bugün eğer bu Adalet ve Kalkınma Partisi galipte Atatürkçü oluyorsa bu bizleri gerçek Atatürkçüleri bu Atatürk’e karşı 15 yıllık siyaset yürütenlere karşı bir kale gibi, bir fethedilemeyen son direniş noktası olarak Cumhuriyet Halk Partisi ve onunla birlikte Atatürk’ü seven yurttaşların bir kale gibi durmasıdır. AKP’yi Atatürkçü yaptıysak ne kadar övünsek azdır. Ama bir gerçek var Eğer bugün Adalet ve Kalkınma Partisi biz ‘Atatürkçü olduk’ diyorlarsa onlara söylenecek bir söz var. Siz gelirken bir söz verdiniz 3Y ile mücadele edecektiniz. Yoksulluk, yasaklar ve yolsuzluk. Bugün gırtlağa kadar yolsuzluğa batmış durumdasınız. Yoksullukla mücadele edecekti vatandaşın hali ortada. Geldiklerinden bugüne kadar en zengin ile en fakir arasındaki fark 8.5’a kadar çıkmış durumda, vatandaş perişan halde. Yoksulluğu yok etmek yerine yönetmeye kalktılar. 

ARTIK 3Y DEĞİL 4Y İLE MÜCADELE ETMEMİZ LAZIM

 BU KADAR YÜZSÜZLÜK OLMAZ

Yasaklarda da geldiklerinde Türkiye’de bir şeyin yasak olduğunu biz bilmiyoruz ama bugün Türkiye’de serbest olan nedir tartışmalı.  OHAL’le sığındılar, FETÖ’yü bahane aldıkları OHAL değneğini bütün muhaliflerin kafasına vurarak ülkeyi bu şekilde yönetiyorlar. Yasaksız bir Türkiye devir alıp, Türkiye’de her şeyin yasak olduğu OHAL bahanesiyle Yeşil Yol Projesine karşı kendi ağacını, kendi yaylasını savunan teyzeye de OHAL’in uygulandığı, kaybettikleri evlatları için Soma’da yürümek isteyen annelere de OHAL’in uygulandığı, Nuriye ile Semih’in aç işsiz kalmalarına  açlıkla protestonun dahi yasaklandığı, Nuriye ve Semih için Ankara’da oturmanın bile dahi yasak olduğu bir noktaya getirdiler ülkeyi. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar gırla ama bundan sonra bir parti gelecekse 4Y ile mücadele etmesi lazım. 3Y olduğu gibi duruyor arttı, ama son Y’de yüzsüzlükle mücadele etmemiz lazım. Bu kadar yüzsüzlük olmaz” diye konuştu. 

EĞER SUÇ VARSA HUKUK SİSTEMİNDE EĞER SUÇU İŞLEYEN BELEDİYE BAŞKANI SENİN BABANIN OĞLU OLSA HUKUKU İŞLETMEK DURUMUNDASIN

İstifa ettirilen belediye başkanlarına değinen Özgür Özel, CHP’li belediyeler için Cumhurbaşkanı’nın sarf ettiği sözlere de cevap verdi. Özel, “Bir terör örgütüyle ilişkisi varsa, rüşvet yiyorsa, yolsuzluk yapıyorsa, ihalelerde kayırmacılık yapıyorsa hukuk devletlerinde bunun için yapılacak şey müfettiş raporu ise müfettiş raporunun savcılığa intikali, yok suçüstü durumuysa ya da bir şiddetli şüphe varsa doğrudan savcıların harekete geçirilmesidir. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin ortaya koyduğu Saray Rejimi ile Sarayın Hukuk sistemi ile şunu getiriyorlar. Suçlu var, Suçu var istifa et kedi gibi bu pisliğin üstünü örtelim, sen kurtul. İstifa etmezsen hukuk, mahkeme ve ardından hapishane. Eğer suç varsa hukuk sisteminde eğer suçu işleyen belediye başkanı senin babanın oğlu olsa hukuku işletmek durumundasın. 

SUÇ VARSA BU SUÇUN ORTAĞI BİZ DEĞİLİZ SİZSİNİZ

Bugün istifa eden belediye başkanları şantaja, tehdide boyun eğmişlerdir diyen Özgür Özel, “Hani dilekçe yazıyorlar gördüğümüz lüzum üzerine istifa ettik. Yalan L ile Z’yi ters yazdı. Gördüğün zulüm üzerine istifa ediyorlar. Ama bu belediye başkanları istifa etti diye bunları savcıya vermemek suçluyu korumak, suçluyu korumak olmaktır. Suç Recep Tayyip Erdoğan tarafından ve belediyelerden sorumlu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından doğrudan işlenmektedir. Suçu örtmek, suçluyu korumak, suça ortak olmak durumundalar şuanda. Bu suçu işliyorlar. Dönüyorlar diyorlar ki, ‘Sizde kendi belediyelerinize bakın, suçlu varsa bizim gibi istifa ettirin, yoksa gereğini yapacağız.’ Buradan çağrıda bulunuyoruz. Hem kendi belediyeleriniz hem de Türkiye parti ayrımı olmadan bütün belediyeler. Bir suç biliyorsanız da o suçu örtüyorsanız, gizliyorsanız, şantaj için elde tutuyorsanız bu suçun ortağı sizsiniz biz değiliz“ dedi. 

GEÇMİŞTE YAPTIĞIMIZ GİBİ SAVCININ ÖNÜNE KOYARIZ 

O SUÇA ORTAK OLMAYIZ. TEHDİTE ŞANTAJA BOYUN EĞMEYİZ

Biz belediye başkanımızla ilgili bir suç biliyor olsak geçmişte yaptığımız gibi en büyük bedeli ödedik ama kendi belediye başkanımız kendi bürokratını kulağından tutup savcının önüne koydu. Bugün yapmakta bir dakika tereddüt etmeyiz diyen Özgür Özel, “ O suça ortak olmayız. Ama bizim ama kendi belediyenizde bir şey bilip de söylemiyorsanız o suçun ortağısınız. Tehdit ve şantaj siyasetine pabuç bırakmayız. Bizim belediye başkanlarımız, sizin belediye başkanlarınız gibi çiğ yiyip te karnı ağrıyan, karnı ağrıdığı için ya hemen ya birkaç gün kıvranarak yada gözyaşı dökerek istifa edecek adamlar değildir. Suçu olan belediye başkanımız varsa yer savcılıktır. Savcılığa gitmeyip televizyon ekranlarında bunu söylemek şantaj siyasetçiliğidir, kendine güvenmemektir ve bunu yapmak acizliğin siyaseten en zor durumda olunan tükenmişlik sendromunun. Suçu olan savcılığa söyleyecek çorap söküğü gibi işi kendisine gelecek diye korkanlar şantajla belediye başkanı istifa ettiriyorlar. Şimdi yeni adadıkları pisliği örtecek ve hayatlarına bir birlerinin suç ortağı ve kirli sırdaşı olarak devam edecekler. “

TRABZON’U KİMİN YÖNETECEĞİNE TRABZONLULAR KARAR VERSİN

Ama biz şunu söylüyoruz bu pislik ancak ve ancak hukuk yoluyla seçmen eliyle çözülür diyen Özgür Özel erken seçim çağrısında bulundu. Özel, “Hukuk suçlulara cezasını vermeli, araştırmalı, suç yoksa suçsuzlukları ortaya çıkmalıdır. Ve belediye Başkanları Melih Gökçek’i atayan tarafından Melih Gökçek’in yerine adam atayanlar. Ya da Balıkesir’i, İstanbul’u, Niğde’yi atayanlar tarafından yenisi atanarak çözülmez. Hodri meydan biz hazırız bugünlerde adı çok geçen Trabzon’da dahil bütün belediyeler için gelin seçimleri 17 ay öne alalım Trabzon halkı karar versin Trabzon Belediyesi’ni bundan sonra kimin yöneteceğine. İstifa ettirip yerine yenisini atadığında zaten Trabzon’a bulaşan kir, pislikte belediye başkanın kadar senin elinin payı var. Onu görevlendiren sensin. 

BUNUN HESABINI 17 AY SONRA VATANDAŞ MİSLİYLE SORAR 

Melih Gökçek’in yaptığı pisliğin ortağı sensin. Balıkesir’de işlenen suçların varsa terör örgütü irtibatının azmettiricisi, atayıcısı sensin. Bunun hesabını sandıkta seçmen sormalıdır. Son karar elbette mecliste çoğunluğu olan partinin. Recep Tayyip Erdoğan ve partisi şuna karar verecek. Halk Size hesabını şimdi mi sorsun 17 ay sonramı sorsun. Şimdi sorarsa sadece bugüne kadar olanların hesabını sorar. 17 ay sonra sorarsa 17 aylık gecikmenin CHP sana gel halka gidelim demişti sen benden neden korktun. Sen bana niye güvenmedin, sen benim emanetimi ihanet edenleri neden korudun, bugüne kadar neden sallandın’ diye 17 aylık temerrüt faizini de işletecek. Vatandaş temerrütü ile birlikte bu yapılanların hesabını soracaktır, halktan korkanlar 17 ay sonra misliyle bunun hesabını halka verecektir” diye konuştu.