Büyükelçilerin görevlerinin Türkiye Cumhuriyetini temsil etmek, vatandaşların hak ve hukuklarını korumak olduğuna dikkat çeken Cora, “büyükelçilerin görevi, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmek, vatandaşımızın hak ve hukukunu korumak, görev yaptıkları ülke ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerini güçlendirmek, gerektiğinde belirli konularda müzakere ve temaslarda bulunmaktır. Türk dış politikalarının oluşturulmasında görev alacak, devletlerle ikili ilişkilerin siyasi, ekonomik ve kültürel boyutları ile uluslararası hukuk çerçevesinde muhakemesini gerçekleştirecek kabiliyetteki kişiler ister içeriden ister dışarıdan atansın, bu yetki şu andaki mevcut mevzuatımıza göre yürütme erkine aittir. Yürütme erki bu yetkisini hukuka uygun bir şekilde kullanmaktadır. Bu minvalde, önergede ismi zikredilen büyükelçiler mevzuata uygun bir şekilde atanmıştır. Kendileriyle ilgili iddiaların, ithamların ve suçlamaların hakikatle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Şahsiyetlerine yönelik tezyif edici ifadeleri ve yakıştırmaları reddediyor, hakaret olarak değerlendiriyoruz” dedi. 

Cora, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bir tespitin daha altını çizmek istiyorum. Dünyada en fazla diplomatik temsilciliği bulunan ülkelerden biri Türkiye'dir. Bu, esasında gurur verici bir tablodur. Şu anda 174 ülkenin 142'sinde temsilciliğimiz bulunmaktadır. Bilmenizi isterim ki bizim, dış politikadaki vizyonumuz, girişimci ve insani dış politikadır. Biz, bu vizyona uygun isimler belirlerken bir taraftan da atama yapılacak ülkeye uygun isimler belirlemekteyiz. Bizim, şu andaki en başarılı büyükelçilerimizin dışarıdan atananlar olduğu ifade edilmektedir. Hâlihazırda 18 büyükelçimiz, dışarıdan, istisna kadro imkânından yararlanılarak atanmıştır. Lakin, mevcut büyükelçilerimizin yüzde 90'ı ise Dışişleri mensubu olan kişilerden yani diplomatlardan oluşmaktadır. Bir başka ifadeyle, bizim, meslek içerisinden büyükelçi atanmasına karşı bir tavrımız bulunmamaktadır. Olaya meslek taassubuyla yaklaşmak büyük bir yanılgı olur. Bu önergeyi, hariciyedeki monşer lobisinin bir uzantısı olarak değerlendiriyoruz. Biz, geçmişte, dışişleri bakanlarını karşılamayan büyükelçileri biliyoruz, burunlarından kıl aldırmayan o meşhur diplomatları da çok iyi hatırlıyoruz.
    Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, denenmemiş, örneği bulunmayan bir uygulamayı hayata geçirme çabası içerisinde değildir. Amerika Birleşik Devletleri'nde ve birçok ülkede dışarıdan büyükelçi ataması yapılmaktadır. Bir ülkeye atanacak büyükelçinin, o ülkede doğmuş bir Türk olmasının veya çifte vatandaşlığının bulunmasının ne gibi bir sakıncası olabilir?” 
Cora, “İngiliz kökenli olmayan birisi Londra Belediye Başkanı olabiliyor. Yine, Amerika Birleşik Devletleri kökenli olmayan İbrahim Mike Bayçora New Jersey Eyaleti'nde Paterson şehrine Emniyet Müdürü olabiliyor. Bunlar başka ülkelerde yadırganmıyor. Biz atadığımız bir büyükelçinin çifte vatandaş olmasını veya kendi vatandaşımızın atandığı ülkede uzun süre yaşamış olmasını tehdit, tehlike veya sakınca olarak nasıl değerlendirebiliriz? Bu kabul edilebilir bir durum değildir.
    Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
    Önergenin aleyhinde olduğumuzu belirtmek istiyorum”