9 Mart her cuma günü olduğu gibi bu gün cuma namazı saat kaçta sorusunun yanıtı arama motorlarında aranıyor.  İl il Cuma namazı vakitlerini ibadetini zamanında yapmak isteyenler için derledik. Cuma namazı saatleri Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine farklılık gösteriyor. Peki 16 mart 2018'de cuma namazı saat kaçta kılınacak? Diyarbakır, Adana, İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Samsun... İl il cuma namazı vakitleri..

Bu gün vatandaşlar en çok 9 Mart Cuma namazı saat kaçta ve İşte İl il Cuma namazı vakitleri sorularının yanıtını arıyor. Ayrıca Cuma namazı nasıl kılınır, Cuma namazı kaç rekattır, farz mıdır ve abdest nasıl alınır sorularının yanıtları haberimizde.

16 MART İL İL CUMA NAMAZI SAATLERİ
İslam dininde öğle vakti cemaatle kılınması farz olan bir namaz olan cuma namazının vakti her hafta birkaç dakika fark ediyor. Cuma namazı ibadetini gerçekleştirmek isteyen vatandaşların merak ettiği, 9 Mart 2018 cuma namazı saatleri belli oldu.

Cuma namazı Diyanet İşleri Başkanlığının takvimine göre, İstanbul'da saat 13:21, Ankara'da saat 13:05, İzmir'de ise saat 13:28'de kılınacak. Diğer illere ait cuma namazı vakitlerini görmek için lütfen aşağıdaki bağlantıya tıklayıp, bulunduğunuz şehri seçerek, namaz vaktini sorgulayınız.

İL İL CUMA NAMAZI SAATLERİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
BAZI BÜYÜK İLLERİMİZDE CUMA NAMAZI VAKİTLERİ

Trabzon: 12:36
İstanbul: 13:19
Ankara: 13:03
İzmir: 13:26
Bursa: 13:19
Edirne: 13:29
Eskişehir: 13:13
Samsun: 12:50
Hakkari: 12:22
Van: 12:23
Diyarbakır: 12:36
Tunceli: 12:36

16 MART CUMA HUTBESİ
“MİLLETİMİZİN VAROLUŞ MÜCADELESİ: ÇANAKKALE ZAFERİ”

Muhterem Müminler!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda eziyete uğratılanların, savaşanların ve öldürülenlerin, işte onların günahlarını elbette sileceğim. Andolsun ki, Allah katından bir mükâfat olarak onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Şüphe yok ki nimetin güzeli Allah katındadır!”

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Allah, sadece kendi yolunda cihad etmek ve kelime-i tevhidi doğrulamak üzere yola çıkan kimseyi cennete sokmaya veya çıktığı evine sevap ve ganimet ile döndürmeye kefil olmuştur.”

Aziz Müminler!

Vatan, insanın yuvasını kurduğu ve huzur bulduğu yerdir. Baskı ve zulümden uzak, güven içinde özgürce yaşanan topraktır. Vatan sevgisi, Yüce Allah'ın kalplerimize nakşettiği benzersiz bir duygudur. Kahraman ecdadımız soylu bir mücadeleyle bu vatanı müdafaa ederken imanından güç almış, vatan sevgisiyle ayakta kalmıştır. Onlar, ezanımız dinmesin, bayrağımız inmesin, namusumuz çiğnenmesin diye canlarını feda etmekten kaçınmamıştır. Zira vatanı savunmak, bir milletin sahip olduğu maddî ve manevî bütün değerleri savunmaktır. Mukaddesâtı savunmanın karşılığı ise ya gazilik ya da şehitliktir.

Muhterem Müminler!

Şehitlik, öyle ulvi bir makamdır ki, Rabbimiz tarafından övülmüş, Peygamberimiz tarafından arzulanmıştır. Şehitlik yeryüzünde hakkın, hakikatin ve adaletin hâkim olması için varlığını ortaya koymaktır. Kötülüğün ve zulmün karşısında iyiliğe ve barışa şahit olmaktır. Bu şehadetin mükâfatı, dünya hayatında şeref, ahirette ise cennettir. Şehitler diridir, ölmezler, onlara “ölü” denmez. Nitekim Yüce Rabbimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır:

“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler' demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.”

Aziz Müminler!

Tarihin akışını değiştiren nice şanlı zaferler vardır. Çanakkale zaferi de bunlardan biridir. Yüreği sarsılmaz bir imanla ve vatan aşkıyla çarpanların, hayâsızca bir işgale gövdesini siper ettiği yerdir Çanakkale. Mehmetçiğin “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” parolasıyla istiklali ve istikbali uğruna toprağa düştüğü yerdir Çanakkale. Enginlere sığmayıp taşan bir milletin yeniden var oluş destanı yazdığı yerdir Çanakkale.

Anadolu'nun her köşesinden, Rumeli'den, Bağdat'tan, Şam'dan, Üsküp'ten, Bosna'dan kopup gelmiş, dilleri ve renkleri farklı ama davaları aynı olan bir milletin omuz omuza verdiği mücadelenin adıdır Çanakkale. Kadınıyla erkeğiyle ecdadımızın taşıdığı bir sancak, her karışında o aziz ruhu barındıran bir topraktır Çanakkale.

“…Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin…” ayetini düstur edinen Mehmetçiğin yaralı düşman askerine su içirip onu sırtında taşıdığı, esir düşenlere insanca davrandığı, dünyaya savaş ahlakını öğrettiği yerdir Çanakkale.

Çanakkale “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.” müjdesinin tecelli ettiği yerdir.

Aziz Müminler!

Birlik, beraberlik ve kardeşliğimize kastedenler dün olduğu gibi bugün de hiçbir vicdâni ve ahlakî değer tanımadan üzerimize gelmektedir. Terör örgütleri ve zulüm çeteleri, aziz milletimizin huzurunu, birliğini ve dirliğini bozmaya çalışmaktadır. Ancak, aramıza fitne tohumları ekmeye, irademizi ve basiretimizi zayıflatmaya uğraşanların sonu hüsran olacaktır. İmanımızdan aldığımız güç ve tarihimizden aldığımız ilhamla bizler bugün de barışı, huzuru, kardeşliği ve adaleti tesis etmek için mücadele etmekteyiz.

Öyleyse Aziz Kardeşlerim!

Tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi, bizi biz yapan ve bugünlere getiren zaferlerimizi unutmayalım, unutturmayalım. Çanakkale'yi geçilmez kılan ruhu, şühedâ fışkıran toprağımızın izzetini evlatlarımıza öğretelim. Ecdadımızın emanetine sahip çıkalım. Bu emaneti aynı bilinç ve idealle yarınlara taşıyalım.

Muhterem Müslümanlar!

Önümüzdeki Pazartesi günü bir kez daha rahmet, bereket ve bağışlanma mevsimi olan üç aylara kavuşmanın sevincini yaşayacağız. Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece de Regâib Kandili'ni idrâk edeceğiz. Yüce Rabbimiz üç ayları en güzel şekilde değerlendirmeyi, rızasını kazanmış olarak hep birlikte Ramazan'a kavuşmayı cümlemize nasip eylesin. Dinimiz ve mukaddesâtımız, vatanımız ve milletimiz, barışımız ve esenliğimiz için can veren bütün şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifalar ihsan eylesin.

Hutbemi Peygamber Efendimizin şu hadis-i şerifi ile bitiriyorum: “Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır!”

CEMAATLE NAMAZ KILMANIN HÜKMÜ NEDİR?
İslam dini birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada eda edilmesi (Bakara, 2/43), haftada bir cuma namazının ve senede iki kez olan bayram namazlarının topluca kılınması, müminlerin birbirlerinden haberdar olmalarına, görüşüp kaynaşmalarına, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir işlev üstlenmektedir. Bu bakımdan cemaatle namaz, istenen birlik ruhunu sağlamlaştırıcı ve devam ettirici bir rol üstlenmektedir.

Hz. Peygamber (s.a.s.), farz kılınışından itibaren hayatının son zamanlarına kadar beş vakit namazı sürekli kendisi cemaate imam olarak kıldırmış, Müslümanları da namazları cemaatle kılmaya teşvik etmiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 49).

Cemaatin önemini gösteren çok sayıda hadis bulunmaktadır. Bunlardan birinde Hz. Peygamber (s.a.s.), “Üç kişi bir köyde veya kırda bulunur ve namazlarını cemaatle kılmazlarsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer.” (Ebû Dâvûd, Salât, 47) buyurmaktadır. Bir diğer hadiste ise “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplanmasını emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra da bir kimseye emredip imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm.” (Buhârî, Ezân, 29, 34; Müslim, Mesâcid, 251-254) diyerek cemaati terk edenlere ciddi bir uyarıda bulunmuştur. Ayrıca özendirmek için cemaatle kılınan namazın sevabının, tek başına kılınandan 27 derece daha fazla olduğunu belirtmiştir (Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, 249).

Cemaatle namaz kılmanın önemini belirten bu ve benzeri hadislerden ve ilgili âyetlerden hareketle Hanbelîler namazın cemaatle kılınmasının, erkekler için farz-ı ayın, Şâfiîler ise farz-ı kifâye olduğunu söylemişlerdir. Hanefî ve Mâlikîlere göre ise, cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir (Mergınanî, el-Hidâye, I, 362; Kâsânî, Bedâî’, I, 155; Cezîrî, el-Mezâhibü’l-erbe‘a, I, 368-369).

Bu itibarla cemaate gitmeye engel bir durum olmadıkça namazlar cemaatle kılınmaya çalışılmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) camiye giderken atılan her adımdan dolayı kişinin bir derece yükseltilip, bir günahının silineceğini haber vermiştir (Buhârî, Ezân, 30; Ebû Dâvûd, Salât, 49).

 
ABDEST NASIL ALINIR?
Elleri yıkama
“Eûzübillahimine şşeytanirracim-Bismillahirrahmanirrahim” Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da ovuşturularak üç defa yıkanır.

Ağza su verme
Sağ elimize üç defa su alarak ağzımıza veririz. Her su alışta ağzımızı çalkalayarak ağızdaki suyu dökeriz.

Buruna su verme
Tekrar avucumuza su alarak üç defa burnumuza veririz. Sol el ile de sümkürür temizleriz.

Yüzü yıkama
Sonra iki avucumuza su alarak saç bitiminden çene altına kadar yüzümüzü üç defa yıkarız.

Sağ kolu yıkama
Önce sağ kolu dirsekle beraber üçer defa yıkarız.

Sol kolu yıkama
Sonra sol kolu dirsekle beraber üçer defa yıkarız.

Başı mesh etmek
Sağ elimizle başımızın dörtte birini mesh ederiz. Yani sağ elimizi ıslatıp başın dörtte birini sıvazlayarak ıslatırız.

Kulakları mesh etmek
Her iki eli de ıslatıp serçe parmaklarımızla kulaklarımızın içini mesh ederiz. Kulakların arka kısmını ise baş parmaklarımızla mesh ederiz.

Boynu mesh etmek
Sonra baş ve serçe parmaklarımızı kullanmadan işaret, orta ve yüzük parmaklarımızın dışı ile boynumuzu da mesh ederiz.

Ayakları yıkama
Ayaklara gelince, parmaklardan başlayarak önce sağ sonra sol ayağımızı topuk kemiği ile beraber üçer kez yıkarız.

Ayaklarımızı yıkarken parmak aralarımızın iyice yıkanmasına dikkat etmemiz gerekir.

CUMA NAMAZI KAÇ REKATTIR?
9 Mart Cuma namazı saat kaçta merak eden inananlar camileri tıklım tıklım doldurmaya hazırlanıyor. Cuma namazı nasıl kılınır, cuma namazı kaç rekattır sorularına yanıt aradık.

Cuma namazı dört rekât ilk sünnet, iki rekât farz ve dört rekât son sünnet olmak üzere on rekâttır.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?
Cuma namazı, Cuma günü camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınır. Önce ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar. Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır.

İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır.

Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur.

Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.

DÜNYANIN EN BÜYÜK CAMİLERİ
İslam kültürünün en belirgin temsilcileri olan camiler dünyanın her yerinde Müslümanların hizmetinde. Peki en büyük camiler hangileri? Gelin birlikte bu camileri tanıyalım.

İslam kültürünün en belirgin temsilcileri ve ibadet yerleri olan camiler hiç şüphesiz Müslümanlar için en değerli mekânların başında geliyor. Bölgesel farklılıklara ve bulunduğu bölgenin mimarî yapısına uygun inşa edilen, fakat dünyanın neresinde olursa olsun kubbeli yapılarıyla birbirini andıran camiler aynı zamanda Müslümanlar için sosyal hayatın birer parçası. Bu ibadethanelerin büyüklü küçüklü binlerce örneği var ve bazı camiler bulundukların bölgelerin simgesi haline gelmiş durumda. Peki en büyük camiler nerede olabilir diye hiç merak ettiniz mi? İşte sizler için dünyanın en büyük camilerinin hangileri olduğunu araştırmak istedik. İşte en büyük kutsal mekânlardan bazıları;

BADSHAHİ CAMİİ, LAHORE, PAKİSTAN
Badshahi Cami veya Lahor ‘İmparator Camii‘ Pakistan ve Güney Asya’da ikinci büyük cami ve dünyada yedinci en büyük cami.

Babür döneminin güzellik, tutku ve ihtişam örneğini teşkil eden cami, Pakistan’ın en ünlü dönüm noktası ve önemli bir turistik merkezi.

BAİTUL MUKARRAM, BANGLADEŞ
Bangladeş’in ulusal camisi dünyanın en büyük 10. camisi. Bangladeş’in başşehrinde yer alan caminin 30 bin kişilik kapasitesi var.

Her yıl binlerce kişi bu camiye giderek ibadetlerini yerine getiriyor.

SHEİKH ZAYED CAMİİ
Abu Dabi Sheikh Zayed Cami Birleşik Arap Emirlikleri en büyük camisi ve dünyanın sekizinci büyük camisi unvanına sahip.

HASSAN II CAMİİ
Fas’ın en büyük camisi ve dünyanın beşinci en büyük camisi Kazablanka’dadır. Fransız mimar Michel Pinseau tarafından tasarlanan ve Bouygues tarafından inşa edilen camide 25. bin oda ve cam zemin bulunuyor.

JAMA CAMİİ, (DELHİ HİNDİSTAN)
1656 yılında inşa ettirilen cami Hindistan’ın en önemli tarihî miraslarından birisidir. Hindistan’ın kalbi de denir.