Mustafa Yılmaz henüz 23 yaşında ancak bu yaşa kadar başta Trabzon olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinde karıştığı hırsızlıklardan dolayı hakkında 552 dava açıldı. Yılmaz, bu davalardan aldığı cezalar yüzünden 48 kez cezaevine girdi.

Yılmaz'ın yaşamı, babası Belül Yılmaz ve annesi Nigar Şımar'ın yıllar önce boşanmasıyla değişti. Boşanma sonrası baba Belül Yılmaz karıştığı cinayet suçundan cezaevine girdi. Anne Şımar ise başka biriyle evlendi. Bir süre annesi ve üvey babasıyla kalan Mustafa Yılmaz, ailenin ekonomik sorunları sebebiyle küçük yaşta çocuk esirgeme kurumuyla tanıştı. Bu süreçte bazen annesiyle bazen çocuk esirgeme kurumunda kalan Yılmaz, henüz 3 yaşındayken elma çalmakla hırsızlığa başladı. İlkokulda üvey babasını kaybeden Yılmaz, zengin olma hayaliyle hırsızlık yapmayı sürdürdü. Disiplinsiz hareketleri yüzünden okuldan atılan Yılmaz, 9 yaşında bir evden hırsızlık yaptığı için polislerce yakalandı.

Böylece kimliği polis kayıtlarına giren ancak yaşı küçük olduğu için ceza almayan Yılmaz, sokaklarda kalıp uçucu madde kullanmaya başlayınca tanıştığı Muhammet T, Miraç A. ve bir başka arkadaşı ile Trabzon, İstanbul, İzmir, Sinop, Samsun, Bodrum ve Marmaris'te çok sayıda hırsızlığa karıştı. Arkadaşlarıyla birçok kez yakalanan Yılmaz, hırsızlık suçundan ilk kez 10 yaşında cezaevine girdi. Yaşı 15'ten küçük olduğu için kısa süreli hapis cezaları alan Yılmaz, cezaevi çıkışında da suç işlemeye devam etti.

Özellikle Trabzon'un Moloz mevkisinde esnafı canından bezdiren Yılmaz ve arkadaşlarına, 4 kişi oldukları, ayrıca yanlarında Yılmaz'ın "Raks" isimli köpeğini bulundurdukları gerekçesiyle "Daltonlar" çetesi ismi takıldı. 2004'de bir binanın çatısına çıkan Miraç A, uçucu maddenin de etkisiyle düşerek hayatını kaybetti.

2006'da ise Muhammet T, ve Mustafa Yılmaz Trabzon'da çaldıkları otomobille Maçka ilçesi yönüne giderken polislerce takibe alındı. "Dur" ihtarına rağmen devan eden otomobile polislerce açılan ateşte Muhammet T. öldü. Bu olayda kendisi de ölümden dönen Yılmaz, hırsızlığa devam etti. Karıştığı suçlar nedeniyle hakkında 552 kez dava açılan, 48 kez cezaevine giren Mustafa Yılmaz, arkadaşı Muhammet T'nin ölümü ve peş peşe birkaç gece gördüğü rüyalardan etkilenerek tövbe etti.

Camiyi temizleme cezası

Cezaevinde Kuran-ı Kerim okumayı öğrenen Yılmaz, çıktıktan sonra ev ve iş yerlerine girdiği kişilerden tek tek helallik istediancak vatandaşlarca affedilmesine rağmen özellikle 15 yaşından sonra karıştığı suçlar sebebiyle sık sık cezaevine girdi.

Son olarak pasaport işlemi için Trabzon Emniyet Müdürlüğüne giden Yılmaz, "plaka hırsızlığı" suçundan aldığı 2 yıl 8 ay hapis cezası dolayısıyla arandığı anlaşılınca yeniden cezaevine konuldu. Yaklaşık 2 ay önce Denetimli Serbestlik Uygulaması'ndan yararlanarak kalan cezasını bir kamu kuruluşunda ücretsiz çalışarak çekmek şartıyla dışarı çıkan Yılmaz, bu çerçevede bir spor tesisinde temizlik yapmaya başladı ancak çevredekilerce dışlanınca görevlilerden izin alarak buradan ayrıldı ve kalan cezasını çekmek için 09.00 ile 13.00 arasında Akçaabat ilçesi Yaylacık Sahil Camisi'nde temizlik yapmaya başladı.

Camide namaz kılıp Kur'an-ı Kerim okuyan Yılmaz, 89 gün boyunca caminin temizlik işlerini usulüne uygun yaparsa "plaka hırsızlığı"ndan verilen cezayı çekmiş olacak, aksi takdirde yeniden cezaevine girecek.

Halen süren davaları var

Mustafa Yılmaz, AA muhabirine hırsızlığa tövbe ettiğini belirterek, "Üvey babam ölünce yalnız kaldık, okuldan kovulduk. 9 yaşındaydım. Polis kayıtlarına geçen ilk hırsızlığı bu yaşta yaptım. Ondan sonra bali tiner derken günde 100-200 hırsızlık yapıyordum. Ölen arkadaşlarım oldu. 2006'da tövbe ettim ancak geçmişte yaptığım olaylardan aldığım kısa süreli cezalar önüme çıkıyor" dedi.

Faili meçhullerle 2 bine yakın suç işlediğini itiraf eden Yılmaz, "O dönemde çocuk olduğum için davalar açılıp, kapanıyordu, çünkü 11 yaşında çocuğa mahkeme ceza vermiyor. 15 yaş sonrası işlediğim suçlar yüzünden cezalar almaya başladım. Trabzon Çocuk Mahkemesi hakiminden Allah razı olsun. Yardım etti, beni uzlaştırdı. Uzlaşmadan sonra bir çok dava düştü, öyle kurtardık. Hakkımda çeşitli illerde davalar açıldı, halen süren 4-5 davam var" şeklinde konuştu.

"Rüya hayatını değiştirdi"

Yılmaz, hırsızlık yaparken vatandaşlarca bir çok kez yakalanıp dövüldüklerini de söyleyerek, "Şişman bir polis vardı, devamlı koşturuyorduk onu peşimizden. O bize Daltonlar ismini taktı. 4 kişiydik, bir de köpeğimiz vardı. Aynı Daltonlar gibi. Çok polisin ayağı, kolu kırıldı peşimize koşarken düştüğü için. Bu kadar çok şey yaşadık ancak tövbe ettim. Pişmanım. Bunun diğer dünyası var. İnsan büyüdükten sonra her şeyin ne olduğunu anlıyor'' yanıtını verdi.

Eskiye dönmek istemeyen ve suç işleyenleri kurtarmak için yardımcı olmak isteyen Yılmaz, ''Benim arkamda bir dernek olsa suçlu insanlara yardım etmek isterdim. Onlara anlatacağım çok şey var. Onları cezaevine atmakla, ekmek vermekle iyileştiremezsiniz ancak işe sokarsanız kurtuluş olur'' dedi.

Yılmaz, Denetimli Serbestlik Uygulamasının suçluların ıslahı için çok güzel bir uygulama olduğunu ifade ederek, ''Plaka hırsızlığından dolayı ceza aldım, cezanın bir kısmını cezaevinde yattım, kalan kısmını da camide temizlik yaparak çekiyorum. Burada tuvaleti, camiyi temizliyorum. Ne kadar güzel. Hiç olmazsa cezamı Allah yolunda çekiyorum. Keşke bütün cezamı böyle çeksem ama ne yazık ki ömür de gidiyor'' diye konuştu.

Gördüğü rüyanın ardından suç işlemekten vazgeçtiğini belirten Yılmaz, ''Rüyamda bir grup insan benden 'hak, hak' diye haklarını istiyordu. Çok sıkışık durumdaydım, kan ter içinde. Bunu 3-5 gün gördüm. Sonra kalbime tuhaf bir şeyler oldu, sanki biri bana helallik iste diyordu. Sonra bir daha hırsızlık, kötülük yapmamaya tövbe ettim. Dükkanları gezip helallik istedim, çok rahatlamıştım. Şu anda kim hakkını helal ederse onun kölesi olurum'' dedi

''Bir insanı kurtarmak insanlığı kurtarmak kadar değerlidir''

Yaylacık Sahil Camisi İmamı Fehmi Atasoy da Mustafa Yılmaz'ı topluma kazandırmak istediklerini anlatarak şöyle konuştu:

''Mustafa Yılmaz'ın 'Hocam ben geçmişte hata ettim ama 7 sene önce bunları kapattım' dedi. 2 aydır burada çalışıyor, söylemediğim halde her tarafı pırıl pırıl ediyor. Ben de jest olsun diye öğle yemeklerini karşılıyorum. 89 gün daha burada olacak. İnşallah daha güzel şeyler yapacağız. Bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak kadar değerledir, bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek kadar tehlikelidir. Mustafa'ya sahip çıkacağız, böylece o da kurtaracak biz de rahat edeceğiz.''

Atasoy, suça sürüklenen insanların topluma kazandırılması için toplumun elini taşın altına koyması gerektiğini de ifade etti.