“Bugün ülke dünden kötü ancak en kötüsü bugün insanların dünden karamsar olması, yarına dönük de umutlu olmaması” şeklinde başladığı paylaşımında Çakıroğlu, “Siyaset dediğimiz ; bize göre sivil toplum faliyetini, sosyolojik bir olguyu ifa ederken çıkış noktamızın millet, öznemizin de memleket olduğunu her zaman vurguladık.
Bir varolma savaşı değil bulunduğumuz arena.
Varlığını değerli kılacak, belki var etme yani sorunu, çözümü, yanlışı, doğruyu rasyonel bir perspektifle yetkili, etkili yerlere iletme, sonrada dönüp millete hesap vermenin zaruret olduğu bir portredeyiz..
Biz siyaseti şahsi hesaplar için bir araç göremeyiz.. görmemeliyiz..
Siyaset gerçek anlamda amaç olmalı.Kıyısından köşesinden siyasetin içinde olan herkesin "millet-memleket daha iyi nasıl olur,daha etkin katkı nasıl sunabilirizin" derdinde olması,bu amaçla hareket etmesi gerekir..

NE KADAR BÜYÜK ACILARA… 
Küçük bir hatanın ihmalin, kusurun belki ihanetin ne kadar büyük acılara sebep olduğunun hazin örneklerini yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz.
Tvleri korka korka açıyoruz, haberlere hele son dakika haberlerine ürpererek bakabiliyoruz.
Çoğumuz artık haber dinlemiyor.
Bu ülkenin var olmasının garantisi şahadetlere şahit oluyoruz her gün.
Bu ülke birileri var diye değil,hala vatanı için ölen evlatları var diye var..kainat varoldukça da bu şahadetlerin sayesinde varolacak..
Kendini vazgeçilmez zannedenler Şehitliğin ne olduğunu bilmiyorlar demektir.
Bu olayları iyi okuyup "neredeyiz ve neden buradayız" diye kendimizi sorgulamalıyız.
Siyaset merkezli değil esasen tüm meslek grupları için bu otokontrol geçerli olmalıdır.
Mustafa Kemal'in dediği gibi "vatanını en çok seven işini en iyi yapandır”.” ifadelerini kullandı. 

ÜLKE CİDDİ EŞİKTEN GEÇİYOR
Çakıroğlu, paylaşımına şu şekilde devam etti: 
“Sanatımızı, sporumuzu, siyasetimizi,eğitimimizi,ameliyatımızı süslemenin yolu onu en iyi yapmak, hakkını vererek yapmak adına yaptığımız sorgulamadan elde ettiğimiz çıkarımımızdır..
Yani kendi doğrusu, yörüngesi, felsefesi olmalı insanın.
İnsan her şeyden önce kendi olmalı, olabilmeli ki bu özgünlük özgüvene dönüşsün o özgüven de işini hakkıyla yapmaya vesile olsun..
Bunun aksi dedikodu üretmek olur.
Söylemesi gereken yerde söylemesi gerekenleri söyleyemeyenler malesef işiyle uğraşamaz kişiyle uğraşmaya başlarlar..
Tabi hedefiniz varsa bu ayak bağlarıyla zaman kaybetmemelisiniz.
Her meslek grubunda bunlar yaşanıyor,sadece siyasetim prangası olarak bahse konu etmiyorum bunları.
Ülke ciddi bir eşikten geçiyor..

SORUNLAR DERİNLEŞİYOR
Hergün zaman kaybı ve sorunlar derinleşiyor.
Mesuliyet iktidarın ancak muhalefet olarak sadece iktidara enkazı bırakıp işin içinden çıkamayız..
Neden Akp bunca başarısız yönetime rağmen 17 yıldır iktidarda ya da bunca yıkıma rağmen millet muhalefet partilerini bir tenezzül,teveccüh ortaya neden koymuyor..?
Doğru soruyu sormazsanız..soramazsanız doğru cevabı bulamazsınız..
Mesela muhalefet partili bir siyasetçi olarak hergün kendime sorular soruyorum..
Soruyu bazen siyasetçi olarak bazen de vatandaş olarak soruyorum..
Millet neden ikna değil..?
İlk seçimde ikna olacak mı..?
Muhalefet milleti ikna edemediği için kendini sorguya çekiyor mu..?
Eksik gördükleri noktalar neler..?

ORTAYA KOYABİLECEK
Bir önceki seçime göre ne gibi farklar,farklılıklar,farkındalıklar ortaya koyabilecek..?
Bu sorulara müspet cevaplar verebilmeliyim ki seçimde bir değişim,dönüşüm,gelişim beklentim olsun..
Daha iyiyi,etkini,yetkini öne itme,yukarı çıkarma derdi,telaşı yok.Nasıl aşağa çekeriz uğraşı var.
Bazen sahiplenilmek için gayret ortaya koyuyoruz.
Çünkü hakkıyla yapmaya çalıştığımız faaliyetin hakkıyla topluma aksetmesini istiyoruz.Buradaki kanallarında etkin olması gerektiğini düşünüyoruz..
Varolan koltukları korumak ya da hakedilmeyen yerlerde olmak için verilen mücadele milletin memnuniyeti için verilse daha hayrlı bir netice ortaya çıkacaktır..
Tabiki siyaset düşmanlık değil..Farklı siyasi duruşu,bakışı olabilir insanların.
Bu bizi farklı kılmaz.Ortak noktalar on plana çıkabilir.
İyi Parti olarak Sn Genel Başkanımızın telkiniyle seçildikten sonra rozetsiz çalışıyoruz.
Hiçbir zaman ilk düşüncemiz bir sonraki seçim,bir fazla oy değil.
Önce milletin verdiği sorumluluğun,oyun karşılığını verebiliyor muyuz..?
Ona odaklıyız.

KİMSEYE FAYDASI YOK
365 gün partili,kanalizi olmuş bir ruh halinin kimseye faydası yok,kısır tartışmalar,anlamsız kavgalar yaratmaktan öte getirisi de yok.
Bakın TBMM'ye..Takip edin.
Daha çok polemikler kalıyor aklımızda.
Oysa iş..icraat..emek kalmalı.
Umuyorum ki ilkesellik etrafında yönlendirdiğimiz duruşumuz,millet memleket merkezli bakışımız halk nazarında doğru algılanıyor,halkımız verdiğimiz mücadeleyi takdir ediyor..
Milletin memnuniyeti esas olandır.
Yarına dair siyasi hesabımız yok,bugüne dair hakkıyla yapıp yapmadığımıza dair kendimizi çektiğimiz hesabımız var.
Ülkemiz,milletimiz için duamız,acılara dair gözyaşlarımiz var.
Birdaha hiçbir acıyı ülkemizin yaşamamasını,biranevvel hayalimizdeki heyecanımızdaki noktaya ulaşmasını diliyoruz”