Eleştiriler üzerine il başkanlarının tepkilerini analiz eden Çakıroğlu farklı bir açıklamada bulundu.
ÇAKIROĞLU, ‘İL BAŞKANLIK NEZAKATİNE YAKIŞMAYAN AÇIKLAMALAR YAPILDI’
Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamaların arkasında olduğunu ifade eden Çakıroğlu, " Son günlerde gerek sosyal medya, gerekse bir kısım yerel görsel ve yazılı medya kanallarında yer alan ve dar siyasi bir çerçeveye sıkıştırılarak polemik konusu haline getirilen hususlarla ilgili olarak daha kapsamlı bir açıklama yapma gereği hasıl olmuştur. Ortahisar Belediye Meclis üyesi ve MHP meclis grup başkanı olarak 30 aydır hizmet vermeye çalıştığım Trabzon halkına karşı layıkı ile görev yapılmadığı yolundaki kanaatimi pekiştiren icraat dizisinin oluşturduğu fiili durumu "Halkımızın Vicdanına Suç Duyurusu" başlığı altında kişisel facebook hesabımdan paylaşmak suretiyle, etik ve demokratik sorumluluğumun bilincinde fikirlerimi ortaya koydum. Açıklamalarım yerel medyanın bir kısmında yer aldı. Kamuoyunun dikkatine sunulan hususların sonuna kadar arkasında olduğumu, şekli itibari ile yazılı veya sözlü basın duyurusu olmamakla birlikte, basında yer almasının tarafımca hiç bir sakıncası olmadığını ve duyarlı basına şükranlarımı sunduğumu belirtmek isterim. Bu düşünceler ışığında; siyasetin sığ bir anlayışla ortaya konulan söylemler ile yapıldığını belgeler nitelikte, nesnellikten uzak cevaplarla demagojik yaklaşımlar sergilenerek tarafımdan kamuoyunun bilgisine sunulan hususların dikkatlerden kaçırılmasına çalışıldığını müşahade etmekteyim.
Şahsımı somut örnekler vermeye davet eden Sayın Revi’nin meclis bünyesinde alınan kararların kamu yararına uygunluk ilkesine aykırılılığını denetsellik işlevinden muaf tutan keyfiliği benimsediği ve ayrıca bunu umursamaz bir tavır sergilediği, ‘Sayın Güngör’ün denetleme işlevinin yalnızca şahsımın uhdesinde olduğunu beyan ederken icra ettiği görevlerin ve bu bağlamda üstlendiği sorumlulukların idrakinde olmadığı, İl başkanının ise “adamlık”, “şark kurnazlığı” ve “siyasi ömür” gibi nezaket ve siyasi üslupla hiçbir surette bağdaşmayan ifadeleri ve üstlendiği görevin şahsına bir nevi dokunulmazlık ve özel imtiyazlar bahşettiği vehmini yansıtan ruh halini, temsil ettiği saygın makamla özdeşleştirmekten öte başka bir kaygı taşımadığı göze çarpmaktadır’ şeklinde konuştu.
İL BAŞKANLARINA 11 MADDELİK GÖNDERME
Trabzon’a layıkıyla hizmet etmek istediğinin altını çizen Çakıroğlu, şehirde sorunlarını gündeme getirdi.
Çakıroğlu, şehirde yaşam standartlarının yükseltilmesi için katkıda bulunmak adına 11 maddelik somut örnekleri şu şekilde sıraladı;
1-Of-Çaykara yolu üstünde dere yatağın ‘da tarım arazisi üzerine izinsiz sanayi tesisi kurulmuş olup hala faaliyettedir. İmar kanununa muhalefet edilmiştir. Türkiye’de tek dere yatağı içerisinde yaptırdığı kamu parasıyla yapılan yatırımın önü bu tesisle kesilmiştir.
2- Sürücülerin hayatını tehlikeye atacak barkovizyon'nun (led ışıklı reklam panosu), DSİ (Devlet Su İşleri) binası üzerine Karayolları kanuna aykırı olarak koyulmuş ve suç işlenmiştir.
3-Kredi Yurtlar kurumunun Yalıncak’taki Ahmet Yaşar Hocaefendi erkek öğrenci yurdu, konut alanı içinde olup, hiç bir kriteri karşılamadığı, sosyal tesis ve yapı kullanma ruhsatı olmadığı halde yurt olarak kiralanmış olup imar kanununa muhalefet edilmiştir.
4-Beşirli ‘de meclisten geçen proje tadilatı, ihale ile kiralama, karayollarından geçiş izni olmamasına rağmen halkın yeşil alanının iş makineleri ile otoparka çevrilme çalışması hukuka aykırı olarak yapılmış böylelikle kamu malına zarar verilmiştir.
5- Trabzon halkının her gün sıkıntısını çektiği Reşadiye köprülü kavşak sistemi Anıtlar Kurulu raporunda tarihi eserlerden 20 metre çekme mesafe şartı olmasına rağmen 10 metreye yakın olarak tarihi eserin yanından geçilerek kanuna muhalefet edilmiştir. Sistem hem hukuksuz, hem de işlevsiz olarak Trabzon halkının kucağında kalmış, kamu hakkı aranmamıştır.
6- Pelitli TOKİ 1.Etap da 2 yıllık yeni binalar kamulaştırılıyor. İmara uygunluk sadece plan üzerinde yazılı olması ile değil tüm şartlar karşıladıktan sonra imarlı alanlara yapı yapma izini verilmesiyle mümkündür. Önceden enerji, su, yol, kanal ve iletişim, alt yapı yatırımları şehrin ihtiyacına karşılık verecek şekilde hazırlanmalı. Hazır mı? Olmadığını bilmeyen Var mı? Burada İsraf var kamu malına zarar var.
7-Kentimizin marka değerini düşüren;
• Kaldırım işgalleri, usulsüz araç parkları, 81 ilin en kötü otobüs terminali, mezbelelik yük ambarları, ilkel balıkhane, müdahale edilip tarihi dokusu ile uyumlu hale getirilmeyen kadınlar hali, 10 yıldır bitmeyen doğal gaz alt yapı çalışması, 8 yıldır her mahalleden sahile akan kanalizasyon,
• Kentin tüm damarlarının neredeyse tıkandığı trafik sorunu, market olarak kullanılan 520 yıllık tophane hamamı, otopark olarak kullanılan 250 yıllık Arif paşa hamamı, mezbelelik haldeki asırlık Hasan paşa ve Alaca hamam seyredildi, tarihi çeşmelerimizin perişan hali ortada ve herkesin gözü önünde.
• 5 yıllık belediye binası çatısına 3 ayda iki kez onarıma gidilerek 400.000 tl kamunun zarara uğratılması. Yapan firmanın garantisi yok mu? Belediye binasında kovalar ile yağmur suyu toplanıyor. Bu kamu zararı hesabının sorulmamış olması.
8-Trabzon için yapılan projelerin hiç birisinin arkasında yarışma yoktur, halkın katılımı yoktur. Halkın önceliklerinin belirlenmesi evrensel kriterlere göre yapılmamış, ortak akıl ve halkın katılımı ile öncelikler hatasız belirlenmemiştir. Bunun yerini hatalı çözümleri içeren verimsiz ve önceliksiz yatırımları içeren sistem almıştır. Yolu ve alt yapısı olmadan okul yapar, hastane yapar duruma geldik maalesef.
9-Halkımız kendisine yapılan yatırımlarda şeffaf bilgilendirmeye ulaşamamaktadır. Örneğin yapılan asfalt hizmetinde belediyemizin web sayfasında nereye kaç km asfalt yapıldığı bilgisi yoktur. Yeni yıl asfalt programının detayları yoktur. Vatandaş kendi mahallesine köyüne ne zaman asfalt sırası geleceğini web sayfasında görme şansı yoktur. Sıra şeffaf ve öncelikli mi? Bunu halk listeyi görerek sorgulayamamakta öğrenememektedir.
10- Turizm; Rent-a-car ve konaklama branşlarında ruhsatsız faaliyet gösteren ve gelen turistleri bu tip yerlere pazarlayan simsarların varlığı ve denetim dışında kalmaları Trabzon turizmini baltalamaktadır.
11- Fındık ihracatında başı çeken ülke olmamıza ve çay üretiminde kayda değer bir yere sahip olmamıza rağmen sektörün bir takım yabancı tekellerin kontrolü altında olması nedeniyle fındık ve çay üreticileri fiyat belirlemede etkin olamamakta ve mağdur edilmektedirler. İstenen somut örnekleri doğrudan yazdım. Polemik yapmadım, kimseye ömür biçmedim, kimseyi itham etmedim. Sorun nedir onları yazdım'
ÇAKIROĞLU, 'HEMŞEHRİLERİMİN YÜKSELTİMESİNE KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUM'
Çakıroğlu, ''Bu bakımdan; yegane amacımın kişisel polemik ve söz düellosundan kaçınarak sevdalısı olduğum Trabzon şehrine layıkıyla hizmet etmek ve mensubu olduğum Milliyetçi Hareket Partisi’nin şanlı geçmişine yakışan bir anlayışla ülkücü edebe bağlı kalarak hemşehrilerimin yaşam standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunmak ve sorumluluk bilinci içinde kamuoyunu bilgi edinme hakkına sahip olduğu konularda gerçeklere uygun olarak bilgilendirmek olduğunu vurgulamak isterim. Ayrıca; kamuoyunu doğru ve tarafsızlık ilkesine bağlı kalarak bilgilendirme misyonunu üstlenerek varlık göstermesi gereken bir yerel gazetemizin “Siyasi Ömrün Kısa Olur Davut” gibi gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmayan mesaj içeren ifadeyi manşetine taşımasını ve bir basın duyurusunun altına kendisi tarafından haberi yapılmış gibi yansıtılarak ismini yazan medya yöneticilerinin batan gemiden mal kaparcasına seviyesizlikten reyting devşirme çabası içinde olmalarını üzüntü ve hayal kırıklığı ile karşıladım''
ÇAKIROĞLU, 'İL BAŞKANLARI BUNLARI BİLMİYOR MUYDU?
Çakıroğlu verdiği örneklerin ardından il başkanları Haydar Revi ve Turgay Güngör’e ‘Bunları il başkanları bilmiyor muydu? Görmüyor muydu? Bilgileri yok muydu?’ diyerek, ‘’İstenen somut örnekleri doğrudan yazdım. Polemik yapmadım, kimseye ömür biçmedim, kimseyi itham etmedim. Sorun nedir onları yazdım. Şimdi soruyorum vicdanına suç duyurusu yaptığım kamuoyuna; Bu yazdıklarımı il başkanları bilmiyor muydu? Görmüyor muydu? Bilgileri yok muydu? İnanın bana hepsini biliyorlardı, görüyorlardı ve içinde yaşıyorlardı. Ne hikmet ise seyrediyorlar ve mahkemeye gitmiyorlar, müdahale etmiyorlar. Ben kamu adına Trabzon halkı adına o mecliste varım 30 aydır. Her ay ortalama 5 tane halkı ilgilendiren konu gündeme taşıdım bu güne kadar. Bu konuların hepsinin gazete sayfalarında yer alan yazılarımı facebook sayfama koyacağım. Halkımızın bilgisine tekrar sunacağım
Ben Davut Çakıroğlu olarak kamu malının zarar görmesini, hatalı çözümleri ve kararları birileri zarar görecek diye ikinci plana atmadım. Hangi çalışmayı yapmış isem araştırarak inceleyerek kamu adına yaptım ve yapacağım.
Kendisinin sorumluluğunda, bizi neden suçladı diyen il başkanları çok iyi bilirler ki; Konu meclise gelir, tartışılır ve biz muhalefetimizi yaparız. Fikrimizi söyleriz. Ancak oy çokluğu ile geçebiliyor. Peki, bu oy çokluğu ile geçişin kamu zararına olduğu gerçeğini değiştirmediği bilinmez mi? Ben Trabzon halkı adına ne yaptım? Nasıl çalıştım? sorularının cevabı içi boş ve kısır siyasi söylemlerle yanıtlanmamalı. Bizlerden çok bulunur. İl başkanlarından çok bulunur. Meclis grup başkanından çok bulunur. Ancak ikinci bir Trabzon yoktur. Halkımızı bilgilendirmek adına yapmış olduğum çalışmalardan bir bölümünü onların bilgisine tekrar bu yazı ekinde sanal facebook sayfamda ayrıca sunacağım.
Meclis üyeleri, teşkilatın güvenerek vitrine çıkardığı, seçim sürecinde temsil görevi verdiği, halkın teveccühüne aday ettiği ve bugün de seçilmiş olarak parti tüzel kişiliğini kamusal alanda temsille yetkilendirdiği kişilerdir.
Bu bilgilendirmeyi kamuyu aydınlatmak adına sorumlu birey ve seçilmiş insan olarak halkımıza yapmayı görev bildim. Takdir Trabzon halkınındır.’’ sitem etti.
