Trabzon’un siyasette de bürokraside de etkin bir marka şehir olduğuna dikkat çeken Çakıroğlu, "Trabzon siyasette de bürokraside de etkin, marka bir şehirdir.

Bu hüviyetini genelde korumuş, sürdürmüş olan şehrimiz son birkaç yıldır türlü ve tarifsiz badireler, belki basiretsizliklerle karşılaşıyor.

Bazen az geri durayım, bu kadar net görünen bir olayı birileri dert eder, gündeme getirir, şehrini, şehrinin sorunlarını gözlemler diye bekliyorum.

Öyle ya, toplum bize bu manada görev ve sorumluluk veriyor.

Öyle ya, vaziyet çıkaran vazifeye mazhar tek kişi ben değilim?

Ama, bir konu, sorun yine bizim ilgimize mucip oldu” ifadelerini kullandı. 

KÖŞE KAPMA YARIŞI ŞEHRİN İTİBARINI ZEDELİYOR

Çakıroğlu, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Bakanlıkların il müdürlüklerinden tutun da alt kademe atamalara kadar maalesef bir parti merkezli hafifleterek ifade edersek "köşe kapma yarışı" şehrin itibarını zedeliyor.

6-7 aya yakın bir süredir Kültür Turizm İl Müdürü yok şehrin, Trabzon'un...

Hani uçtu ya, hah işte,uçan turizm şuan havada!

Pilot koltuğu boş.

Diyeceksiniz ki boş da olsa olur.

Ama o koltuk dün o kadar değerliydi ki, ne savaşlar, hak gaspları, hukuksuz uygulamalar yaşandı.

Bir ara Valilik bünyesinde iki Kültür Turizm İl Müdürü vardı. Şimdilerde web sayfasında giden Müdürün fotoğrafı kaldı.

Ulusal basına konu olduk ve yine itibar kaybettik. 

Şayet kongre süreçlerinde bu koltuklar gönül alma makamı görülüyorsa veya atanacak kişi için yine uyduruk usül eksikliği tamamlama çabası varsa, ne bileyim boşta oğul, kız, eş, damat kalmadıysa,

her ne sebepten olursa olsun açıklayın, bilelim.

Nasılsa yolda gördüğümüz herkesin bu koltuklarda oturma ihtimalini kabul ettik, özümsedik.

Pandeminin en çok vurduğu sektörde, turizme son yıllarda en fazla özel yatırımın olduğu ilde İl Müdürlük koltuğunun aylarca boş olmasının şayet bir açıklaması varsa, bu açıklama kabulümüzdür.

Devlet; maalesef bugünkü yönetim mantalitesinde geleneklerini, teamüllerini, usülünü, liyakati esas almayı kaybetti.

Eskiden olsa İl Müdürünün kim olacağı, tayini çıkarsa yerine kimin geleceği az çok belliydi.

Devlet sistematiği içinde bunlar çözülebiliyor, öngörülebiliyordu.

Bugünkü sistem maalesef Devletin taşra yapılanmasını bile bir kişiye bağladı.

İrade bir kişi de ancak o koltuk için, neler neler neler..?

Dün, şehrin kültür turizm değerleri için mücadele verdik, vereceğiz de.

Beterin beteri buymuş. Şimdi birini atayın da tamam turizm varlıkları, kültür tarih dert değil diyoruz.

Karşılama-uğurlamaya milyonlar harcayan Belediyeler, kültür-turizm faaliyetlerine pek önem vermiyor zaten, maalesef.

Buram buram tarih, öbek öbek turizm, renk renk kültürel öğe kokan, barındıran şehrime, şehrimize reva gördüğünüz bu uygulamalar bizim nazarımızda abes, en basit tabirle abes olarak karşılık bulmaktadır.

En kısa zamanda ve mümkünse hakkaniyetle, işin ehli, torpil kokmayan bir atamayla bu makamın doldurulmasını temenni ediyorum”