Konu ile ilgili olarak her iki birlik adına yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: 

“Bilindiği üzere, fındık, ülkemiz tarımsal ihraç ürünleri arasında tek başına en fazla döviz girdisi sağlayan bir ürün konumunda olduğu gibi, Karadeniz Bölgesi açısından da vazgeçilemeyecek ağırlıkta bir sosyo-ekonomik öneme sahiptir.
 
Ancak, çok uzun yıllardan bu yana dünya fındık üretim ve ihracatındaki % 80 civarındaki payı ile lider konumunda bulunan ülkemiz, son yıllarda meydana gelen gelişmeler sonucunda bu payın % 65-70’lere düşmesi gibi tehlikeli bir durum ile yüz yüze bulunmaktadır. 

Bu sonuç ile karşılaşılmasının en önemli nedenlerinden birisi, rakip ülke üretimlerinin artması ve yeni üretici ülkelerin ortaya çıkması iken, diğer en önemli neden ülkemizdeki verimin diğer ülkelere kıyasla çok düşük gerçekleşmekte olmasıdır. Öyle ki Türkiye’de dekar başına verim ortalaması 80-90 Kg iken Gürcistan’da 180-220, ABD’de ise 260-280 Kg civarındadır. 

Verimin düşüklüğü en büyük fındık üreticisi ülke vasfımızı tehdit ettiği gibi, maliyetlerin yüksek kalmasına da neden olduğu için rekabetçiliğimizi de olumsuz etkilemektedir. 

Bu çerçevede, sahip olunan kaynakları daha verimli kullanmak suretiyle üretimi ve kaliteyi artıracak çalışmalar gün geçtikçe daha da önem kazanmakta olup, bu çalışmaların fındıkla ilgili tüm paydaşlar için hem sosyal hem de ekonomik geri dönüşümünün çok fazla olacağı tartışılmaz bir gerçekliktir. 

Esasen AR&GE çalışmaları ile; ülkemizdeki verimliliği ve kaliteyi artırmanın yanı sıra, bilhassa yurt dışında, ürünlerinde fındık kullanan veya kullanma potansiyeli bulunan firmalar ile nihai tüketicilerde farkındalık yaratmak ve tüketicilerin fındıklı ürünlere olan ilgilerine dikkat çekerek sanayicileri fındıklı ürün imalatı için cesaretlendirmek de hedeflenmektedir.”