Türkiye'nin ilk ve tek şiddetle mücadele Vakfı olan Hayatboyu Eğitim ve Şiddetle Mücadele (HEGEM) Kurucusu ve Başkanı Adem Solak, Abant İzzet Baysal Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yahya Mustafa Keskin ile birlikte Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenledi. Gerçekleştirilen toplantıda belediye seçimleri döneminde olunduğunu ve siyasi partilerin programlarında, seçim bildirgelerinde nasıl yer aldığının analiz edildiği açıklandı.


Şiddetin çok geniş ve derin bir kavram olduğunu ve bütün dünyanın en büyük sorunu olduğunu ifade eden Solak, “Şiddet sadece öldürmek yaralamak değil terörde bir şiddettir, uyuşturucuda bir şiddettir, psikolojik şiddet, sosyal şiddet, ekonomik şiddet gibi çeşitleriyle bütün boyutlarıyla toplum yaşantısında iliklerimize kadar hisseder hale geldik” dedi.


Siyasi partilerin beyannamelerinin incelendiğinde şiddeti bir olgu olarak görmediklerini vurgulayan Solak, “120 bin lise öğrencisine 12 bin genç mahkuma ulaştığımızda evde annelerin babalardan yüzde 10 daha fazla fiziksel şiddet uyguladığı görülüyor. Şiddette cinsiyet ayrımı yapılamaz ve şiddet genel bir sıkıntıdır. Biz bütün siyasi partilerin programlarına şiddetin gerçek anlamıyla yansımasını şiddetin azaltılması yönünde siyasi partilerin bu konuda programlarını yeniden revize etmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.


Siyasi parti beyannamelerinde yaptıkları ikinci bir tespitten bahseden Solak, şiddetli sivil mücadele politikalarından da söz edilmediğini ifade ederek, “Şiddete şiddetle karşılık verilemez her insanın başına polis dikilemeyeceğine göre şiddetin azaltılmasında mutlaka sivil bir seferberlik, uygulamalar devreye sokmak zorundayız” diye konuştu.


Ülkenin proje çöplüğüne döndüğünü ve uygulanan projelerin yüzde 90'ının ihtiyaçlarla ne kadar örtüştüğünün sorgulanmadığını dile getiren Solak, “Şiddetin azaltılmasında suçun önlenmesinde sistematik olarak önleyici rehberlik, koruyucu hukuk ve onarıcı adalet uygulamalarına ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.

“Gençlerin yüzde 80'i diğer insanlardan nefret ediyor”


Yaptıkları araştırmada Türkiye'deki her iki evin birinde çeşitli sorunlar olduğuna dikkat çeken Solak, “Terörün beslendiği iki ana kaynaklardan biri uyuşturucu diğeri ise faili meçhul olaylardır. 2016'dan beri terörle ilgili haberlerden çok uyuşturucuyla ilgili haberler vardır. 2014 yılı faili meçhul olaylara bakıldığında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde olayların fazla olduğunu ve 2017 yılı verilerine bakıldığında da faili meçhul olayların azaldığı görülmektedir. Bunun nedenini de devletin terörle mücadelesini Güneydoğu Anadolu Bölgesinde başlatması göstermektedir” dedi.


Gençlerin zihninde psikolojik virüsler oluştuğunu ve toplum olarak seferberlik durumuna geçilmesi gerektiğini kaydeden Solak, “Araştırmalarda 132 bin gence kendinden nefret etme duygusu yaşar mısın sorusuna lise öğrencilerinden yüzde 58'i, cezaevlerindeki gençlerden yüzde 82'si evet cevabını vermiştir. Gençlerin yüzde 80'i ise diğer insanlardan nefret etmektedir” şeklinde konuştu.

“Şiddet ilk olarak ailede öğreniliyor”


Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yahya Mustafa Keskin ise toplumun şiddeti tanımaması veya şiddeti sadece fiziksel şiddet olarak görmesi gibi bir durumla karşı karşıya olduklarını dile getirerek, “Şiddeti bir olgu olarak bütün boyutlarıyla anlaşılmadan daha çok kadına yönelen bir olgu olarak okuyorlar. Çok dar bir şiddet algısı üzerinden parti programlarında bir şeyler yazıldığını ve uygulama açısından ciddi sorunlar olduğu görülüyor. Şiddet ilk olarak ailede öğreniliyor. Yapılan araştırmalarda kişi şiddete maruz bırakılmışsa bir şekilde şiddeti çocuğuna öğretiyor. Aile eğitimi seferberliği ile çocukların şiddetten uzak tutulması sağlanabilir. Parti politikası olarak uygulamaya başlaması Milli Eğitim Bakanlığı veya sivil toplumların destekleriyle sağlanabilir. Sosyal projeler kurgulanırken illere dağıtılırken bu illerin risk durumunu tehdit ve tehlike durumunu hesaba katarak bakanlıklarımızın işbirliği ile hareket etmesini öneriyoruz” diye konuştu.