Hopa Cumhuriyet Savcısı Nihat Hırka'nın hazırladığı iddianamede, 12 Haziran 2011 tarihindeki seçim sürecinde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 31 Mayıs 2011 tarihinde, Hopa ilçesinde miting yapacağı bilgisini alan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Hopa İlçe Teşkilatı, Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Halkevleri Artvin Teşkilatına üye kişilerin, hükümetin yaş çay politikalarını protesto etmek amacıyla, halkı toplanmaya çağırması üzerine miting alanı karşısındaki Cumhuriyet Meydanı'nda yaklaşık 400 protestocunun toplandığı belirtildi.

Protestoculardan bazılarının meydandaki bir inşaata pankart asmak istediği ifade edilen iddianamede, AK Parti'lileri tahrik edici özelliği bulunan pankarta müdahale etmek için inşaata yönelen polislere, protestocularca kalas, demir çubuk ve tuğlalarla saldırıldığı kaydedildi.

Daha sonra inşaattaki protestocular ile Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kişilerin bir araya gelerek, yapılmak istenen müdahale sebebiyle Hopa İlçe Emniyet Müdürü ile tartıştığı, ardından İlçe Emniyet Müdürünün gruba megafonla,

"yaptıkları eylemin kanunsuz olduğu için dağılmaları" ve "yaşlı, hasta, çocuk ve kalp ile astım hastalarının uzaklaşması" yönünde 2 kez anons yaparak uyarılarda bulunduğu vurgulandı.

Bu anonslar sonrası İlçe Emniyet Müdürü ile konuşan protestoculardan Ali Aksu'nun megafonla eylemci gruba yönelik olarak "Biraz önce Hopa Emniyet Müdürü çok talihsiz açıklama yaptı. Hopalılara 'meydandan ayrılın' dedi. Biz Hopalıyız, Hopa Meydanı'ndan asla ayrılmayacağız" şeklinde konuştuğu belirtilen iddianamede, polisin 'dağılın' ihtarına rağmen Cumhuriyet Meydanı'nda kalan grubun basın açıklaması yaparak halay çektiği anlatıldı.

-Gruptakiler, polisin müdahalesine taş atarak direndi-

İddianamede, aradan geçen süreye rağmen dağılmayan ve taş ile sopalarla hazırlık yapan gruba, güvenlik güçlerinin "TOMA" adı verilen araçla tazyikli su sıkarak ve biber gazı kullanarak müdahale ettiği belirtilen iddianamede, grubun da taş atarak polise direndiği kaydedildi.

Müdahalede bazı eylemcilerin, AK Parti mitinginin yapılacağı yaklaşık 5 bin kişinin bulunduğu alana taş atmaya başladığı anlatılan iddianamede, taraflar arasındaki tartışmanın sağduyulu kişiler ve güvenlik güçlerinin çabasıyla önlendiği ancak bu sırada çok sayıda aracın taşlardan zarar gördüğü ifade edildi.

İddianamede, yaşanan olaylar ve güvenlik güçlerinin müdahalesinde yaralanan kişilerin kendi imkanları ve ambulans ile hastaneye kaldırıldığı hatırlatılarak, eylemciler arasındaki Metin Lokumcu'nun hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi.

İlk müdahaleden 15 dakika sonra bazı eylemcilerin AK Parti mitingine gelen kişileri taşladıkları, yol kenarındaki malzeme ve sandıkları yola atarak barikat kurmaya çalıştıkları ve AK Parti ilçe binasının bulunduğu alanda da güvenlik kuvvetleri ile AK Parti ilçe binasını taşladıkları bildirilen iddianamede, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle dağılan grubun yeniden Cumhuriyet Meydanı'nda sloganlar atarak bir araya geldiği belirtildi.

İddianamede, daha sonra bu kişilere seslenen bir kişinin, halkı toplanmaya çağırıp Metin Lokumcu'nun durumuna ilişkin "Arkadaşlar başımız sağ olsun" şeklinde konuşmasının ardından miting alanına ve güvenlik güçlerine saldıran eylemcilerin, güvenlik güçlerinin yeniden müdahalesiyle ara sokaklara dağıldığı bildirildi.

-Başbakan Erdoğan'ın otobüsünün taşlanması-

Dağılan grubun ikinci kez AK Parti ilçe binasına saldırdığı ve Başbakan Erdoğan'ın ilçeye gelişi sırasında konvoyun geçeceği sahil yolunu trafiğe kapatmaya çalıştığı ve taş atmaya devam ettiği bildirilen iddianamede, miting alanına gelen Başbakan Erdoğan'ın da bir süre sonra mitingi tamamlayıp alandan ayrılmak için hareket ettiği ifade edildi.

İddianamede, Erdoğan'ın içinde bulunduğu otobüsün miting alanından ayrılıp ana güzergaha çıktığı sırada bir grubun ana yolda toplanarak Başbakanlık konvoyunu taşladığı, bir başka grubun ise polisin müdahalesini engellemek için güvenlik güçlerine yoğun bir şekilde taş attığı belirtilerek, daha sonra birleşen bu grupların Erdoğan'ın içinde bulunduğu otobüsü taşladıkları sırada Başbakanlık Koruma Daire Başkanlığında görevli polis memuru Servet Erkan'ın ağır yaralandığı anlatıldı.

-Savcı, olaylarla kullanılan taşı silah olarak değerlendirdi-

İddianamede, kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşüne dönüşen bu olaylarda kullanılan taşın silah olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle sanıkların cezasında TCK'nın 265/4. maddesi uyarınca yarı oranında artırıma gidilmesi gerektiğini savunan Cumhuriyet Savcısı Nihat Hırka, şu ifadeleri kullandı:

"TCK'nın 265/4. maddesinde suçun 'silahla' işlenmesi, eylemin icrasını kolaylaştırması, faile cesaret vermesi ve mağduru olumsuz etkilemesi bakımından artırım nedeni sayılmıştır. TCK'da 'saldırı ve savunma amacıyla yapılmamış olsa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler' silah olarak kabul edilmiştir. Buna göre bu konudaki yerleşmiş içtihatlar da dikkate alındığında şüphelilerce kullanılan 'taşın' faile verdiği avantaj nedeniyle silah olarak kabul edilmesi ve TCK 265/4. maddesinin uygulanması gereklidir"

Savcı Hırka, bu nedenlerle olaya ilişkin tutuklanan Erhan Köse, İbrahim Aksu, Yunus Aksu ve Ender Yalçın'ın, yasa dışı gösteriye katılıp güvenlik güçlerine taş atarak direndiği, TOMA aracı ve diğer araçlara zarar verdikleri ve bazılarının yüzlerini bezle gizlemeye çalıştıklarını anlattığı iddianamede, 4 sanığın "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etme", "görevli memura mukavemet etme" ve "kamu malına zarar verme" suçlarından ayrı ayrı 2 yıldan 12 yıla kadar hapsini talep etti.

Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde Hopa Asliye Ceza Mahkemesinde başlanacak.

-Hopa'daki olaylara ilişkin soruşturma ve davalar-

Başbakan Erdoğan'ın, Hopa ilçesinde, 31 Mayıs 2011'de yaptığı miting öncesi ve sonrası yaşanan olaylarla ilgili olarak, tutuksuz sanıklar Cengiz Akyüz, Şinasi Gümüşkaya, Şaban Kotil, Şafak Ustabaş ile İdris Akbıyık'a, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etme", "görevli memura mukavemet etme" ve "kamu malına zarar verme" suçlarından 2 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle, Hopa Asliye Ceza Mahkemesi'nde ayrı bir dava açılmıştı.

Halen süren bu davanın yanı sıra aynı olaylarla ilgili olarak Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki bir başka davada da "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan yargılanan Ali Aksu, Erhan Köse, Görgü Demirpençe, İbrahim Aksu, İdris Akbıyık, Önder Öner ve Şafak Ustabaş, delil yetersizliğinden beraat etmişti.

Bu olayların ardından Ankara'daki protesto gösterilerine katılan 28 kişiye de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, çeşitli suçlardan açılan dava sürüyor.

Hopa olaylara karışan ve kaldırıldığı Hopa Devlet Hastanesinde hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüne ilişkin ise savcılıkça ayrı bir soruşturma yürütülüyor.