Şike iddianamesinin açıklanmasının ardından geçen süreçte, bir çok isim konuştu. Kuzeyekspres Gazetesinden Av. Hakan Orhan iddianamede ki Trabzonspor boyutunu köşesinde kaleme aldı.
Çarpıcı tespitlerde bulunan Orhan, Trabzon’u bekleyen tehlikeleri de yazdı

İşte Orhan’ın o yazısı:

3 Temmuz 2011 tarihinden beri gündemimizi meşgul eden şike soruşturması her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor.
En son gelinen noktada İstanbul 16.Ağır Ceza Mahkemesi bazı tutukluları tahliye etti ve bazılarının seyir yasağını kaldırdı. Trabzonspor’u ilgilendiren boyutunda Başkan Sayın Sadri Şener ve Asbaşkan Sayın Nevzat Şakar’ın seyir yasağı halen daha devam ediyor. Sadri Şener ve Nevzat Şakar’ın avukatları Trabzon Barosu’ndan olsa idi bu sonuç karşısında Trabzon kamuoyunda yer yerinden oynardı.
Asıl değinmek istediğimiz konu Trabzonspor’un bu konuda bir yol haritasının olup olmadığıdır.
Görünen o ki bu dava nedeniyle Trabzonspor’un menfaatleri ile sanık pozisyonundaki Sadri Şener ve Nevzat Şakar’ın menfaatleri çatışmaya başlamıştır.
Başkan ve Asbaşkan’ın Trabzonspor’un menfaatlerini korumaktan çok kendilerini kurtarmaya çalıştıkları izlenimi doğmaktadır. Bunun en büyük kanıtı da 6222 sayılı yasanın değişmesi için Trabzonspor’un da imza atması ve Sadri Şener’in basına yansıyan demeçleridir.
Trabzonspor’un menfaatlerinin korunması ve hak ettiğimiz 7. şampiyonluğumuzun alınması için Divan Kurulu’na büyük görev düşmektedir. Buradan Divan Kurulu Başkanı Sayın Ali Özbak’a sesleniyorum. Divan Kurulunda birçok hukukçu üye vardır. Onları toplantıya çağırıp yapılabilecekler hakkında görüş alışverişinde bulunulmalı, bir yol haritası çizilerek süreç takip edilmeli ve yönlendirilmelidir.
Mesele salt Sadri Şener ve Nevzat Şakar’ın değil,  artık Trabzonspor’un meselesidir.  Sadece Yönetim Kurulunun vereceği kararlarla yönetilemeyecek bir süreçtir. Dava ve TFF süreci Trabzonspor Yönetim Kurulunun inisiyatifine bırakılmamalı, Trabzonspor’un tüm dinamik güçleri harekete geçmelidir.
Fenerbahçe ve Kulüpler Birliği ulusal medyanın da desteğiyle 6222 sayılı yasa değişikliğinden sonra Futbol Disiplin Talimatında değişiklik yapılması konusunda baskı yapmaya başlamıştır. İddianamede adı geçen kulüplere aba altından sopa gösterilmek suretiyle bu değişiklik için kamuoyu yaratılmak istenmektedir. Korkutulmaya çalışılan kulüplerden birisi de Trabzonspor’dur. Eğer UEFA küme düşme cezasının kaldırılmasına şerh koymaz ise bu ceza kesinlikle kaldırılacak, hiçbir takım küme düşürülmeyecektir. Trabzonspor’a da şampiyonluğu verilmeyecek, “sesini çıkarma, UEFA’dan aldığın parayla yetin” denecektir.
İddianameden anladığımız kadarı ile TFF tarafından Trabzonspor hakkında küme düşme cezası verilebilmesi için Fenerbahçe’nin değil bir alt lige düşürmek, futbol tarihinden silinmesi gerekir.
6222 sayılı yasada teşvik teklifi ve vaadine teşebbüs suç olarak sayılmakla birlikte Futbol Disiplin Talimatında teşvike teşebbüs suçu yoktur. Kaldı ki Trabzonspor hakkındaki tapelerden teşvike teşebbüs anlamını çıkarmak ta çok ağır bir sonuç olacaktır.
Bu nedenlerle kamuoyundaki suskunluk sona ermeli Trabzonspor harekete geçmelidir.

Bir başka konu ise avukatlara ödenen ücret meselesidir. Burada Trabzon Barosu Avukatları yeterlidir, yetersizdir neden İstanbul’dan avukat tutulmuştur? tartışmasına girmeyeceğiz. Bu husus kamuoyunda zaten yeterince konuşulmuştur.

Sadri Şener ve Nevzat Şakar kendi eylemleri ile Trabzonspor’un adının iddianamelerde geçmesine, sebebiyet vermiştir. Bu nedenle avukatlık ücretlerini Trabzonspor değil kendilerinin ödemesi gerekir.