Yazıma bir fıkra ile başlayalım.

İki kör köfte yiyorlarmış.

Biri ötekine “
Hoooopp, ikişer ikişer yiyelim..” deyince öteki afallamış.. ”Yahu sen kör değil misin..?

Adam cevap vermiş..
”Ben öyle yiyorum da”

Xxx

Şimdi..

Adam, köfteyi ikişer ikişer getiriyor
. Maçı şike ile satıyor. Hakemi ayarlıyor. TV’den Rıdvanı, Encan’ı
konuşturuyor.
Federasyonu kukla gibi oynatıyor. Trabzon’un maçına müdahale ediyor. Sağa sola tahditler savuruyor. Alın terine leke sürüyor. Krampona çelme takıyor. Topu dört köşe yapıyor…

Sonra;


Çıkmış bir bakanın “
İnce ayar” sözüne, kalın sayarla yorum getiriyor.

Bakan Bayraktar ne demiş..


“Trabzonspor’un hakkını teslim için ince ayar yapılıyor..”


İnce ayardan kasıt, ince ayarı incece yapanların dediği incelik mi..?


Fenerliler ve onun ağzı ile konuşanlar köfteyi ikişer ikişer getirdi diye karşısındakini de kendi gibi
sanıyor.


Hani kişi karşısındakini kendi gibi bilir ya..


Hırsız
hırsız gibi.

Namussuzu
namussuz gibi.

İnce ayarcı,
ince ayarcı gibi.

Allahtan korkun.


Bakanın ince ayarı;


Fener’in ince ayarındaki anlam mı.. ? Mantık mı..? Kavram mı..?


Değil elbet.


Nitekim Bayraktar sözlerine açıklık getirdi.


İnce ayardan kastımız, tüm şike sürecinin çok dikkatli ve hassas yürütüldüğü anlamındadır.


Hal böyleyken ince ayarı,
kural dışı sayar olarak niteleyenlerin ön yargısı kendilerine ait.

Bizi asıl üzen ise, bizim cenahtan yani Trabzonspor’un bir grup taraftarlarından Bakan’ın bu açıklamasına
gelen tepki.


Doğrucu Davut mübarekler.


Düşmanımın düşmanı dostumdur diye basit ve de çok yalın bir gerçek vardır.


Fenerlilerin ekmeğine yağ sürecek gibi Bakan’ın ince ayarına laf eden taraftar gruplarından bazılarının
yaptığı şimdi anlatacağım gerçek yaşanmış öyküden ne farkı var..


Allah selametini versin.


Bizim,
Hatay Yurdakul diye bir abimiz vardı.

Bilmem bu taraftar grupları bu asırlık çınarı tanır mı..? Maçını izlemiş midir; Hırsını gözlemlemiş midir..?


Amatörün dedesi. Antalya’da hala futbol oynar. Kaç torunu var bilmem.


Yaşı yetmiş, iş bitmemiş.


Yavuz Selim’in taşında toprağında havasında suyunda imzası vardır.


Onun bana anlattığı hikâyedir.


Tunceli’de bir takım çalıştırırken önemli bir yönetim kurulu toplantısında bir yönetici
“Yellenir..”

Ortam buz keser.


Bizim Hatay Abi pratik çözümü sever ya. Acil sorun çözücüdür ya.. Kendi de hemen oracıktan yellenir..


Az önce yellenen yönetici büyük bir sevinçle bağırır..


“Ahaaa,, Bağ hocada o….du…”


Fenerlilerin Bakana dönük tepkilerine karşı bizimkilerin yaptığı Atay Hoca’nın “Yellenmesi” gibi..


Xxx


Fenerbahçe’nin şikenin göbeğine oturduğu gerçeğini çıkar, takar, şakar, yakar,alkışlar,boğazlar misali
destekleyenlerin;


Bakan Bayraktar’ı istifaya davet etmeleri… Bu anlamda Başbakanı gaza verip
“Erdoğan Bayraktar,
R.Tayyip Erdoğan’ı da yıpratıyor”
diye cazgırlıkları şunu gösteriyor..

Fenerliler denize düştü yılana sarılıyor.


İnce ayar çirkefliklerine ince ayar lafı ile örtmeye çalışıyor.


Bayraktar’ın ince ayarı, sizinkinin yanında, kalın dayar…


Bilesiniz…