Trabzon Sanat Evi başkanı Adnan Taç, istanbul’da düzenlenen Trabzon sanat günlerine dönük ağır tespitlerde bulundu.. Taç’ınr bu tespitleri Trabzon kamuoyundan da destek aldı.

İşte Taç’ın konu ile ilgili tespitleri

Trabzon tanıtım günleri gerçekten şehrimizi arzu edilen haliyle tanıtıyor mu sorusuna bu güne kadar çok da olumlu cevaplar veremedik.

Nedeni hep eksikliklerin olması ve bu eksikliklerin yüksek sesle seslendirilmesine rağmen bir türlü istenen seviyeye çekilememesinden kaynaklanmaktadır. Başta ekonomik boyutu olmak üzere, kişiler, kurumlar ve STK'lar üzerinden, hatta siyasetin ağırlık noktası oluşturduğu farklı duruşlar nedeniyle arzu edilen tanıtım sağlanamamaktadır.

Bu tanıtım dediğimiz işin kültür-sanat başlığından yoksun olması, Trabzon gibi bir kent için ciddi boyutta yürek acıtan bir durumdur. Her tanıtımı yeme, içme kültürü üzerine kurgulayıp, diğer önemli kültür başlıklarını çöpe atarsak bu kente haksızlık, hatta ihanet etmiş oluruz. Türkiye'ye damgasını vuran sanatımız nerede?

Bu kenti Türkiye'nin Floransa'sı yapan resim sanatı, fotoğraf sanatı, bu kenti mizahın başkenti yapan mizah ve karikatür sanatı, tiyatro sanatı, dünyaya ses vermiş şair ve yazarlarıyla edebiyat sanatı, ülkeye damgasını vuran bestekar, güftekar ve müzisyenleri ile müzik sanatı, ülkenin birçok bölgesinde eserleriyle yer alan heykel, rolyef sanatı, ülke genelinde isim yapmış her organizasyona davet edilen bilgi ve birikim sahibi kanaat önderleri, ata kültürü hat, ebru, kaligrafi, minyatür sanatı ve diğer el sanatları. Bunların sergileri ve sanatçıları nerede? Dünya bu kenti öncelikle kültürel ve sanatsal başarısıyla tanıyor.

Kentimizin yerel yöneticilerinin ve politikacılarının övgüler yağdırdıkları kültür ve sanat alanının boş bırakılmasına bu fuarlarda neden sessiz kaldıklarını merak etmekteyim. Sorun arkadaş, sorun. Bu kentin dinamiklerine gelin bir sorun. Bilmediğiniz alanda size yol gösterip yardımcı olsunlar. Trabzon'un kültür ve sanat hayatına 40 küsur yılını sanat yaparak, organizasyonlar gerçekleştirerek, sanatın kurumsallaşması için emek ve çapalar sarfederek geçiren bir sanat insanı olarak üzüntü duymaktayım. Boyuna bordo mavi kaşkolu atıp, davul zurna, kemençe, horon, yağ, kuymak, yüzlerce metrekare alana kentin kurum ve kuruluşlarını doldurarak, "Bize her yer Trabzon" naraları atarak ve eşantiyon işler dağıtarak tanıtım yapmış mı oluyoruz?
Trabzon'u tanıtmak bu kadar basit, bu kadar sıradan ve sığmıdır?

Trabzon'da STK'ların dilenci edildiği yerde, binlerce basılı matbuatın çöpe gitmesini hangi kültür seviyesiyle orantılamak gerekiyor. Kentte yapılan ulusal ve uluslararası boyuttaki etkinliklere göz ucuyla bakarken, Trabzon dışındakileri neden olduğundan fazla kıymetlendirdiğimizi, kesenin ağzını açtığımızı, gitmek için birbirimizle yarıştığımızı anlamakta zorlanıyorum. Ankarada başlayan tanıtım günlerinin içerisine daha geniş programlar konur, kültür ve sanat ihmal edilmezdi.

Son uygulanır şeklini bir çok eksiği nedeniyle yeterli bulmadığımızı da yetkili dostlarımıza belirtmekteyiz.

Ancak bu tanıtım işi öyle hal aldıki önüne gelen Trabzon tanıtım günleri adı altında fuarlar açmaya, devlet erkanına varıncaya kadar herkesi işin içrisine katmaya başladılar ve ilgiçtir bunu da başardılar.

Öyleki Ankara'da başlayan Trabzon Tanıtım Günleri sonrasında İstanbul'da türeyen federasyonların kavgaları ve ayrı ayrı yapılan Trabzon Tanıtım Günleriyle mesafe almaya başladı, birtanesi hala hayatiyetini sürdürmeye devam ediyor. Yetmedi Kocaeline kadar vardı gitti olay. Bütün derdi ticari kaygı üzerine kurgulayan derneklerin; kentsel duyguları devşiren, siyasi duruşlara sırnaşan anlayışla bu tanıtım günlerini istismar etmelerine fırsat verilmemesi gerekiyor.

Teknolojik imkanlar basta internet olmak üzere kentsel tanıtımları kolay hale getirse, herşeye imkan tanımış olsa da tanıtım fuarlarını teknolojik ulaşımın veremedikleri üzerinden yapmak gerekir diye düşünüyorum. Tanıtım fuarlarını, birebir dokunuşu ve hissiyatı ön planda tutan kentin tüm dinamikleriyle temsil edilebileceği şekle dönüştürmek gerekiyor.

Sıradanlaşan fuar anlayışına artık hayır demek, derdi başka başka olan organizasyonlardan kurtarmak gerekiyor. Tanıtım bahane, ticari beklentiyi sömürenlere tanınan tavassutu terk etmek doğru bir duruş olacaktır.

Bu iş için; kenti bilen, tanıyan, renkliliğini, zenginliğini, her başlığın altını başarıyla dolduran iş, spor, siyaset, basın, kültür ve sanat insanlarına, kurumsal oluşumlara dokunmak gerekiyor. Görüntüde belli etmesek de, arka planda kendimizi kandırmaya, yaptığımıza kendimiz bile inanmamaya devam ederiz. Sonuçta Trabzon'a yazık ederiz. Ediyoruz da zaten...