61 SAAT HABER SERVİSİ-İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Hasan Saka Türkiye’de fındık, şeker fabrikaları, tütün fabrikaları ile ilgili yapılan düzenlemeleri eleştirdi.

Saka yapılanları Türk Tarımına ihanet olarak değerlendirip “ Karadeniz Fındık ve Mamülleri İhracatçılar Birliği (KFMİB) Genel Kurulu sonucu,Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçısı konumunda olan Ferrero Fındık İthalat ve İhracat yönetime girdi. Fındık ülkemizin tarım ürünleri ihracatında %10 gibi önemli bir paya sahip. Ve bugün geldiğimiz noktada yönetimini büyük aktör olarak yabancı bir firmaya devretti. Hem tedarikçi, hem ihracatçı hem de ithalatçı konumunda olan bir firma takdir edersiniz ki fındık fiyatının belirlenmesinde de belirleyicidir. Çünkü talebi kontrol eden durumunda ve arzın değerini belirler bir roldedir. Giderek artan bu tarz satışlar ve iktidar eliyle hızlandırılan özelleştirmeler sayesinde tarım piyasası çokuluslu şirketlere terkedilmiştir. Üretici aktör olmaktan çıkartılmış ve maalesef devlet de belirleyici olma özelliğini yitirmiştir.” dedi.

POLİTİK SATRANÇ OYUNU

Saka “Bugün sadece fındık özelinden anlatılamayacak kadar derin, tepkimeleri olan ve yarına dönük yıkıcı sonuçlar doğuracak bir tarım politikasıyla(politikasızlığıyla) karşı karşıyayız. Millet olarak tarım konusuna siyaset üstü bakmamız gerekir. Tarım ve bunun bileşeni olan sanai-istihdam geleceğimiz adına can simitti mahiyetindedir. Tarımda kendi kendine yeten bir ülke olmakla övünen bir ülke, dünyanın sayılı tarım ürünü ihracatçısı olmayı beklerken maalesef kendi kendine yeter olma özelliğini de kaybetti. Devletler kendi politik manevralarında size karşı yıkıcı alanlar belirlerler. Bizim bugün çok da nedenini açıklayamadığımız ve “zarar ediyordular” tarzında basit geçiştirmelerle geçiştirdiğimiz bu özelleştirme, satış veya üretime son vermelerin altında aslında politik bir santranç oyunu vardır.” ifadelerini kullandı.

Saka konuşmasına şöyle devam etti;

AYNI OYUN

1980 öncesi ABD başkanının afyon ve kenevir üretimini sonlandırması ve yapılan karapropaganda bugün farklı tarımsal ürünlerde devam ediyor.Sanaide önemli bir yer işgal eden kenevir sadece uyuşturucu merkezli bir sunumla sahipsizleştirildi.Aynı oyunu tekelin kapatılmasında ve bugün şeker fabrikalarının satılmasında görüyoruz.

Şeker Kurulu’na Ağustos 2016’dan bu yana atama yapılmadı.Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun görevi biten üyelerinin yerine atamalar yapılmadı.Dolayısıyla bu iki kurum fifilen yönetilmiyor ve kapatıldı.KHK ile şeker ve tütün piyasasının düzenlenmesi Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına devretildi.Sadece tütünde 2000’li yılların başında 500 bin üretici vardır.Bugün ise üretilen tütünün %13’ü yerli %87’si ithal durumundadır.

Pancar şekeri sektöründe üreticisi,çalışanı,yan ve alt sektörleriyle birlikte 10milyon insanımız geçimini sağlamakta,ekonomi ve istihdama ciddi katkılar verilmektedir.Şeker Kurumu’nun kapatılması üreticilerin karar mekanizmalarındaki temsilinin sona ermesine yol açtığı gibi muhtemel şeker kanunu değişiklikleri,sektörü iç ve dış müdahalelere açık konuma getirecek,baskılara maruz bırakacaktır.

SADECE ÜRETİCİ DEĞİL DEVLETTE KAYBEDİYOR

İnsan sağlığı için zehir konumundaki NBŞ üretimi giderek artacak.

Tarımsal işçilerin üretimlerinin yerini ithal girdiler alacak.Giderek ürün fiyatı artarken maalesef üreticinin aramamül ürününün fiyatı azalacak.fındıkta oluşturulan tekelleşmeyi çok kısa bir zaman zarfında şekerde de göreceğiz. Çok her boyutundan bakmaya bile gerek yok.Ferrero piyasaya girmeden önce 1 kilo fındık 17 tl,işlenmiş 1 kilo fındık 35-40 tl iken;bugün 1 kg fındık 8 tl işlenmiş 1 kilo fındık 75-80 tl’dir.Önce özel sektöre satılan,üretimi azaltılan ve vergilerle tüketimi azaltılmaya çalışılan tütün ve tütün mamüllerinde de üreticinin kaybını,çokuluslu şirketlerin sömürüsünü görebilirsiniz.

Bu özelleştirmelerin toplumsal yaşam,şehirleşme boyutunda da yansımaları var ancak KİT durumundaki bu işletmelerin satışıyla sadece üretici kaybetmiyor. Devlette kaybediyor.

Çünkü; KİT’ler,vergi kaçırmazlar,sgk primi kaçırmazlar,kaçak işçi çalıştırmalar,hayali ihracat yapmazlar,zarardayım diyerek banka borçlarını sildirmek istemezler.

GAYRİ RESMİLİĞE...

Yani devlet öelleştirmeyle işsizliğin artışına,kaçak istihdama,gayri resmiliğede katkı sağlamış olur.

Bugün Nefes kredisi dağıtarak,bunun reklamlarını yaparak özel sektörü kurtarma hesabı yapan iktidar şeker fabrikalarının satışında zarar ninnisi söylüyor.Oysa faal şeker fabrikalarının 2018 net karı 50.6 milyon TL’dir..

İYİ Parti olarak,ülkenin her sorununa ciddiyetle yaklaştığımız gibi tarım alanında da reformist politikalarla hem üreticinin hem de devletimizin lehine uygulamalar sunacağız. Tarımda radikal politikalar uygulayacağız.

Mülkiyet ihtilafını ortadan kaldıracağız. Üretimde sürekliliği teşvik edeceğiz.Kontrollü ve güçlü destek sağlayacağız. Satış ve pazarlama konusunda ihtiyaç olan yasal düzenlemeleri hızla gerçekleştireceğiz.

Kamunun elinde olan tarım arazileri yatırımcılara büyük tarım işletmeleri tesis etmek üzere tahsis edilecek.Kooperatifleşme teşvik edilerek güçlü birliktelikler sağlanacak.

Hiçbir çiftçinin ve köylünün ürününü maliyetini kaşılamayan bir fiyatla pazarlama endişesi olmayacak.

Bütün sektörlerde yaşanan ancak tarım alanında ihanet boyutuna taşınan uygulamalar,sıkıntılar,sorunlar en kısa sürede en hızlı şekilde çözüme,çareye döndürülmeli.