Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Özel İmperial Hastanesi Kardiyoloji uzmanı Dr. Burhan Karahan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kalp damar hastalıklarının, tanı ve tedavideki belirgin ilerlemelere rağmen, önemli bir sağlık problemi olarak ölüm sebepleri arasında ilk sıralardaki yerini halen koruduğunu söyledi. Ülkemizdeki durumun da bundan farklı olmadığını ifade eden Karahan “Koroner arter hastalıkları, kalp kapağı hastalıkları, doğuştan gelen yapısal kalp bozuklukları, ritim ve iletim sistemindeki bozukluklar, çeşitli sebeplerden kaynaklanan kalp yetmezlikleri en sık karşılaşılan kalp kökenli rahatsızlıkları oluşturmaktadır.

Kalp damarlarındaki daralma ya da tıkanma gibi durumlarla karakterize olan koroner kalp hastalıkları, esasında orta ve ileri yaş grubu hastalığı iken, günümüzde genç yaşlarda da artık daha sık görülmeye başlamıştır. Hastalığın belli başlı sebepleri arasında sigara kullanımı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, genetik faktörler, stres ve şişmanlığı belirtmek gerekir” dedi.

Birçok hastalıkta olduğu gibi, kalp damar hastalıklarında da egzersizin önemli olduğunu vurgulayan Karahan “Düzenli sportif aktivite, kilo kaybı sağlar, kan basıncının kontrolünü kolaylaştırır, diyabetik hastalarda şekerin kontrolüne yardımcıdır, kolesterol değerlerini iyileştirir; sonuç olarak damar yapı ve fonksiyonlarının korunmasına katkıda bulunur. Dünya Sağlık Örgütü, haftada en az 4 gün, günde en az yarım saat yapılan egzersizi kalp için faydalı bulmaktadır. Spor, doğru ve düzenli yapıldığında kalbe faydalı iken, aşırıya kaçılması durumunda ise, tehdit oluşturabilir.

Öyle ki, sağlıklı olduğunu düşünen, genç bireylerde, bilinçsizce yapılan sportif aktiviteler ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. O halde, spor yapacak kişinin, önce kendini hazırlaması ve sağlık kontrollerinden geçmesi gerekir. Sportif aktivite öncesi, ısınma dönemi olmalıdır. Isınma olmaksızın, aniden aşırı aktivitede bulunmak, kalbi yoran ve kalp krizine, ölümcül ritim bozukluklarına ve hatta ani ölüme davetiye çıkaran bir durumdur” diye konuştu.

Dr. Burhan Karahan, kalp hastalarının sportif aktivitelerini bireyselleştirmeleri gerektiğini ve her kalp hastasının hastalığının türü ve derecesi aynı olmadığını dikkat çekerek şunları söyledi.

“Bu konuda uzman bir hekime danışmak gerekir; ancak, genel olarak barfiks, şınav ve halter gibi ağır sporlardan, halı sahada futbol oynamak, basketbol gibi rekabete dayalı sporlardan mutlak suretle kaçınılması gerekir. Spor, yemeğin üzerinden en az 3 saat geçtikten sonra yapılmalıdır. Nabzın kontrolü de önemli olup, aktivite sırasında normalin bir buçuk katına çıkması kabul edilebilir. Bunun için, yarım saatte bir 10 dakika ara ile nabız sayısı kontrol edilerek aktiviteye devam edilmelidir. Yürüyüş, yüzme, masa tenisi, dans gibi sportif faaliyetler tavsiye edilmektedir. Partner ile yapılan sporların, teşvik açısından büyük yararı vardır. Tenis ve dans, bunların başında gelmektedir: ancak, kalp hastaları tenis oynamalı, tenis maçı yapmamalıdırlar.

En kolay yapılabilen spor, yürüyüş olup, yürüyüş bantlarında veya doğa yürüyüşü şeklinde yapılabilir. Genellikle, yarım saat-45 dakikalık tempolu yürüyüş tavsiye edilmekte olup, aktiviteyi ve süresini bireyselleştirmek daha doğrudur.”