Bayram Sarayoğlu - Artvin'in Borçka ilçesi sınırlarında yer alan Karagöl, doğası ve sonbahardaki renk cümbüşüyle görenleri adeta büyülüyor. Konaklama tesisinin olmadığı yörede ziyaretler günübirlik yapılıyor.

Yazın yeşilin, sonbaharda ise sarı, kırmızı ve kahverenginin ağırlıklı olduğu renklerin binbir tonunu barındıran Karagöl, her mevsim ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Türkiye'nin saklı cennetlerinden biri olarak gösterilen Karagöl, yöredeki diğer bazı Göller gibi 1800'lü yılların başında meydana gelen heyelanda küçük bir derenin önünün toprak kütlesiyle kapanması sonucu oluştu. İlçe merkezine 27 kilometre mesafedeki Göle, Muratlı Barajı'nın kıyısından geçen kara yolu, ardından da Camili köyü yolu güzergahı takip edilerek gidiliyor. Gölün çevresi sık ormanlarla çevrili. Bazıları endemik bitki türlerinin bulunduğu yörede, metrekareye 3-4 çiçek çeşidi düşüyor.

Karagöl ile çevresindeki vadiler ve yaylalarda sonbaharda ortaya çıkan renk cümbüşü, ziyaretçileri adeta büyülüyor. Özellikle şehrin ve iş yaşantısının stresinden uzaklaşıp, doğayla baş başa vakit geçirmek isteyenler ile fotoğraf tutkunları yöreye akın ediyor.

Karagöl, tur şirketlerinin de listelerinde yer alıyor. Pek çok tur şirketi Doğu Karadeniz gezilerinde, müşterilerini mutlaka Karagöl'e götürüyor. Ziyaretçi sayısında tatil günlerinde artış gözleniyor.

-"Doğayı korumayı bilmiyoruz"-

Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi'nde görev yapan Ortopedi Uzman Doktor Tuğrul Günal ve ailesi de hafta sonu Karagöl'ü ziyaret edenler arasında yer aldı.

Karagöl'ün sonbahar mevsimindeki güzelliğini görmek için Trabzon'dan 2 aile olarak yöreye geldiklerini ifade eden Günal, şunları söyledi:

"Yöreye her geldiğimizde bir yerlerde bir şeylerin kaybolduğunu üzülerek görüyoruz. Buranın doğası, manzarası, flora ve faunası muhteşem. Birçok Avrupa ülkesini gezdim. Örneğin İsviçre'ye de gittim. Herkes İşviçre'nin doğasının güzel olduğu söyler. Bence Borçka Karagöl, İşviçre'nin doğasından çok daha güzel. Fakat bizler doğayı korumayı bilmiyoruz. Hızlı şekilde beton binalar yaparak, doğal güzelliklerimiz yok ediyoruz.

Buradan daha güzel olan Trabzon Uzungöl'e yakın zamanda beton binalar yaparak doğasını bozduk. Taşkınlar sonucu derelerden gelen rusubatlar Karagölü doldurmuş. Gölün hacmi her geçen gün küçülüyor. Buna yetkililerin önlem alması lazım. Burada yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemeli. Biz buralarda Uzungöl gibi beton ve taş yığınları istemiyoruz. Eğer bina yapılacaksa doğaya uygun, ahşap evler yapılması lazım. Doğasever insanlar gelip buranın muhteşem doğasını görsünler.

Doktor Tuğrul Günal'ın eşi Yurdagül Günal ise daha öncede geldiği Karagöl'ün doğasının kendisini büyülediğini ancak konaklama için tesis bulunmadığından ziyaretleri günübirlik gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını belirterek,

"Konaklayabileceğim bir yer olsaydı ailece hafta sonu tatilini burada geçirmeyi çok isterdik. Yemek yiyebileceğimiz bir restoran bile yok. Biraz daha temizliğe dikkat edilmesi gerekiyor. Böylesi güzel doğayı korumalıyız" dedi.

Her mevsim güzel olan Karagöl'ün, sonbaharda farklı bir güzelliğe büründüğünü dile getiren Günal, "Burada sonbaharı doya doya yaşıyoruz. Doğa insanı dinlendiriyor, insana huzur ve yaşama sevinci veriyor. Burayı herkesin görmesini isterim" diye konuştu.

Mali Müşavir İbrahim Aksu ise yöreyi ve Karagöl'ü görmek için Kayseri'den geldiklerini belirterek, "Dağcılık sporu ile uğraşıyorum. Her hafta sonu bir bölgeyi ziyaret ediyorum. Bu hafta sonunu sonbaharda bir başka güzel olduğunu duyduğum Karagöl'ü ziyaret etmek için yaklaşık bin kilometre yol katederek aracımla buraya geldim. Buradaki doğal güzelliği görünce bölgeye haran kaldım. Yaklaşık bin 500 kare fotoğraf çektim" dedi.

İbrahim Aksu, Karagöl'e konaklama için doğay ile uyumlu tesis yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.