Trabzon İl Sağlık Müdürü Kemal Süleyman, kaybolduğu belirtilen sezyum (Cs-137) içeren radyasyon cihazının Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hiç kullanılmadığını söyledi. Dr. Süleyman, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Hastane kaynaklarından aldığımız bilgiye göre sezyum cihazı hastaneye hiç gelmemiş ve kullanılmamış. Hastane kayıtlarında böyle bir bilgi bulunamadı." dedi.

Süleyman, ‘radyasyon cihazlarının hastane bahçesinde belirlenen noktalara gömüldüğüne’ dair iddialarla ilgili ise konu ile ilgili bir resmi yazışmanın gerçekleşmediğini belirtti. Konunun, emeklilik öncesi hastanenin Nükleer Tıp Merkezi’nde çalışan bir doktorun iddiası üzerine gündeme geldiğini kaydeden Süleyman, "İddia üzerine biz de araştırdık. Hastaneye, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)’e sorduk. TAEK’ten sadece Kobalt ile ilgili bunun naklini belgeleyen bilgiler bize geldi. Sezyum ile ilgili kayıtlara rastlanmadı." diye konuştu.

Her türlü ihtimale karşı, Numune Hastanesi yerleşkesindeki İl Sağlık Müdürlüğü binası inşaatının temel kazısı sırasında TAEK’ten uzmanların hazır bulunduğunu da söyleyen Süleyman, kazılar sırasında da orada böyle bir bulguya rastlanmadığını ifade etti. Süleyman, cihazın çalınmış olabileceği iddialarıyla ilgili de şunları söyledi: "Bunlar sadece iddia. Çünkü elimizde Kobalt’ın taşındığını gösteren belgeler var. Belgeler, Sezyum’un da hastanede kullanılmadığını gösteriyor."

"CİHAZ, İSTANBUL’DAN ÖNCE SAMSUN’A GİTTİ"

Öte yandan, bir hastane yetkilisinin dönemin tanıklarına dayanarak verdiği bilgiye göre ise kanser tedavisinden kullanılan cihazların Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Şişli Etfal Hastanesi’ne değil, Samsun’a götürüldü. İddiaya göre, söz konusu cihazlar Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 1976-78 yıllarında aktif olarak kullanıldı, 1978’den 1983 yılına kadar kurulduğu yerde atış şekilde kalan cihazlar, 1983 yılında dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Aydın’ın talimatı üzerine sökülerek, Samsun’a götürüldü. Cihazlarla ilgili hastane kaynaklarında resmi bir kayıt olmadığını öne sürülürken, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)’ın da nükleer cihazlarla ilgili envanter tutmaya 1990’dan sonra başladığı belirtiliyor. Aynı yetkili, bu nedenden dolayı söz konusu cihazın TAEK kayıtlarında da olmadığını savundu. Cihazların Şişli Etfal’e nereden gittiğinin de bilinmediğini iddia etti.