Trabzon TÜRKAV Başkanı Kenan Kuru Halep'te son dönemde yaşanan katliamlar ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Kuru; Malazgirt, Bizans imparatorluğu için kesin felaket olmuştu. Malazgirt savaşından sonra Batı’da gelişen çalışmalar olduğu tarihte görülmüştür. Bu çalışmalardan “Müslümanların, Hristiyanların kutsal varlıklarına zarar verip şehirlerini yıkıyor” şeklinde yalan ve asılsız iddialarını yaymaları sonucu başarılı olmaya başladıklarına tarih şahittir. 
     Neden?

     Türklerin 1071’ de, Malazgirt zaferinin ardından Anadolu’daki akınlarına karşı çarpışacak asker bulmakta zorlanan Bizans İmparatoru Mikhail VII’ de, Papalık yardımıyla Batı’dan asker toplamanın mümkün olabileceğini görmüştü. Ve bu nedenle yeni Papa Gregois’e bağlılığını gösterdiği tarihi geçmişiyle bilinmektedir. Melikşah, 1092 yılında vefat etmiş ve sonrası çocukları arasındaki taht kavgaları bilinmektedir. Dolayısıyla, devletin, yönetim otoritesinde ve Suriye’de gevşemeler olmuştu. Tutuş 1095 ‘te Suriye’de vefat edince oğullarından Rıdvan, HALEP’ te düzeni kurmakta başarısızlıklar göstermiştir. Timur’un akınlarından büyük zarar gören ve bir süre boşlukta kalarak FETRET DÖNEMİ yaşayan Osmanlı Devleti daha sonra toparlanmasını sürdürmüştür. Burada, Fatih’ i anlayarak bu coğrafya ya kısaca bakılmasıyla da daha gerçekçi bir sonuca varılabilecektir. Fatih’ ten sonra Hükümdar olan Sultan Beyazıt döneminde, Osmanlı ile Memluk sultanlığının arası iyi sayılmamasına rağmen, bu dönemde Memluk sultanlığı ile temaslar artmıştır. Halep’te taht kavgasına tutuşan Cem Sultan’ın başarısızlığı ve savaşlardan birini kaybedince 1481’ de Suriye’ ye geçmesi ve Memluk sultanlığına sığınması durumu daha da alevlenmişti. 1514 Çaldıran seferi ile devletin doğu sınırlarını çizen Yavuz Sultan Selim, 1516’ dada Memluk Sultanlığına karşı yeni bir sefere çıkmış ve Osmanlı devletinin üstünlüğü ile bitmişti. Yunus Paşa komutasında önce Halep’e girmiştir. Hama, Humus ve Şam’ı almıştır. Sultan Selim Suriye’de kuvvetlerini yeniden düzenlemiştir. 

     Suriye, Osmanlı yönetiminin egemenliğine girdikten sonra dört ayrı eyaletten biri HALEP’ tir. Yönetim şeklinin varlığı tarihi hakikatlerle, yaşanmış ve insanların huzuru, adil yönetimi sağlanmıştır. Bugün bu bölgede Türk milletinin söz hakkı bulunmaktadır.  Osmanlı Devletinde Türkler ile aynı dili ve kültürü paylaşan Anadolu’daki diğer Türk beylikleri ve hanedanlarına karşı geçmişte yer alan tarihi geçmişe neden bakılmamaktadır?

      Türkmenler çocuk, yaşlı ve insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıyadır. İnsanlık tarihinde kara bir leke olarak yer almaktadır.  Halep Türkmen’dir. Dünya’nın kendi hesapları içinde olduğu uygulamalarıyla anlaşılmaktadır. ve tarihin önünde kara bir lekedir. Milletleri var eden geçmişini meydana getiren bütün hakikatlerle Halep’ te söz hakkı olan Türk devletine karşı hesabi olanlara yeni şehitler verilmiştir. 

      Osmanlı Devletinin Suriye’ye yaklaşımı kendi zengin kültürüyle birlikte aynı olmuştur. Halep ‘e Türkçe konuşan Osmanlı Valileri atanmış ve Türkçe konuşan kişiler olduğu gibi, Şam ve Halep eyaletlerinin birçok köyünde Türkçe konuşanlar mevcut olmuştur. HALEP’ e tarihi hakikatlerle kısaca baktıktan sonra bu gün ortada olan soykırım, Türkmenlerin soykırımı tarihi hesapların yerine getirilmesi midir? 

     Türkmenlere yapılan zulümleri, bu coğrafyadaki vahşeti, tarihi hakikatlerle insanlık görerek sonlandırmalıdır.