"Bozkurt Aydın, Ataşehir seninle" sloganları eşliğinde Ataşehir Belediye Salonu'na giren Koray Aydın,  gazete ve televizyon konuşmalarından derlenen video gösterisinin ardından  kürsüye çıktı.  Ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Aydın, toplumun, işadamlarının ve basının korkutulduğunu ve adeta esaret altına alındığını ifade ederek,  şöyle devam etti: "Bu iktidar döneminde işsizlik tavan yaptı. %12.7 oranına çıktı işsiz sayısı. Gençler arasında bu oran % 25. 2002'den 14 yıl geriye yaptığım taramada işsizlik ortalaması % 7.7 çıktı. Aynı şekilde 2002'den sonraki 14 yılın ortalamasını aldım, oran % 10.7. Yani öncekinin % 50 fazlası. Genç işsizler bakımından OECD ülkeleri arasında rekortmeniz. Dünyanın bütün ülkelerindeki –Afrika dahil- büyüme ortalaması 3.6 iken, AKP'nin son 10 yılında kaç biliyor musunuz? Söyleyeyim: 3.3. Büyüme hızının 1946'dan 2002'ye kadar kaç olduğunu araştırdım, hani koolisyon dönemleri olarak kötülerler ya, kaç çıktı biliyor musunuz? 5.1. Üstelik bu dönemde ihtilaller, muhtıralar, terör var."

16 NİSAN GEÇSİN MERKEL ABLALARINA GİDECEKLER 

Koray Aydın milletin aklını para gücüyle elde etmeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını belirterek, enflasyonun iki haneli rakamlara çıktığını, enflasyon oranında 3. Sıra için Nijerya ile yarış içinde olduğumuzu, bu  iktidarın  İsrail'e çektiği 'one  minute' restini, 'Rus uçağını düşürme şişinmesini', "İran ve Irak'ta  mezhepçilik yapma girişimini" ve Ege'de '18 adayı Yunanistan'a kaptırma rezaletini' sineye çektiğini iddia ederek şöyle dedi: "Şimdi Hollanda'ya, Almanya'ya dikleniryorlar ya, 16 Nisan geçsin, Merkel ablalarının yanına gidecekler. Televizyonda gördüğünüzde beni hatırlayın."

"Bu zihniyet bugün bizden tek kişiye bütün yetkileri vermemizi  bekliyor" diyen Koray Aydın, referanduma sunulan  18 maddelik Anayasa değişikliğiyle ilgili düşüncelerini şöyle aktardı: "Bakanları Cumhurbaşkanı Meclis içinden veya dışından atayacak. Kaç kişi olacaklar belli değil. Araştırdım, Cumhurbaşkanının 185 danışmanı var. Belki şimdi 200'e çıkmıştır. Eski milletvekilleri, eski belediye başkanları vb. Böyle bir Cumhurbaşkanı kaç bakan atar?  Atadığı bakan milletvekili haklarına sahip olacak, bakanı değiştirdiğinde  milletvekilliği de sona erecek. Böyle bir bakan kimin dediğini yapar, kendisini atayanın sözünden çıkabilir mi? Toplumun çıkarına bir işlem yapabilir mi?"

BURNUNUN UCUNU GÖREMEYENE BU KADAR YETKİ VERİLİR Mİ? 

Aydın, Cumhurbaşkanının yardımcılığına seçeceği kişilerin, herhangi bir hastalık, seyahat ya da ölüm halinde  seçilmemiş olduğu halde Cumhurbaşkanının bütün yetkilerini kullanmasına yönelik değişikliği de sert biçimde eleştirerek şöyle devam etti:  "1934'te Almanya'da referandum yapıldı. Maddeler % 89 gibi bir oyla kabul edildi. Hitler geldi o yetkilerin üzerine oturdu. İkinci Dünya Savaşı'nı çıkardı, 17 milyon insan öldü, 7 milyonu Almandı. Yetki böyle birşeydir işte. Şimdi düşünün değişikliklerin 8. Maddesinde Başkan'ın Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vereceği hüküm altına alınıyor. Bu yetkinin burnunun bir metre ötesini göremeyenin, yanıbaşındaki yaverinin FETÖ Terör Örgütünün üyesi olduğunu göremeyenin  elinde nasıl kullanılacağını bir düşünün. FETÖ görülemedi, PKK görülemedi. Sonra "aldandım." Böyle biri TSK'nin kullanılmasına tek başına nasıl karar verir?"

Başbakanlığın kaldırılmasını ve bu görevin Cumhurbaşkanına devredilmesini de doğru bulmadığını ifade eden Koray Aydın, Ortaasya'dan beri bütün Türk tarihinde  başka adlarla da olsa, Başbakanlığın ciddi ve önemli bir kurum olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu değişikliklerin sakıncaları saymakla bitmez. Partili Cumhurbaşkanlığı sakıncalıdır. Kelime oyunlarının ardına saklanan Meclisi fesh etme yetkisi çok sakıncalıdır. Üst düzey bürokratları atama yetkisinin ucu açık; bu maddeyle şube müdürlerine kadar inilebilir. Kararname çıkarma yetkisi, parlamentonun haklarını elinden alma anlamına gelir, istenirse AB müktesebatında küçük bir değişiklikle 'eyalet kurma' tehlikesine getirir ülkemizi.  Bu yetkilerle donatılmış hangi insan olursa olsun yoldan çıkar."

DEMOKRASİNİN DÖRDÜNCÜ GÜCÜ BASIN İŞGAL ALTINDA 

Ataşehir'de coşkulu bir kalabalığa seslenen MHP Eski Milletvekili ve Eski Bakan Koray Aydın, sık sık alkışlar ve sloganlarla kesilen konuşmasının sonunda, referanduma sunulan Anayasa değişiklikleri ile demokrasinin olmazsa olmazı kuvvetler ayrılığının kaldırıldığını, parlamentonun elinden yasama ve denetleme yetkisinin alındığını, yargının cüppesini iliklemek için düğmesini, yakasında da parti rozetini arayan hâkimlere teslim edilmek istendiğini, yürütmenin tek elde toplandığını ifade ederek şunları söyledi: "Bugün demokrasinin dördüncü gücü sayılan basın işgal altında. Çıkacak TV yok. En son bir manşeti bahane ederek Doğan Grubu'na da bir salvo attılar. Bir iki istisna dışında çıkacak televizyon kalmadı. Ama ben bütün olumsuz şartlara rağmen, karalamalara rağmen  milliyetçilerin de Hayır diyeceğine inanıyorum. Niyetimiz hayırdır, akıbetimiz de hayır olsun."