KTÜ’de geri sayım başladı.

En az hatta en azından daha fazlasıyla KTÜ’de kimin rektör atanacağı(seçileceği demiyorum) KTÜ kampüsünden çok şehrin ekabir takımınca merak ediliyor.

Burası Trabzon

Kanaryayı Sevenler Derneğinin seçimini yapın yine gündem oluyor. Seçimleri seviyoruz.. Seçim, geçim ve defin gevşek tutmaya gelmiyor.


KTÜ’deki seçimlerin; kampüs dışındaki görünümü şu..

Bir kesim var orta yolcu. Her adaya yakın. Kiminle karşılaşsa, adamsın diyor.

Bir kesim var tavrını belirlemiş. Kimi bu tavrı idealleri için kimi sevdiği için kimi sevdiğinin sevdiği adam olduğu için.

Kimi de olaya ideolojik yaklaşıyor.

Kimi ekonomik çıkarlarla kucaklaşıyor.


Kimi, ufak tefek mutluluklarla avunuyor.

Kimi, sahil tesislerinde ayrıcalığım şu adayla devam eder diyerek o adaya yanaşıyor.


Kimi kaynakçı.. Yandan çarklı.

Kimi intikam peşinde, cafcaflı.


İş adamından STK’lara ve hatta kelam erbabı medyaya rektörlük seçimleri ile ilgili olarak tavrını belirlemede bayağı usta.

Mesela, bizim medya.

Süleyman Baykan diyenler; konjektürel havada. Kimi Özen’le kavgalı, Özen’e rağmen aynı kulvarlı.


Kimi, Orhan Aydın’cı ama net tavrını koymuyor. Telefonla arayıp, kendine bu doğrultuda yazı yazdırılmadığını söyleyecek kadar da zavallı.

Kimi, yakın markaja alınıyor, patrona söylerim ha diye sindiriliyor.

Kimi ne şiş ne kebap yansın diye keleminin iki ucunu da köreltmiş.

Kampüste oy kullananlar akil adamlar.

Bilim insanı diplomalılar.

Çoğu “Liseyi” zorla bitirmiş iş adamının lafına mı bakacak, yoksa medya mensubunun iki satırı ile mi oyuna uğur takacak(!)

Nasıl kampüs dışında pozisyon alanlar “Çıkarı ve de beklentisi” ile kendini tam sipere yatırmışsa..
Kampüs içinde de aynı şey söz konusu.

Ulusal Kurtuluş savaşında Tunceli milletvekili olarak birinci TBMM’sine gönderilen Şıh, Tuncelilerin “Ağa bizi orada satmayasan..” lafına aynen şöyle cevap vermiş..

“Ben sizin sütünüzün gaymağıyam. Sütünüz ekşiyse ne yapayam..”


KTÜ kampüsü, şehrin kaymağı…!